AB zirvesi'nden sonra
Yapı Kredi Yatırım / Murat Berk
AB Zirvesi'nin bitmiş olmasına rağmen, piyasalar Avrupa Merkez Bankası'nın Perşembe günü yaptığı açıklamaları bazı açılardan doğru analiz etmemiş olabilir. Biz de geçtiğimiz hafta yaptığımız yorumlarda bu konuyu vurgulamıştık ve şöyle bir yorumda bulunmuştuk: "Günlerdir zirve için piyasalardaki beklentilerin arttığını ve hayal kırıklığı ihtimalinin de yüksek olduğunu düşünüyorduk. Draghi'nin özellikle tahvil alımı ile ilgili açıklamalarını doğru analiz etmenin çok önemli olduğu görüşündeyiz. Eğer söyledikleri Avrupa Merkez Bankası'nın bu konudaki pozisyonunu değiştirmeyeceği anlamını taşıyorsa, bu tutumda ısrarcı olunduğu taktirde gelişmelerin daha da olumsuz yöne doğru gitme ihtimali son derece yüksek. Bu koşullar altında büyük riskler alınmaması gereken bir dönemde olduğumuzu düşünüyoruz.".
Aradan birkaç gün geçmiş olmasına rağmen söz konusu durum halen geçerli.
Bu hafta dikkatler bir miktar ABD'ye kayabilir. Bugün gerçekleştirilecek olan 2011'deki son FOMC toplantısı haftanın önemli olaylarından biri olacak. ABD'nin makro veri akışı olumlu olduğu için normal şartlarda politika değişikliği beklemiyoruz. Fakat Wall Street Journal'de "Fed'e yakınlığı ile bilinen" bir gazetecinin QE3 ihtimalinin tartışılabileceği şeklinde biraz imalı yazısı beklentiler yaratmış olabilir. Böyle bir ihtimalin tekrar söz konusu olması için ABD ekonomik gelişmelerinin ve beklentilerin önemli ölçüde değişmesi gerekir ki geçmiş verilerde bu net olarak görülmüyor. Bu hafta ABD verileri ile ilgili olarak, NY Fed Empire State Üretim Anketi, Philly Fed Anketi, perakende satışlar, sanayi üretimi, ÜFE ve TÜFE izlenecek.
Yine de Avrupa'nın çok geri planda kalmasını beklemiyoruz. Zira pek gündemde yer almasa da Yunanistan ikinci kurtarma programı kapsamında Troika'nın dün gerçekleştirdiği Yunanistan'ı ziyareti son derece önemliydi.
Ayrıca Avrupa Merkez Bankası'nın tutumu hakkındaki düşüncelerimizi test etme açısından Bundesbank Weidmann'ın bugün yapacağı Frankfurt'taki konuşması oldukça ilginç olacak.
Perşembe günü ise Merkel AB Zirve Anlaşması hakkında Alman Parlamentosu'nda konuşacak ve aynı zamanda Avrupa Merkez Bankası başkanı Draghi sosyal piyasa ekonomisi üzerine bir konuşma yapacak. Ayrıca kendisi, BOE'den King, İtalya'dan Visco ve EFSF Başkanı Regling ile Cuma günü Roma'da bir konferansa katılacak.
Yurtiçinde ise dün çok önemli iki veri açıklandı. Üçüncü dönem GSYİH artışı beklentileri Bloomberg'in beklentisi olan yüzde 6,3 seviyesini aşarak yüzde 8,2 oldu. 1. ve 3. çeyreğe revizyon da söz konusu. Böylece 2011 yılının ilk dokuz aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre sabit fiyatlarla GSYİH yüzde 9,6'lık bir artış göstermiş oldu. TUİK'e göre takvim etkisinden arındırılmış sabit fiyatlarla GSYH 2011 yılı üçüncü üç aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,7'lik artış gösterirken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH değeri bir önceki döneme göre yüzde 1,7 arttı.
Cari açık ise Ekim ayında, 4,6 milyar dolar olan piyasa beklentilerinin oldukça altında bir şekilde 4,15 milyar dolar olarak gerçekleşti. Cari açık, geçen yılın Ocak-Ekim döneminde 33,55 milyar dolar olmuştu. İlginç olan detaylardan biri yurt dışında yerleşik kişilerin yurt içinde yaptıkları net yatırımların, ilk 10 aylık dönemde bir önceki yılın aynı dönemine göre 5,25 milyar dolar artarak 11,53 milyar dolara yükselmiş olması. Sonuç itibarıyla cari açık dinamiklerinde iyileşmenin devam ettiği açıkça görülüyor. Veriler oldukça iyi. Normal zamanlarda hisse ve bono için olumlu olarak yorumlanabilir, fakat piyasanın gündemi yurtdışında olduğu için çok etkisi olmayabileceğini düşünüyoruz.