ABD’de enflasyon düşüyor, peki zafer sadece Fed’in sıkı politikasında mı?
Teknolojinin oldukça kısalttığı zaman kavramına göre çok uzun zamandır enflasyon, resesyon, stagflasyon, enerji krizi, savaş, gıda krizi, Fed’in şahin tutumu, yumuşak iniş, ince ayar gibi meseleleri konuşuyoruz.
Bunların hepsini alt alta toplamaya kalkarsak ise karşımıza koskaca bir dönüşüm balonu çıkıyor. Bu balon yalnız öyle kripto ya da borsaya atfedilen türden ve çabuk da sönümlenmemesi gereken bir çeşit gaz taşıyor olsun.
Termodinamik yasalarına girip de hiç kafa karıştırmayı düşünmüyorum ancak bu dönüşüm küreselleşme karşıtı, enflasyona dayanan ve dünyayı birkaç yıl büyüme konusunda geride bırakacak türden…
Neden mi? Bakınız ABD’nin enflasyon düşüşü ardından gelen sevinç nidalarına: Ortodoks iktisat teorisi (Konvansiyonel yaklaşım) tam anlamıyla başarılı olmuştur ve Fed’in şahin tutumu tam anlamıyla enflasyonun belini kırmıştır. Hatta istihdam verileri de hiç olmadığı kadar iyidir ve resesyona da girmeden bunu başarmak öyle her yiğidin de harcı değildir. Söylenildiği gibi mükemmel iletişim ve yumuşak iniş sinemalarda…
Enflasyonun düşüşünde farklı bir parametre var
Rezerv para doların sahibi ABD, elbette ki talep enflasyonu yavaşlatmak için parasal sıkılaşmayı mükemmel şekilde uygulayıp, sonuç da alabilir ancak geçtiğimiz yıl savaşın önemli katkısıyla oluşan enflasyon arz kaynaklıdır. Arz kaynaklı enflasyon beklenti kanalıyla talep enflasyonu da yaratmıştır ve ABD’nin enflasyon beklentilerindeki aşağı yönlü inişte Fed’in sıkı para politikasının önemli katkısı vardır. Ancak manşet enflasyonun düşüşündeki ana sebep, nisan ayından bu yana sıkılaşan Fed’in mükemmel iletişiminden ziyade petrol fiyatlarında son altı ayda ortaya çıkan zirveden iniştir.
Enflasyonu sadece Fed’in şahin bakışı ile sönümlendirmek mümkün mü? Bunun için birkaç alt değişkene de bakılmalı ki, bunlardan biri hizmet enflasyonu:
Hizmet enflasyonunun düzelmesi için önce ücretlerin keskin bir şekilde düşmesi mi gerekiyor? Fed Başkanı Jay Powell, bu konuda hem fikir gözüküyor, çünkü ücretler, hizmet işletmelerinin göz ardı etmesi gereken önemli bir maliyet.
Fed’in istihdam piyasasına bakışı eleştiriye konu oluyor
Diğer taraftan enflasyonu sabit tutan şeyin yüksek ücret artışının kendisi değil, yüksek nominal tüketim olduğunu da savunanlar var. Ücret artışı, yüksek tüketimi sürdürmeye yardımcı olur, ancak istihdam artışı da öyle. Dolayısıyla bu Fed için bir handikap oluşturabilir.
Bir diğer önemli konu da şu: ABD’deki şirketlerin yüksek borçluluk oranları pandeminin başında halka açık şirketlerin kârlılıkları o denli şişti ki, borsalardaki son düşüşten sonra bile halen oldukça yüksekler ve bu da finansal kaldıraç oranları açısından başedilebilir gibi gözüküyor. Banka dışı şirket kârlarının son beş yılda GSYİH oranının iki katı arttığı Fed’in kasım ayı finansal stabilite raporundan görülebilir.
Ancak Fed’in azalarak da olsa 2023’de faiz artışlarına devam etmesi ile karlarda oluşacak olası düşüşler, artan faiz oranları ile birleştiğinde ciddi bir borç krizi yaratabilir. Biliyoruz ki finansal kaldıraç oranı yüksek karlılıkla oldukça iyi gizlenebilir.
Zaten bu tarz risklerin varlığını, ABD’nin küresel markalarında görülen işten çıkarma ve maaş, bonus düşüşü gibi tedbirlerden de izleyebiliriz.
Diğer taraftan, Fed’in bu sıkı politikası ve emtia piyasasında görülen savaş, ticaret hesaplaşmaları ve Çin’in açılması gibi konuların yarattığı çok fazla belirsizlikle birleşince ortaya ABD dışında dünyanın geri kalanı için çok daha kötümser bir tablo ortaya çıkartıyor. Halihazırda Avrupa’da havaların iyi gitmesi gelecek durgunluk riskini ortadan kaldırmıyor. Dünyadaki yatırım ortamının kötüleşmesi, ticaret savaşlarının daha da güçlü gelmesini beraberinde getirecek. Bu durumun emtialar ve teknolojik ürünlerde yaratacağı baskı ise enflasyonla mücadelede zorluk demek…
Şu andaki sevinç nidalarını bastırmak istemem ancak önümüzdeki birkaç yıl sadece para politikasının baş edemediği türden ciddi risklerle boğuşulacak ve bunun da temel sorumlusu şu andaki ekonomik sistem olarak görülebilir