ABD’nin kardeşleri
Çin’in 2014 üçüncü çeyrek büyüme rakamları açıklandı. Gelen verilere göre Çin ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde %7.3 büyüdü. Bu oran son beş yılın en düşük büyüme oranı. AB’nin üçüncü çeyrek büyüme verisi açıklanmadı, ama oranının yerlerde sürüneceği kesin gibi. Dünya ekonomisinde biri birleri ile rekabet eden bu üç ülke arasında işleri yoluna koyan ülke ABD. Diğer ülkelerin ekonomileri beklenen performansı gösteremediğine göre, ABD bu gelişmelere sevinmiştir diye düşünebilirsiniz. Fakat Atlantik’in öte yakasından pek de öyle sevinç sesleri gelmiyor. Çünkü ABD yönetimi buna sevinmeye kalktığında, sanırım iktisatçıları gelip (bizim Türk filmlerinde olduğu gibi) ABD yönetimine “siz kardeşsiniz” diyecektir. Çünkü ABD en büyük dış ticaret ortakları (kardeşleri) komşuları Kanada ve Meksika’dan sonra Çin, AB ülkeleri ve Japonya.
Son açıklanan ABD Ağustos ayı dış ticaret verileri baktığımızda, ihracatta ilk iki sırada komşuları Kanada ve Meksika olduğunu görüyoruz. Bu ki ülkenin ABD ihracatındaki payı %30. Sonra gelenler %7’lik pay ile Çin ve %4,6’lık payı ile Japonya. ABD ihracatında ilk on beş ülke arasında AB üyesi altı ülke var ve bunların toplam payları %10. Böyle bir yorum yapmak için tek bir aya bakmak anlamlı olmaz diyorsanız, ben de haklısınız diyorum. Diğer aylara ve yıllara ilişkin verileri de inceledim. Gerçekleşmeler hemen hemen aynı. ABD’nin ithalatında da durum pek farklı değil. İlk 15’de araya giren Hindistan, İsviçre gibi ülkeler var, fakat sıralama değişmiyor. 2013 yılı verilerine göre toplam dış ticarette ilk sırada 632,4 milyar dolar ile Kanada var. Sonra gelen ülkeler; 562 milyar dolar ile Çin, 506,6 milyar dolar ile Meksika, 2013,7 milyar dolar ile Japonya ve 162,1 milyar dolar ile Almanya .
Harcama yöntemine göre yazılan bir GSYH eşitliğinde ihracat dış taleptir ve GSYH’yı artırır. Dolayısıyla da ihracat yaptığınız ülkelerin ekonomilerinin istikrarlı olması, büyümesi sizin lehinizedir. Çünkü bir ülkenin ithalatı o ülkenin GSYH ile döviz kuruna bağlıdır. Dolayısıyla Japonya’nın, Çin’in ya da AB’nin büyümesi ABD’nin lehinedir (En azından ABD ekonomisini tehdit edene kadar), çünkü bu ülkelerin ABD toplam ihracatı içindeki payı yüksektir. Dolayısıyla Çin’in büyüme oranındaki düşüş, Çin’in ithalatını azaltır (ABD’nin ihracatı da düşer), bu da ABD’yi üzer.
Eğer dördüncü çeyrekte de benzer bir durum sürer ve Çin’in düşük büyüme oranına AB’de eşlik ederse, ABD Merkez Bankası (Fed), 2014’de yükseltmeyi düşündüğü faiz oranı kararını bir süre daha geciktirebilir. Bu da özellikle şu anda ekonomileri sıkıntılı olan Türkiye’nin de içinde bulunduğu, yükselen ekonomilerde geçici de olsa bir rahatlama sağlar.
“Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun”.