ABD ekonomisine yeni tehdit: 1.1 trilyon dolara ulaşan öğrenci borcu

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

 

ABD, online ya da uzaktan eğitim konusunda dünyanın en başarılı ülkeleri arasında. Bu başarının nedenlerinden birisi teknolojik gelişmişlik olsa da, geleneksel üniversite harçlarının çok yüksek olması da yadsınamayacak bir diğer neden olarak ortaya çıkıyor.
Başkan Barack Obama, devlet burslarının artması konusunda ciddi çalışmalara imza atmış olsa da, üniversite öğrencilerinin borçlanma seviyesi hızla yükseliyor. Yapılan tahminlere göre öğrencilerin borç düzeyi tam 1.1 trilyon dolara ulaşmış durumda.
ABD'de harçlar, üniversitelerin statüsü ve prestijine göre farklılık gösteriyor; fakat hepsinin ortak noktası son senelerde ciddi bir şekilde artmış olmaları.
2012 seçim kampanyası sırasında Cumhuriyetçiler, burs oranlarının artmasının, üniversite harçlarındaki artışı daha fazla tetiklediğini gündeme getirmişlerdi.
Harçların boyutuna yönelik bir kaç örnek vermek gerekirse;
Michigan'da bulunan Ann Harbor Üniversitesi'nde yıllık harç 6 bin 500 dolar.
ABD'nin en prestijli üniversitelerinden Harvard'da ise harç miktarı 40 bin dolara ulaşıyor. Hatta üniversitenin internet sayfasında, öğrencilerin bir yıl içinde yapmaları gereken toplam harcama miktarına yer veriliyor. Buna göre, kitaplar, yurt ve diğer masraflar eklendiğinde, yıllık tutar 65 bin dolara ulaşıyor.

Finans sektörü endişeli

Öğrencilere ait 1.1 trilyon dolarlık borçlanma oranı, son dönemde Kongre üyelerini ve finans sektörü düzenleyicilerini rahatsız etmeye başladı. Bunun sonucunda  Tüketicinin Finansal Haklarını Koruma Ofisi (CFPB) bir rapor yayınladı.
CFPB, krizin ardından, finansal hizmet mağdurlarını koruma altına almak amacıyla 2011 yılında kurulmuştu. Ofisin amacı, "Finansal piyasalar ve ürünlerin işlemesini sağlamak, mortgage ya da kredi kartı başvurusu gibi hizmetlerde tüketicinin haklarını korumak" olarak tanımlıyor.
CFPB raporunda, iş dünyasına adım atan genç Amerikalıların borçlarını ödemekte zorlandıklarına dikkat çekiliyor.
İstihdamda yaşanan artışın yetersiz kaldığına vurgu yapan rapor, diplomalı gençlerin beklentileri doğrultusunda maaş alamadıklarına yer veriyor.
Tüm bu durum ABD ekonomisini olumsuz etkiliyor.
Genç mezunlar, ev alabilecek gelire sahip değiller; emeklilik için birikim yapamıyorlar; daha fazla para kazanmak için şehir merkezlerine göç ediyorlar. 
CFPB'nin tüm bu sorunları aşmaya yönelik tavsiyeleri de yok değil. Borçlu olan öğrenciler için faiz oranlarının aşağı çekilmesi; borç oranlarının yeniden yapılandırılması bunlardan bazıları.

İnternetten eğitim çözüm olur mu?

Bu arada bazı çevreler, internet üzerinden eğitimin etkili bir çözüm olabileceği görüşünde. İnternet üzerinden eğitimin en büyük savunucusu Harvard Üniversitesi Ekonomi Profesörü Larry Summers. Bill Clinton döneminde Hazine Müşteşarlığı, Barak Obama döneminde ise ekonomik danışmanlık yapmış bir isim olan Summers, Minerva projesinin danışma komitesine başkanlık ediyor.
Minerva, 2015 yılında başlaması öngörülen bir internet üniversitesi. Hedefi, hem ABD'nin en büyük üniversiteleri ile rekabet etmek, hem de dünyanın en iyi öğrencilerini kendine çekmek. Yeni bir eğitim modeli yaratmayı amaçlayan Minerva sayesinde öğrenciler daha fazla seyahat edebilecekler. Minerva'nın fiyatı da büyük üniversitelere oranla daha ucuz olacak.
Les Echos'ya konuşan Summers, online derslerin, eğitim sistemini temelden değiştireceğini söylüyor. Öğrencilerin büyük bir bölümünün dersleri evlerinden izlemeyi tercih edeceklerini; kampüste derslerin video üzerinden izleneceğini söyleyen Summers, sınıfların ise ekip çalışmaları için kullanılacağını ifade ediyor.
Yani öğrenciler bilgileri alırken tek başlarına olacaklar; bu bilgilerin uygulanmasında ise diğer öğrenciler ve eğitmenlerle bir araya gelecekler.
Summers'ın dikkat çektiği önemli bir değişim de şirketlerle ilgili.
Şirketlerin zaman içinde farklı bir bakış açısı kazanacaklarını söyleyen Summers, öğrencinin okuduğu üniversite yerine; edindiği yeteneklere öncelik vereceğini düşünüyor. 
Peki, derslerin internet üzerinden bedava verilmesi, üniversiteler için bir risk oluşturmayacak mı? Summers'a göre her zaman bir risk var; fakat bilgiyi yaymanın, eğitim metodlarını geliştirmenin ve üniversitenin etkisini kampüs dışına çıkarmanın getireceği avantajlar, bu riskleri kapatacak nitelikte. İş modelini bulmak da, artık üniversitelere kalıyor. 
Summers, ABD'de çok sayıda üniversitenin bu modele geçeceğini düşünüyor. Bu modelin, öğrencilerin borç sorununa çözüm olup olmayacağını ise zaman gösterecek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar