ABD’nin yeni Orta Doğu politikasının yaratacağı tehdit…
Küresel piyasalar bahar rehavetinden ABD’nin Suriye’nin Şayrat Hava Üssüne füze saldırısıyla uyandı. ABD saldırısının kimyasal silah kullanan hava üssü ile sınırlı olması ve Rusya’nın doğrudan karşılık vermek yerine uyarıyla yetinmesi nedeniyle piyasaların tepkisi sınırlı oldu. Hisse senetleri hafif değer kaybederken, altın, yen gibi güvenli liman olarak görülen yatırım araçları ve petrol değer kazandı.
ABD tahvillerinin ve doların sakin seyri piyasaların füze saldırısını vekalet savaşından sıcak savaşa geçişin öncü işareti olarak görmediğini gösteriyor. Gelişmekte olan piyasalardaki ilk tepki genele yaygın değil bölgesel bir riskin fiyatlandığına işaret ediyor. Ruble ve lira en çok satış yiyen para birimleri olarak öne çıkıyor.
Piyasalardaki sakin seyrin tersine biz Başkan Trump’ın füze saldırısı emrini ABD’nin daha şahinleşeceği yeni bir dönemin başlangıcı olarak okuyor ve Türkiye’nin risk primini artıracağından çekiniyoruz. Seyahat yasağının mahkemeden dönmesi ve sağlık reformu yasa taslağının Temsilciler Meclisinden geçirilememesiyle güç kaybeden Başkan Trump’ın radikal politikalarla itibarını geri kazanmaya çalışacağını tahmin ediyoruz.
Başkan Trump’ın saldırı emrini ABD’nin Orta Doğu’da kaybettiği itibarı geri kazanmak, Cumhuriyetçileri ortak bir amacın çevresinde toplayarak desteklerini sağlamak ve Kuzey Kore’nin nükleer silahlanmasının engellenmesinde ABD’nin kararlılığını dünyaya (Çin’e diye okuyun) göstermek için atılmış stratejik bir adım olarak görüyoruz.
Başkan Trump’ın ekibinde yaptığı son değişiklikler ABD’nin dış politikasında daha şahinleşeceğinin işareti olarak okunabilir. Görevine son verilen ulusal güvenlik danışmanı Flynn ve baş stratejist Bannon Rusya’ya yakın olmasıyla ve Esad’ın Suriye’nin başında kalmasını istemesiyle tanınıyordu.Dolayısıyla 2013 yılında Başkan Obama’nın imtina ettiği saldırı emrini Başkan Trump’ın vermesi rastlantı değil. Önümüzdeki dönemde Suriye rejimini hedef alan ABD saldırılarının devam edeceğini ve Rusya ile ilişkilerin daha da gerileceğini tahmin etmek yanlış olmaz.
ABD’nin kimyasal silah kullanılmasına tepki olarak Suriye hava kuvvetlerini vurmasını Türkiye “insanı gerekçelerle” olumlu karşıladı. Ancak ABD’nin Esad rejimini hedef alan yeni politikaları hayata geçireceğini ve bu politikaların Türkiye’nin çıkarına olduğunu söylemek kolay değil.
Tam tersine ABD ve Rusya’nın karşı karşıya geleceği yeni dönem Türkiye için önemli riskler doğurmakta. ABD ve Rusya arasında Doğu Avrupa ve Baltık denizinde başlayan gerilimin Suriye’de tırmanması Rusya İran eksenini yakınlaştıracak ve Türkiye Rusya ilişkilerinde uçak krizinden daha büyük bir krize yol açabilecektir.
ABD ve Rusya’nın mücadelesi Suriye’yi parçalar ve bölgede bir Kürt devleti kurulmasının önünü açarsa Türkiye’nin ulusal çıkarları açısından önemli bir jeopolitik risk oluşacaktır. Türkiye’nin Ortadoğu ile Avrupa arasında enerji koridoru olmasını baltalayacak ve Ortadoğu ülkelerine ulaşmasını engelleyecek bir oluşum riski önümüzdeki aylarda Türkiye’nin risk priminin yükselmesine yol açabilir.