ABD borsalarında gerçekle yüzleşme şoku yaşanıyor
Piyasalarda dünün en çok sorulan sorusu “Dünya borsalarında küresel kriz sonrası kesintisiz devam eden tırmanışın sonu mu geliyor” oldu. ABD borsalarında cuma günü başlayan sert gerileme küresel hisse senedi piyasalarına yayılıyor. Dow Jones Endeksi bir günde yüzde 4.60 değer kaybederken, Japonya’da yüzde 6, diğer Asya borsalarında yüzde 4 düşüş gerçekleşti. Gelişmekte olan ülkelerdeki kayıp yüzde 3’ün üzerine çıktı. Avrupa borsaları 6 ayın en düşük seviyesine indi. Borsa yatırımcılarının satışa geçmesinin temel nedeni ise ABD’de tüketici fiyatları ve ücretlerdeki artışa işaret eden verilerin faizde hızlı artış endişesi doğurması oldu. Bu durumun likiditeyi azaltacağını düşünen yatırımcılar hisse satışına geçtiler. Geçen Çarşamba bu köşede yer alan yazım “Borsalardaki şenlik biterse ne olur?” başlığını taşıyordu. 29 Ocak akşamı, ABD borsalarında yaşanan çarpıcı tırmanışın nasıl noktalanabileceğini tartışan o yazıyı yazarken, tam bir hafta sonra, 5 Şubat Pazartesi akşamı ABD borsalarında ciddi bir çöküş yaşanacağını ve benim bu çarpıcı çöküşü canlı yayında izleyeceğimi hayal bile etmemiştim. Önceki gece saat 23’den sonra Bloomberg TV’de karşılaştığım manzara gerçekten ürkütücüydü. Bütün dünyada yakından izlenen ABD borsa endekslerinde çılgınca bir dalgalanma yaşanıyordu.
Gözlerimi televizyona dikmiş, ekrana yansıyan borsa verilerindeki baş döndürücü iniş çıkışları adeta bir bilgisayar oyunu gibi izlemeye başladım. ABD’nin önde gelen 30 şirketinin hisselerini içeren Dow Jones Endeksinde yaşanan düşüş bir anda 1,600 puanı (%6) buldu. Geniş tabanlı S&P 500 endeksinde de %4’e varan düşüşler yaşandı. Dow Jones endeksindeki düşüş bir ara 1.000 puanın altına indi ve sonra tekrar yükselişe geçti. Endeksin seansın kapanışındaki günlük kaybı 1.175 puanı aşmış ve puan bazında günlük düşüş rekoru kırılmıştı. Dow Jones endeksinde yer alan bütün şirketlerin hisseleri değer kaybetmiş, endeksin günlük değer kaybı %4.6 olmuştu.
Trump’ın borsa masalı
S&P 500 endeksindeki günlük düşüş de %4’ü geçti Pazartesi günü. ABD borsalarında bu yılın başından itibaren hızlanan yükseliş yerini muhteşem bir düşüşe bırakmış, Şubat ayının ilk beş günündeki değer kaybı trilyon doları aşmıştı.
ABD borsalarının 2018 yılına hızlı bir yükselişle girmesi üzerine heyecana kapılan Trump 5 Ocak’ta attığı tweet ile başarısını şöyle kutlamıştı. “Dow Jones endeksinde bu kadar kısa rekor sürede 1000 puanlık artış, tarihsel bir rekor. Amerika’yı yeniden en büyük yapma gündeminin sonucu. 6 trilyon dolarlık değer yaratıldı bu sayede. “
Tek bir günde 1.175 puanlık düşüş yaşandı Dow Jones endeksinde Pazartesi günü ve Trump’ın borsa masalı ciddi bir darbe yedi. Trump’ın 26 Ocak’ta Davos’ta küresel elitlere ve 30 Ocak’ta Washington’da ABD halkına hitap ederken kendi başarısı gibi göstererek övündüğü borsalardaki yükselişe nazar değmiş, son iki yılın en keskin düşüşü yaşanmıştı.
Likidite bolluğu borsalara yaradı
ABD borsalarındaki yükseliş süreci 2008 sonbaharında zirveye tırmanan küresel finans krizinin etkisiyle dibe vuran borsalardaki toparlanma süreci 2009 yılının bahar aylarında başladı.
Çöküşün eşiğine gelen finans sistemini ayakta tutmak ve dünya ekonomisindeki duraklamayı aşmak için ABD Merkez Bankası tarafından başlatılan ve daha sonra Avrupa Merkez Bankası’nın da önemli katkı yaptığı parasal genişleme süreci bir yandan dünya ekonomisinin durgunluğa girmesini önlerken diğer yandan borsalara can suyu oldu.
Dünyanın likiditeye boğulması sayesinde küresel durgunluk tehlikesi atatıldı ama dünya ekonomisinde tatminkar büyüme hızlarına erişilemedi. Gelişmiş ülkelerde geniş toplum kesimlerinin yararlandığı bir büyüme sürecini girilemedi ve işsizlik oranı özellikle Avrupa’da yüksek kaldı. Küresel likidite bolluğundan en fazla yararlanan ise hisse senedi borsaları oldu ve 2009’da Başkan Obama döneminde başlayan yükseliş süreci Trump döneminde yeniden hız kazandı. Son bir yıldaki yükselişin sağlam temellere dayanmadığı belliydi ama “sermaye dostu” olarak görülen Trump’ın yarattığı umutlar, borsalardaki yükselişin bu günlere dek sürmesini sağladı.
Normalleşme sancıları
Şimdi gelinen noktada belirleyici olan faktör, dünya ekonomisinde hemen tüm önemli ülkeleri etkileyen senkronize bir büyüme sürecinin ivme kazanmış olması.