ABD uçuruma giderken TL varlıklara ne olur?
CAN ALAGÖZ / Finansinvest
Ekim ayından bu yana fiyatlanan ve piyasaları haklı çıkaran not artışı sürecinde yurtiçi piyasalar küresel veri akışını geri plana atmaya başladı. Diğer taraftan İMKB-100 Endeksi'nin pozitif ayrışması, TL bonolara artan ilgi ve TL'nin gelişmekte olan ülke para birimlerine göreceli güçlü görünümü, piyasa oyuncularının yurtdışındaki karmaşık görünüme pek de aldırış etmemekte haklı olduklarını ortaya koydu.
Ancak küresel finans piyasaları içinde TL varlıkların hâlâ riskli varlık kategorisinde olması dış gelişmelerin bu kadar da geri plana atılmasının yanlış olduğu gösteriyor. Finansal piyasalarda tam olarak fiyatlanmayan ABD'de harcama kısıntıları ve vergi artışlarının yürürlüğe girmesi riski de geri plana atılmaması gereken riskler arasında yer alıyor.
ABD'de siyasi partiler arası uzlaşmanın sağlanamaması durumunda, 2013'te otomatik olarak devreye girecek katı maliye politikaları, ABD ekonomisine yaklaşık 650 milyar dolara mâl olacak. Bu rakamın toplam GSYH'ye oranının %4,1 seviyesinde olduğunu göz önünde bulundurursak, dünyanın en büyük ekonomisinin resesyonun kıyısında olduğunu açıkça görebiliriz.
Sadece istihdam sektörünü desteklemek için yapılan vergi indirimlerinin kaldırılması ise işverenlere yaklaşık 200 milyar USD'lik bir maliyet oluşturuyor. Bu durum da son iki aylık istihdam verilerinin desteği ile başkanlık koltuğunu garantileyen Obama'nın maliye politikalarının daha ikinci döneminin ilk yılında sert eleştirilere maruz kalmasına neden olabilir.
ABD ekonomisini uçurumun kıyısına getiren bu mali politikalara dair tartışmalar Senato'nun yılsonu kadar gündeminde olacak. Finans piyasaları da katı politikaların ertelenmesi üzerinde anlaşma sağlayamadığı sürece gelişmeleri olumsuz yönde fiyatlayacaktır. Ocak ayı itibarıyla ABD'nin borç limitinin doluyor olması ise mali uçurum krizi atlatılsa bile siyasi tartışmaların piyasaların odağında kalmaya devam etmesine neden olabilir.
Bu gelişmeler çerçevesinde yurtdışı piyasaları stresli bir dönem bekliyor. Türkiye'de ise düşük faiz ortamı ve güçlü büyüme dinamikleri, zaman zaman görülebilecek kâr satışlarına karşılık TL varlıkların göreceli olarak gücünü korumasında etkili olacaktır. Global piyasa koşullarından dolayı görülebilecek satışlar ise TL varlıklara giriş için güzel fırsatlar sunabilir.