AB'nin başı Yunanistan'la yine dertte

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF [email protected]

Der Spiegel'in internet sayfasında geçen hafta Yunanistan'ın Avrupa Para Birliği'nden ayrılmayı düşündüğü yolunda çıkan haber, dikkatlerin yeniden bu ülke üzerinde yoğunlaşmasına yol açtı.

Ünlü Alman dergisinin haberine göre AB maliye bakanları konuyu görüşmek üzere gizlice Lüksemburg'da bir araya gelmişlerdi. Haberin yayılmasının ardından Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Jean-Claude Trichet başta olmak olmak üzere toplantıya katılan bakanlar, yaptıkları açıklamalarda bunu yalanladılar. Haber yalanlansa da gerçek payı var. Papandreu hükümetinin halktan gelen baskılara dayanma gücü giderek azalıyor. 2010'da yüzde 7'ye yakın daralan ekonominin, bu yıl da yüzde 3.9 oranında daralması bekleniyor. Ülkenin içinde bulunduğu derin resesyonun etkisi istihdam üzerinde de görülüyor. Yunanistan, İspanya'dan sonra yüzde 15.1 ile AB'nin en yüksek işsizlik oranına sahip ülkesi.

Toplantıda AB'nin önde gelen ülkeleri Almanya ve Fransa'nın Yunanistan'ı bu kararından vazgeçirdikleri anlaşılıyor. Zira AB, aksi takdirde Birliğin ve euronun geleceğinin tehlikeye gireceğinin bilincinde. Yunanistan'ın parasal birlikten ayrılmasına onay verirse bu, ilerde diğer sorunlu ülkelere de bir örnek oluşturabilir. Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble'nin hükümetinden aldığı direktifle, Yunanistan'a aba altından sopa gösterdiği; Birlikten ayrılması durumunda yüksek oranda devalüasyon yapmak zorunda kalacağı, borçlarının artarak gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 200'ine ulaşacağı yönünde uyardığı söyleniyor. Eh bu kadar uyarıdan sonra Yunanistan'ın bunu göze alamaması normaldir. Bu söylentilerde gerçek payı mutlaka var.

Zira Euro, AB ülkelerinin ekonomilerini entegre etmenin ötesinde siyasi bir işleve de sahip. Birleşik Avrupa projesinin hayata geçirilmesinde önemli bir kilometre taşı. Küresel sermayeyi AB'ye çekecek bir para birimi olmanın ötesinde, AB'nin ABD, Çin ve Japonya karşısında eşit bir konumda olmasını sağlayan bir araç. Almanya'nın tanınmış ekonomistlerinden Hans-Werner Sinn'in pazartesi günü yaptığı açıklama bu düşünceyi destekliyor. Sinn, parasal birliğin güney kanadında yer alan ülkelerde finansal kırılganlığın uzun yıllar süreceğini, fakat AB'nin ortak para birimi euroya ihtiyacı olduğunu söylüyor.

Yunanistan'la ilgili haberin finansal piyasalar üzerindeki etkisi kendini göstermekte gecikmedi. Euro dolar karşısında geriledi. Yunanistan'ınkinin dışında, İspanya, Portekiz, İrlanda ve İtalyan hazine bonolarında önemli değer düşüşleri meydana gelirken faizler de arttı. Özellikle, İspanyol ve Alman bonoları arasındaki risk priminin yüzde 2.2'ye yükselmesi endişeyle karşılaşılan bir gelişme. Zira İspanya Birliğin dördüncü büyük ekonomisi. Kriz içindeki Yunanistan'ın borçlarını ödemesi imkansız görünüyor. Uluslararası finansal çevrelerinde dile getirilen bir düşünce, bu ülkenin borçlarının yüzde 50 civarında bir kısmının silinmesi, yani yatırımcıların alacaklarından vazgeçmesi. Bu alacaklılar arasında ECB'de yer alıyor. ECB'de yüzde 27 ile en yüksek sermaye payına sahip Almanya, bundan en çok zarar göreceklerin başında geliyor. AB maliye bakanlarını düşündüren gelecek yıl Yunanistan'ın 30 milyar euro civarında ek bir kaynağa ihtiyaç duyacağı.

Almanya'nın bu ülkeye bir an önce borçlularıyla masaya oturup vadeleri uzatmaya çalışmasını önerdiği söyleniyor. Almanya'nın bu öneriyi yaparken gayesinin üzerindeki yükü azaltmak, dolayısıyla kendi kamuoyunun tepkisini önlemeye çalışmak olduğu açık. Ancak, vade uzatma fikrine Birliğin diğer üyeleri ve ECB sıcak bakmıyor.

Tartışma konusu diğer bir husus, parasal birlik üyesi bir ülkenin birlikten ayrılmasının mümkün olup olmadığı. Bazı hukukçular bunun mümkün olmadığını, parasal birlikten ayrılmanın beraberinde AB üyeliğinden de ayrılmayı gerektireceği görüşündeler. Bütün bunların dışında, sadece parasal birlikten ayrılmanın sermaye çıkışlarını hızlandırarak Yunan hükümetini sermaye kontrollerine zorlayacağı, bunun ise Avrupa Birleşik Pazarı felsefesine aykırı olacağı ileri sürülüyor. Yunanistan Birlikten ayrılırsa, bu yatırımcıların güvenini zedeleyerek krizin diğer ülkelere yayılma ihtimalini güçlendirebilir. Eminim, Yunanistan'ın içine girdiği krizden ne sadece başta Almanya olmak üzere AB ülkeleri, ne de Yunanlılar hoşnut. Peki o halde, Yunanistan niye hala birlik içinde? Elini veren Yunanistan kolunu da kaptırmış dense, herhalde yanlış olmayacak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016