ABD'yi takip eden bizim piyasalar
Şevket Keresteci / Finansinvest
ABD başta olmak üzere pek çok bölgede üçüncü çeyrek bilançoları izleniyor. Ancak bu hafta, makroekonomik veriler ajandada önem kazandı. Özellikle piyasalarımızın tatil olduğu perşembe günü ABD üçüncü çeyrek büyüme rakamı, beklentilerin üzerinde gelen bilançolar sonrasında ekonominin sağlığa kavuşup kavuşmadığına dair net bir görünüm çizmiş olacak. Beklentilerimiz ABD ekonomisinin bir yıllık daralmanın ardından üçüncü çeyrekte %3-3,5 oranında büyüyerek resesyondan çıktığı yönünde. Büyüme rakamının netleşmesinin ardından ABD'nin genişlemeci para ve maliye politikalarından çıkış stratejileri yatırımcıların kafasını en çok yoracak konulardan biri olacak. FED gibi diğer önemli merkez bankalarının da genişlemeci politikalardan çıkış stratejileri, zamanlama ve içerik açısından yakından takip edilmeli. Kriz nedeniyle uzunca bir süredir uygulanan politikaların, kriz etkileri geride bırakıldığında hâlâ sürdürülmesi yüksek bütçe açıklarına, yüksek enflasyona ve varlıkların aşırı değerlenmesine neden olabilir. Bu nedenle, ekonomik stabilizasyonun yakalanmasının ardından, yüksek para arzının geri çekilmesi kritik önem taşıyor.
Anayasa Mahkemesi'nin yabancılara %0 stopaj uygulamasını iptal etmesi sonrasında yabancı talebinin azalacağı yönünde endişelerle piyasada ciddi baskı oluştuğunu gözlemledik. Gelişmenin ileride yabancı talebinin artması yönündeki beklentileri azaltması açısından olumsuz olduğunu düşünsek de, yabancı yatırımcıların bono piyasası içinde yalnızca %8-10 civarında paya sahip olması nedeniyle piyasaya reel etkisinin sınırlı olacaktır. Ancak faizlerin
geldiği seviyelerde, faiz indirimi beklentilerinin azalması ile piyasada esas oyuncu olan yerel bankaların ilgisinin azalması önümüzdeki dönemde faizlerde kademeli bir yükselişe neden olabilir. Ancak Merkez Bankası'nın 1-2 ay daha indirimlere devam edeceği beklentisi ile kısa
vadede bu etkinin sınırlı kalacağını düşünüyorum.
Geçen haftalarda küresel piyasalarda, özellikle ABD bilançolarına odaklı seyir izlendi. Yurtiçine baktığımızda ise şirketsel bazda haber akışının yanı sıra ağırlıklı olarak yurtdışı piyasaların izlenmeye devam edildiğini gözlemliyoruz. ABD ve Avrupa'da açıklanan bilançoların
yanı sıra makro verilerin toparlanmalara ilişkin olumlu sinyaller vermesiyle emtia fiyatlarının güçlü seyri iyimser beklentilerin devamına ilişkin iyimserlik oluşturdu. Öte yandan bir miktar gevşemeye karşın petrol fiyatları başta olmak üzere emtia fiyatlarının güçlü seyri de risk iştahının sürdüğünü gösteriyor. Piyasalarda devam eden volatilite kâr satışlarına neden olsa da, genel iyimserlik düzeyinin kısa vadede korunacağını düşünüyorum. Özellikle yıl sonuna kadar 50,000 seviyelerindeki bir endeks görebiliriz.Hatta bazı yerlerde yıl sonu endeksi için İMKB 100 Endeksi'nin 55,000 seviyelerinde olması sürpriz sayılmayacaktır. Önümüzdeki hafta içerisinde 46-49 bin seviyelerinde tutunma çabası beklediğim İMKB'de, orta-uzun vadeli temkinli yaklaşımı korurken, kısa vadede trade fırsatları yakalanabileceğini düşünüyorum. Son sekiz ayda gelinen seviyelerin ve buradan yaşanacak yükselişlerin kademeli kâ0r realizasyonu amaçlı kullanılabilinir.
Üçüncü çeyrek bilançolarının beklentilerin üzerinde gelmesi ve makro verilerin ekonomiye ilişkin iyimserliği artırması ile yükselen risk iştahı hafta boyunca Euro'yu destekledi. Bilanço ve makro veriler paritenin kısa vadeli seyrinde etkili olmaya devam edecektir.