AB'nin Türkiye'ye ihtiyacı var"
Atlantic-community.org, 2004 yılında Berlin'de kurulan ve transatlantik işbirliğini geliştirmeyi amaçlayan Atlantische Initiative'in bir projesi.
Atlantische Initiative, 21. yüzyılın sorunlarının çözümü için Avrupa ve Kuzey Amerika'nın birlikte çalışması gerektiğini savunuyor. K‰r amacı gütmeyen bu organizasyon tarafından yürütülen Atlantic-community.org da siyaset, iş dünyası, akademik çevre, kültür ve medyadan farklı görüşlerin bir araya geldiği bir platform oluşturmayı amaçlıyor. Projenin amaçlarından biri düşünen ve farklı fikirler üreten yeni nesillerin, genç liderlerin kendilerini duyurabilecekleri bir alan yaratmak.
Geçtiğimiz günlerde Atlantic-community.org'da Türkiye ve AB ilişkilerine yönelik bir yorum yayınlandı. Yorumun sahibi Leah Fenwick, Financial Services Volunteer Corps'un (FSCV) Finansal Düzenleme ve Sermaye Piyasaları Direktörü ve ABD Dışişleri Bakanlığı'nın eski bir mensubu.
Leah Fenwick "AB'nin Türkiye'ye ihtiyacı var" başlıklı yazısında, Türkiye'nin AB üyeliğinin sadece ülkedeki ekonomik ve siyasi istikrarı olumlu etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda AB'nin ihtiyacı olan enerji altyapısını da sağlayacağını söylüyor. Türkiye'nin geçmiş zamanlarda da Doğu ve Batı arasında bir çatışma alanı veya bir köprü rolünü üstlendiğini söyleyen Fenwick, "Geçmişte bunun nedeni su yollarını ve kültürel üstünlüğü kontrol altına almaktı, bugün ise Ortadoğu ve Orta Asya'nin enerji kaynaklarının geçtiği yolları kontrol almak" diyor.
Türkiye'nin kuzeydoğuda Rusya, doğuda Hazar Denizi ve Orta Asya, güneydoğuda İran ve Irak olmak üzere en önemli petrol ve doğalgaz üreticileri ile çevrili olduğunu söylüyor Fenwick ve Türkiye'nin gelecek yıllarda çok daha önemli bir konuma sahip olacağını ifade ediyor. Bunun nedeni ise enerji talebinin önümüzdeki yıllarda iki katına çıkacak olması.
Karadeniz'de yeterince altyapının olmaması ve Ukrayna ile yaşanan gerilim sonucunda, Rusya'nın transit hizmetleri açısından Türkiye'ye bağlı olduğunu düşünüyor Fenwick. Bu arada Rusya'nın Bakü-Tiflis-Ceyhan'a da çok sıcak bakmadığını hatırlatıyor.
AB'nin Orta Asya ve Hazar Denizi enerji kaynaklarına ulaşmada iki seçeneği bulunduğunu kaydeden Fenwick'e göre bunlardan biri Türkiye, diğeri Rusya. Fakat AB müttefiki olan Türkiye her zaman daha güvenli bir yol olarak görülüyor.
Türkiye'den geçmekte olan veya yakın gelecekte geçecek olan enerji kaynaklarından faydalanmak için AB'nin, altyapı inşaatları, yasal düzenlemeler, güvenli bir çevre gibi konularda Türkiye'ye destek vermesi gerektiğini ifade ediyor Fenwick ve Türkiye'nin AB üyeliğinin, bu enerji kaynaklarının Avrupa'ya yönelmesini garantileyeceğini ekliyor. Bu arada işin Türkiye için cazip olacak tarafına da dikkat çekiyor: "AB üyesi olmuş, altyapı yatırımlarını garanti altına almış, ekonomik ve siyasi istikrarı sağlanmış bir Türkiye, petrol ve doğalgaz zengini ülkelerin de ilgisini çekecektir."
McCain batıl inançlardan, Obama basketboldan vazgeçmiyor
ABD seçimlerinde sona yaklaşılırken, yarış iyice kızıştı. Belki de başkan adaylarının özel hayatları, kişilikleri, zayıflıkları, tutkuları ilk kez bu kadar ortaya dökülüyor.
Bunun son örneklerinden biri de geçtiğimiz günlerde Fransız Le Point dergisinde yer aldı. Dergi Barack Obama ve John McCain'e adeta gençken elimizden düşmeyen bir anket defteri misali, değişik başlıklarda karşılaştırdı. Görünüşleri, kötü huyları, özel hayatları, tutkuları, karakterleri, en büyük başarıları, zayıf yanları, güçlü yanları". İşte ABD'nin profilini belirleyecek olan iki başkan adayına yönelik gerçekten ilginç bazı detaylar;
. Görünüm: Obama güzel gülüyor, havalı yürüyor, People Magazine'de yer alan mayolu resmi ile herkesin hayranlığını toplamayı başardı. Fakat şimdi sorulan soru, yüzde 66'sı şişman, yüzde 32'si obez olan ABD seçmenleri için Obama'nın zayıflığının bir sorun oluşturup oluşturmayacağı. 72 yaşındaki McCain ise 47 yaşındaki Obama karşısında çok yaşlı. İki kolunu birden aynı anda havaya kaldıramıyor, yüzü kırışıklarla dolu. Fakat tüm bunlara rağmen binlerce sayfadan oluşan sağlık raporları her şeyin yolunda olduğunu ortaya koyuyor.
. Kötü huyları: Obama sigarayı bırakmakta çok zorlandı, BlackBerry bağımlısı ve mayonezden nefret ediyor. McCain bir kahve delisi ve çok fazla batıl inanca sahip. Ceplerinden pusula, tüy ve demir para eksik olmuyor; aksi taktirde paniğe kapılıyor.
. Özel hayatları: Obama için hayatın en büyük önemi 10 ve 7 yaşlarındaki kızları. Aynı zamanda evde çöpü bizzat kendi döküyor, çünkü karısı bir "paşa" ile yaşamak istemediğini söylüyor. Obama'yı "elitist" olmakla suçlayan McCain, Farragamo marka ayakkabı giyip, 600 metrekare büyüklüğünde bir evde oturuyor. Bunu tabii ki 100 milyon dolarlık bir bira dağıtım şirketinin mirasçısı olan karısının servetine borçlu.
. Tutkuları: Obama'nın en büyük mutluluğu basket sahasında olmak. "Çocukken basketbol benim için bir sığınaktı" diyen Obama aynı zamanda Scrabble oynamaktan hoşlanıyor. En sevdiği film Casablanca, en sevdiği şarkıcılar ise Jay-Z, Frank Sinatra ve Stevie Wonder. McCain ise yürümekten hoşlanıyor, ABBA'yı dinliyor ve barbekü yapmaya bayılıyor.
. Üstün başarıları: Obama anılarını ve konuşma metinlerini tek başına yazıyor. Dünya genelinde son derece saygın bir yayın olan Harvard Law Review'in ilk zenci yöneticisi oldu. McCain, Vietnam'da beş yıldan fazla süre kampta yaşadı ve 26 yıldır siyasi yaşamını sürdürüyor.
. Zayıf yanları: Obama'nın en zayıf iki yanı zenci ve deneyimsiz olması. Karısının "sivri dili"nin de onu olumsuz etkilediğini söyleyenler var. McCain'in en zayıf yanları yaşlı olması, Bush'a benzemesi ve ekonomi konusundaki cahilliği olarak sıralanıyor.
. Güçlü yanları: Obama'nın güçlü olduğu öncelikli konu değişim ve umut getiren adam olarak görülmesi. Yurtdışında yaşamış olması iyi bir diplomasi yürüteceğinin işaretleri olarak değerlendirilirken, zenginlerden vergi almayı ve sağlığı herkese yaymayı amaçlayan sosyal programı da puan topluyor. McCain'in güçlü yanlarının başında tabii ki askeri deneyimi geliyor. Bir diğer gücü ise, yaşı aslında, çünkü yaşının getirdiği deneyimle Washington'un oyunlarını çok iyi biliyor.