ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Sullivan’dan tarıma destek
Yeni iktisadi düzenin ilk kodları ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’dan geldi.
Brookings Institute’deki “Amerikan İktisadi Liderliğini Tazelemek” başlıklı konuşmasının meali; “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, iktisadi düzen değişti, ABD’nin güç ve motivasyonuna kavuşması için teknoloji, bilim hamleleri yapacağız, hadi silkelenin.”
Antroposen çağı kalkınma şifreleri; tarımdan, ekonomiye tüm alanlarda önce zihni restorasyona ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor. Ticaretin yeni hali; “teknolojinin iyisine, Ar-Ge’nin mühimine devlet desteği gerekliliğini ve çevresel özen için diplomasi gücünü” ortaya koyuyor.
Sulllivan, çözüm önerilerini sıralarken; “ulusal güvenlik açısından stratejik olan ve özel sektörün kendi başına ulusal hedefleri güvence altına alabilecek yatırımları yapamadığı sektörlerde; “kamu yatırım yapar ve destekler” diyerek tarımda da yükselen devletçiliği ortaya koydu. İklim krizi en çok tarıma zarar veriyor. Sera gazı emisyonlarının yüzde 12’si tarımdan, suyun yüzde 70’ini kullanıyor, biyoçeşitliliğe zararı yüzde 30, pestisitler suyu / toprağı kirletiyor. Tarihin en kanlı savaşlarından biri tahıl silahıyla çıkarıldı.
Nüfusunun yüzde 11’i gıdaya hala erişemiyor. Çiftliklerin yüzde 82’den fazlası 2 hektardan daha az araziye sahip küçük çiftlikler, üretimin sadece yüzde 30’nu yapıyorlar. Elon Musk, Bill Gates toprak ağası olacak diyorlar, oysa ilginin arkasında tarım teknolojileri, uzayda tarım, yapay gıdaların fonlaması, pazarlaması ve Kissinger’in “gıdayı yöneten dünyayı yönetir” gayesi var.
İklim değişikliğinin tarıma maliyeti nedeniyle, devlet artık tarımda, sadece politika yapan/altyapıyı iyileştiren değil, üretim ve teknoloji geliştiren de olmak zorunda. Rusya’nın 10 yıl içinde 100 milyon tonluk buğday başarısı arkasında, devlet destekli büyük şirketler var.
Tigem gibi kurumların daha verimli işletilmesi, atıl arazilerin tarıma kazandırılması, sulama altyapısı, sigorta kapsamının genişletilmesi ancak hükümetlerin yapabileceği işler. Patent sayısında ve makale yayınlamada Çin Üniversiteleri ABD’yi yakalamak üzere, Hindistan takipte. Avrupa konfora erişmenin miskinliği içerisinde, bizim gibiler mış gibi yapmaktan bilime zaman bulamıyor.
Dünya tarım haritası değişiyor, nasıl/ne kadar/ nerede üreteceğimiz mevzusu, ekonomist Johann Von Thünen’in “Tarımsal lokasyon teorisinin de” konusu. Teoriye göre; yatırımın nerede yapılacağı, işinizin ne kadar kârlı olacağını yüzde 70’lere varan oranda etkiliyor. “Tarımda lokasyon seçimi” kuramını destekleyen bir araştırmaya göre; küresel ekim alanlarının yerini değiştirerek, aynı miktarda ürün daha az maliyetle üretilebilir. Devasa bir tetris oyununda; ürünlerin ekim alanlarının yeri değiştirildi.
İklim değişikliğine uygun restore edilmiş yeni tarım haritası; çevresel etki ve maliyetleri içine alan bir matematiksel model ile planlandı, girdi maliyetleri düşürüldü, kaynaklar etkin kullanılarak, yüzde 70 oranında arazi, su ve karbon tasarrufu sağlandı.
Soya fasulyesi, mısır, pirinç Sahra Altı Afrika’sında, eskiden mısır ekilen Orta Amerika’ya buğday ve arpa, Çin’e kolza ve soya fasulyesi ekerek yapılan “yeniden ürün tasarımı” ile insan türünün gıda sorunu çözülebilir. Velhasıl; zaman yaşlandıkça iklim demleniyor. Katran karası, zehir zemberek işler bekliyor geleceğimizi. Elimizi çabuk tutup bilime yatırım yapmakta, Sulllivan’ın sözlerine kulak vermekte fayda var. Yoksa her gün buğday, fındık, fıstık fiyatı, dert yazarız.