ABD’deki işsizlik yapısal mı?

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF [email protected]

FED Açık Piyasa İşlemleri Komitesi’nin, aylık bono alımlarını 45 milyar dolara indirme kararından sonra açıklanan istihdam rakamları, ABD’de ihtiyatlı bir iyimserlikle karşılandı. Nisan ayında işsizlik oranı yüzde 6.3’e gerilerken, tarım dışı sektörün istihdamında beklentilerin üzerinde 288 bin kişilik bir artış var. Bununla birlikte, işgücü piyasasındaki sorunlar devam ediyor. Ücretler durağanlığını korurken, yarı zamanlı işlerde çalışanların sayısı artıyor. Bir diğer olumsuz gelişme, işgücüne katılım oranındaki gerileme. Bütün bu gelişmeler dikkate alındığında, FED Başkanı Janet Yellen’in göreve geldiği günlerde yaptığı açıklamanın önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Yellen, mevcut para politikasında ciddi değişiklikler için işgücü piyasasındaki gelişmeleri yakından takip edeceklerini, tek başına işsizlik oranındaki gerilemenin işgücü piyasasındaki iyileşmeye işaret etmeyeceğini söylemişti. Bu açıklama ışığında, işsizlik oranındaki azalmanın FED Başkanını tatmin ettiğini söylemek zor. FED’in basın açıklamasının esas itibariyle öncekilerden bir farkı yok. Önceden belirlenmiş bir para ve faiz politikasının olmadığı; ekonomideki gelişmelere göre adım atılacağı belirtilen açıklamada, fiyat istikrarıyla birlikte ekonomide maksimum, yani tam istihdam sağlanıncaya kadar gevşek para politikasına devam edileceği görüşüne yer veriliyor.

***
Yaklaşık 10 milyon işsizin olduğu ABD’de, her üç kişiden biri uzun süreden beri işsiz. Gelir ve üretim kaybına sadece açık işsizler neden olmuyor. Gizli işsizlerin de bunda payı var. Tam zamanlı iş bulamadıklarından dolayı yarı zamanlı işlerde çalışmak zorunda kalanların, yani gizli işsizlerin sayısı 7.5 milyon civarında. İşsizlik kültür, eğitim ve hatta ırk farklığından da etkileniyor. Eğitim düzeyi düştükçe işsizlik artıyor. Yüksek öğrenimliler arasında yüzde 3.3 olan işsizlik oranı, lise altı eğitimi olanlar arasında yüzde 8.9. Gelişen teknolojiler ve bunların üretim süreçlerine uygulanması vasıfsız işgücünün iş bulmasını giderek zorlaştırıyor. İşsizlik oranının beklentilerin altında azalmasında bunun da etkisi var. FED’in Nisan ayındaki Bej Kitabı’nda birçok eyalette vasıflı işgücü açığının olduğu belirtiliyor. Açık Piyasa İşlemleri Komitesi’nin üyelerinden Dallas Merkez Bankası Başkanı Richard Fisher da bu görüşte. Gevşek para politikasına muhalifler arasında yer alan Fisher’e göre işsizlik yapısal. Bu argüman, vasıflı işsizlerin işgücü talebinin yüksek olduğu bölgelere gitmeleri halinde, işsizlik sorununun hafifleyebileceği anlamına gelse de, bunun bir garantisi yok.

***
İşsizlik sorununun kronik hale gelmesinde konjonktürel etkenler dışında yapısal etkenlerin de olduğu muhakkak. Yapısal İşsizlik, işgücünün sahip olduğu niteliklerin işe uygun olmaması dışında, yanlış yerde olmasından da kaynaklanıyor. İşsizliğin azaltılması orta ve uzun vadede, işgücünün eğitim ve becerisinin arttırılmasına bağlı. Ekonomiler geliştikçe vasıflı işgücüne olan ihtiyaç daha da artacaktır. Almanya’nın AB ülkelerindeki genç işgücünün istihdamına yönelik eğitim ve staj programlarını uygulmaya koyması, yapısal işsizliğin azaltılması yönünde önemli bir adımdır. Merkez bankaları konjonktürel işsizlikle savaşmada etkili olmalarına karşılık, yapısal işsizliğin ağırlık kazandığı ortamlarda etkinliklerini yitiriyorlar. ABD henüz o noktada olmasa da, yaklaşıyor. AB’deki işsizlik sorununun nedenleri arasında kültürel farklılıklardan dolayı işgücünün yeterince akışkan olmadığı sayılırken, tek bir dilin konuşulduğu ABD farklı bir yere oturtulurdu. Fakat gelinen noktada, ABD’nin de AB’den pek farklı olmadığı görülüyor. AB’deki sorunların benzeri ABD’de ortaya çıkıyor. Düşünülenin aksine, Amerikalılar da yer değiştirmeye pek istekli değiller.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016