ABD'de obeziteye karşı reçete ile meyve-sebze

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

"Geçtiğimiz sene ABD ve Kanada'da obeziteye yönelik sağlık harcamaları 127 milyar doların üzerinde gerçekleşti. Bu durum, vergi ve özel sağlık sigortası ödeyen herkesi etkiliyor. Bir diğer önemli konu da, verimlilik kaybı. Obeziteye rağmen çalışmaya devam eden ve bu nedenden dolayı işten ayrılmak zorunda kalan toplumun yol açtığı verimlilik kaybı toplamda 115 milyar dolara denk geliyor. Eğer sürdürülebilir insan refahı ve doğal çevrenin korunması bizim için değerliyse, benim kilom ve sizin kilonuz, hepimizi ilgilendirir. Obezite etik bir konudur ve bazı insanların kilolarındaki artış, diğerlerinin üzerine de önemli maliyete yol açar. Bir örnek vermek gerekirse: Zayıf bir Asyalı kadın check-in yaptı. Yaklaşık 40 kilo bagajı vardı. Ağırlık sınırını aştığı için fark ödedi. Daha sonra kadından en az 40 kilo daha ağır olan bir erkek yolcu geldi. Onun bagajı ise limitin altında olduğundan herhangi bir bagaj ödemesi yapmadı.  Oysa uçağın petrol tüketimi açısından, aşırı kilo ve bagaj ağırlığı arasında bir fark yok."

Bu sözler Princeton Üniversitesi Profesörü Peter Singer'a ait. Singer, obeziteyi engelleyecek kamu politikalarının geliştirilmesi gerektiğini söylüyor.

Dünyanın en obez ülkesi ABD

OECD tarafından yayınlanan son rapora göre, dünyanın en obez ülkesi ABD.

ABD'de yetişkin nüfusun yüzde 34'ü obez. İkinci sırada yüzde 30 ile Meksika; üçüncü sırada yüzde 27 ile Yeni Zelanda geliyor. Avustralya ve İngiltere'de obez nüfusun oranı yüzde 25; Kanada'da yüzde 24; İrlanda'da yüzde 23; Şili'de ise yüzde 22.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayımlanan son obezite rakamları da oldukça endişe verici: Bu rakamlara göre, 1980 yılından bu yana dünya genelinde obezite oranı neredeyse iki katına çıkmış durumda. 20 yaş üzeri yetişkinlerde obezite oranı yüzde 11'in üzerinde. Dünya genelinde beş yaş altı 40 milyonun üzerinde çocuk aşırı kilolu. 20 yaş ve üzeri aşırı kilolu nufüs oranı ise 1.4 milyarı aşıyor.

Bir dönem, zengin ülkelerin sorunu olarak değerlendirilen obezite, bugün orta ve düşük gelirli ülkelerde de oldukça ciddi bir sorun oluşturmaya başladı.

Gelişmekte olan ülkelerde yaşayan aşırı kilolu çocukların sayısı 30 milyona ulaşırken; gelişmiş ülkelerdeki aşırı kilolu çocuk sayısı 10 milyon.

Reçete ile meyve ve sebzede indirim

Obezitenin önlenmesinde, beslenme ortamı ve alışkanlıkları çok büyük bir önem taşıyor. New York'ta iki hastane, obezite ile mücadelede örnek oluşturacak bir çalışmaya imza atarak, reçetelere ilaç yerine meyve ve sebze yazmaya başladılar.

Lincoln Medical Center ve Harlem Hospital, obezite tedavisi için başvuran hastalarına her gün bir ya da daha fazla meyve ve sebze tüketmelerini öneriyorlar. Meyve ve Sebze Reçetesi (FVRx) adı verilen pilot program kapsamında, bu reçeteleri alan hastalar, taze sebze ve meyve pazarlarından ya da çiftçilerden indirim kuponu alabiliyorlar.

Ulusal Çocuk Sağlığı Araştırması'na göre ABD genelinde obezliğin en fazla olduğu eyalet Mississippi. İkinci sırada ise Georgia geliyor. Georgia'da çocukların yüzde 40'ından fazlası, yani yaklaşık bir milyon çocuk, klinik olarak obezite sorunu yaşıyor. Bu sorun ileri yaşlarda kalp krizi, diyabet, yüksek tansiyon gibi rahatsızlıklara yol açabiliyor. Fakat, ebeveynler obezite konusunda yeterli duyarlı değiller. Araştırmaya göre, Atlanta'da çocukları obez olan ebeveynlerin yüzde 75'i, bu durumu hastalık olarak görmüyor

Lincoln Medical Center Obezite Programı kapsamında ise, 2012 yılında şekerle tatlandırılmış tüm yiyecek ve içecekler hastane menüsünden kaldırılmış. Hastane, toplumu daha sağlıklı bir yaşam biçimine yönlendirmek için örnek oluşturmayı hedefliyor.

Bir başka örnek 2008 yılında Ohio'da bulunan Cleveland Clinic tarafından başlatılan Çiftçi Pazarı Programı. Programın amacı, şehir sakinlerinin taze meyve ve sebzeye ulaşımı kolaylaştırmak; ve böylece Fast Food'dan uzaklaşarak, daha sağlıklı beslenme çeşitlerine yönlenmelerini sağlamak.

Bu yaklaşımlar, hastanelerin toplum sağlığı alanında ciddi bir rol değişimine gittiğini ortaya koyuyor. Geleneksel olarak insanların hastalandıkları zaman gittikleri bir yer alan hastaneler, artık hastalığın önlenmesinde de katılımcı bir rol üstlenmeye başlıyorlar.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar