ABD üniversitelerinde neler oluyor?

Prof. Dr. Burak KÜNTAY
Prof. Dr. Burak KÜNTAY DÜNYA’NIN POLİTİKASI [email protected]

ABD üniversitelerindeki gösteriler herkesin malumu. Herkes sürece dair birçok yorum yapıyor. Doğal olarak, seçimler üzerinden okumaya çalışanlar, politika odaklı bakmaya gayret edenler, lobi ya da baskı grupları bağlamında değerlendirenler var. Ancak hepsinden öte süreci, neyin ne olduğunu en baştan anlamamız lazım.

Sadece Amerika çalışan bir akademisyen olarak değil, Amerika’da bir devlet üniversitesinde mütevelli heyeti üyeliği yapmış biri olarak elimden geldiğince süreci ve gelişimi izah etmeye gayret edeceğim. Amerikan üniversiteleri devlet olsun (devlet derken federal değil eyalet devletini kastediyorum) vakıf olsun, özel olsun fark etmeksizin hepsinin en büyük gelir kaynağı bağışlardır. Bağışlar ile büyük yatırımlar ve bilimsel ilerlemeler sağlanır. Bu yüzden üniversitelerin bağışçıları üniversite kararları üzerinde büyük etki sahibi olurlar, elbette resmi değil ama ricaları bazen emir telakki edilir.

Yıllar boyunca bilhassa da 2000’lere kadar Amerika’daki Yahudi toplumu üniversitelerdeki en büyük bağışçılar arasındaydı. 2000’ler itibari ile Ortadoğu’nun zengin ülkelerinden emirler ve aileleri, şeyhler, prensler derken ciddi bir Körfez ağırlıklı bağış sistemi oluşmaya başladı. Kısaca Arapların Amerikan üniversitelerindeki söz söyleme gücü son 20 senede çok arttı.

İnternet diye bir şey var

Şimdi bu bilgiler aklımızda dursun ve protestolara geçelim. Protestolar tam başladığında Amerika’daydım. Birçok üniversitede protesto gösterilerine katılan öğrencilerin yanına gittim. Sordum, derdin ne diye? Cevap net. Bizim vergilerimizle Amerika’nın bir katliama ortak olmasını istemiyoruz.

Yani en büyük tepki kendi ülkelerine. Şunu net belirteyim protestocular, zamanında benimde olduğum gibi Müslüman yabancı öğrenciler değil. Amerikan vatandaşı çocuklar. Tepkiyi anladık, peki nasıl birden her üniversitede alevlendi. Bu kadar kısa zamanda nasıl organize olundu? Bazen arkasında Arap sermayesi olduğuna dair, Rusya, Çin tarafından finanse edildiğine yönelik analizler duyuyorum.

Komik geliyor. Neden mi? Amerika’daki her üniversitenin içerisindeki öğrenci kulüplerinin, derneklerin ya da siyasi parti gençlik kollarının diğer üniversite kampüslerinde şubesi vardır. Whatsapp grupları vardır. Hadi arkadaşlar protesto yapıyoruz dediğinizde bir bakmışsın sabah her yerde tepki. Ne Çin, ne Rusya, ne Araplar. İnternet diye bir şey ve whatsapp grupları gibi iletişim aracı olduktan sonra başka ne lazım?

Siyaset yelpazesi farklılaşıyor

Gelelim üniversitelerin tavrına. Üniversitelerde bu tarz gösteriler olunca kıdemli, eski bağışçılar ve Yahudi organizasyonları hemen organize olup üniversitelere bu gösterilerin anti-semitic olduğu çağrısını yaparlar.

Bunların durdurulmasını isterler. Kolay değil, hiçbir rektör bağışçı kaybetmek istemez. Ama bu sefer durum farklıydı. Birincisi, olay gerçekten kabullenilebilir ya da göz ardı edilebilir değildi. 40 bin insan katledilmiş. Amerikalı gençler anayasadan aldıkları ifade özgürlüğü hakkıyla istediklerini söyleyebilirler, tabii bir yere kadar.

Bir de 2000’lerden sonra güçlenen Arap bağışçıların talepleri ağırlaşınca üniversiteler belki de ilk defa Yahudi organizasyonlarına karşı cevapsız kaldı. Protestolar devam etti. Müdahale olmadı. Ancak bir kırmızı çizgi var. Kendini ifade ederken eğer başkasının özgürlüğüne engel olursan o zaman ifade özgürlüğü sınırları aşılır ve müdahale meşrulaşır. Ne zamanki protesto edenler binaları işgal etti, eğitim ve öğretimin önüne engel oldu o zaman polis müdahalesi başladı. Yaşananlar özetle bu kadar basit. Gelelim bu süreç bize ne gösterdi. İlk defa İsrail, Amerika’da bu denli eleştiriliyor.

İsrail, Amerika’da gençler nezdinde destek noktasında büyük kan kaybı yaşıyor. Biden, kendi gençlik örgütü sayılabilecek üniversiteli demokratlardan büyük tepki alıyor ve gençlerin neredeyse yarısına yakını Biden’ı bu süreçte eleştiriyor. Amerika’da ifade özgürlüğü ve haklar yeniden masaya yatırılıyor. Üniversitelerin finansmanı ve yapısı ilk kez bu kadar revizyona ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Siyaset yelpazesi ve ideolojiler farklılaşıyor. Kısacası bu protestolar bir sebep değil aslında değişimin bir sonucu. Gidişatın ve istikbalin bir göstergesi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Trump’a az kala 17 Aralık 2024
Suriye 10 Aralık 2024
Malumun ilamı 19 Kasım 2024
Akılda kalan sorular 12 Kasım 2024
Ruhsuz seçim 24 Ekim 2024
Değişen dünya 15 Ekim 2024