ABD istihbaratı uyardı, “dünya zincirleme zorluklarla karşı karşıya”
ABD İstihbaratı 2040 Küresel Trendler Raporu’na göre, “Dünya önümüzdeki on yıllarda hastalıktan iklim değişikliğine, yeni teknolojilerden ve finansal krizlerden kaynaklanan zincirleme zorluklarla karşı karşıya kalacak.
Devletlerin dayanıklılığı sınanacak, sistemlerin kapasitesi yetmeyecek. Çatışmalar uluslararası rekabeti kızıştıracak. Çin ve ABD’nin büyümeyi önceleyen ticari işbirliğinin ayakta kalmasına yönelik çabaların altında ezilen küçük devletlerin kırılganlığı ticarette sapmalara yol açacak. Demokrasiler için Rönesans dönemi başlayacak.”
Süreç, “ekonomi yönetiminin bilgisi, rızası ve talimatıyla yürütülüyor”
Geçtiğimiz hafta, Anadolu Un Sanayicileri ve Dicle Un Sanayicileri Derneği tarafından düzenlenen “Hasat Sonrası Hububat Piyasaları ve Sektörel Yansımalar” programında konunun tüm paydaşları bir araya geldi. TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal, buğday ithalatının yüzde 15 kotayla açılması ve buğday kalitesi gibi konulara açıklık getirirken. “Bize emanet edilen (buğday) milli servet 5 milyar dolar. Tüm süreç, ekonomi yönetiminin bilgisi, rızası ve talimatıyla yapılıyor” diyerek. Sosyal medyadaki dezenformasyonun, kurumlara ve sürece olan etkisine değindi.
İhracatın şampyonları endişeli
2024 ilk 6 ayda un ihracatı yüzde 53,9 düştü, liderliği fındığa kaptıran unun şampiyon tüccarları “iç pazardaki buğdayın fiyatı yüksek, kalite sorunları var, ilmek ilmek ördüğümüz ihracat pazarlarını kaybediyoruz” diyerek mealen “dardayız” dedi. TUSAF Başkanı Haluk Tezcan, “biz bir aileyiz” diyerek kurumlarla olan işbirliğinin önemine değindi.
İbrahim Yumaklı: Geleceğin bu kadar yakın olduğunu tahmin etmiyorduk
DÜNYA Gazetesi tarafından düzenlenen İklim Ekonomisi Sürdürülebilir Tarım ve Su Kaynakları Yönetimi Zirvesi’nde Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Çeyrek asır önce gelecekte savaşların gıda ve su nedeniyle olacağı yazılıyor, çiziliyor, söyleniyordu. O zamanlar bu geleceğin bu kadar yakın olduğunu tahmin etmiyorduk” diyerek durumun ne kadar ciddi olduğunun altını çizdi ve “Bir karış boş toprak kalmaması için çalışıyoruz” dedi.
Her karış toprağı ekmeyelim
Bilim insanları artık “Her karış toprağı ekmememiz gerektiğini” söylüyor, ezberlerimizi bozuyor. Tarımsal üretim karbon ayak izini yükseltirken, aynı zamanda gezegenin biyoçeşitlilik dengesini bozuyor. AB çiftçilere ekmemeleri için pirim vermeye başladı. ABD, seçime giderken tarımda benzer kısıtlayıcı vaatlerde bulunuyor. FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık’ın Dünya Gıda Günü Programı’nda “Azı çok yapmalıyız” söyleminde olduğu gibi daha az alanda verime odaklanıp besin değeri yüksek gıdalar üretip, doğayı kendi haline bırakmalıyız.
Dünya’yı iyi okur, dünyaya iyi bakarız
Zirve’nin açılış konuşmasını yapan DÜNYA Gazetesi CEO’su Burcu Kösem’in, zirvenin amacının; “İklim değişikliğiyle gelen su kıtlığı ve tarım krizine yönelik çözümler geliştirmek ve bu konudaki farkındalığı artırmak” olduğunu söylerken, gözüm DÜNYA Gazetesi’nin mottosuna takıldı “Dünya’yı iyi oku.” “Beşeri insan yapan okumaları” pratik edeceğimiz bu türden zirveler, her zamankinden daha kıymetli.
İş dünyasının motivasyonu kırılıyor
TOBB’un 2024’ün şirket istatistiklerine göre kurulan şirket sayısı bir önceki yıla göre yüzde 13,3 azalırken, kapanan şirket sayısı yüzde 23,1 arttı. Sadece uncular değil, pek çok sektör geçmişteki (aslında) sürdürülemez kârlılıklarını arıyor. Küçük kârlar/kârsızlıklar iş dünyasını tatmin etmiyor, ipler geriliyor, sektörleri düzenleyici çeşitli enstrümanların adil ve adaletli olamama ihtimali algısı bireylerin, iş dünyasının motivasyonunu kırıyor. “Devir memleketi düşünme zamanıdır” diyen büyüklerimize olan sevgimiz baki olsa da güvenimiz yaralı bereli, merhem tutmuyor. “Unutmayınız ki bana bir şey olmaz” diyen Gülben Ergen bile havlu attıysa. Demem o ki bize bir şeyler oluyor, ahlaken, iktisaden.
Uygar insanı inşa etmek
Goethe’nin “Yaşamak kendi kendini adam etmektir, zekâ ve bilgiyi kullanarak etinden kemiğinden kendi heykelini yapmaktır” demesine rağmen, uygar insanı inşa edemedik, hayatı heder ettik. Zahit Zarifoğlu’nun dediği gibi “Ben bu çağdan nefret ettim, etimle kemiğimle.” İnsanlık öyle şeylere cüret ediyor ki ürkmemek mümkün değil. Gezegenin milyarca yıllık ömründe zerre sayılmayacak ömrümüze dokuz ayın çarşambası denk geldi. Her şeye rağmen haysiyetli yurttaşlığımızın ve türümüzün gereği olarak “Dünya’yı iyi okuyup Dünya’ya iyi bakmalıyız” benden söylemesi.