AB İlerleme Raporu'nda gümrük eleştirisi ve karşı eleştirim

Hasan AKDOĞAN
Hasan AKDOĞAN GÜMRÜK VE DIŞ TİCARET hakdogan@akddenetim.com

Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanan 2011 İlerleme Raporu'nun gümrükleri ilgilendiren bölümleri Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nca irdeleniyor.

Raporda; Malların serbest dolaşımı konusunda yüksek düzeyde bir uyum olduğu belirtiliyor. Ama genel ilkeler bakımından sınırlı bir ilerleme kaydedildiği de söyleniyor. Esasen bu tanımlama kendi içinde çelişkili gibi duruyor.

Ekonomi Bakanlığı tarafından risk esaslı ithalat kontrol sisteminden bahsediliyor ama Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın bu alandaki kontrol sistemi görülmüyor.

AB'de serbest dolaşımda olan üçüncü ülke ürünleri hala uygunluk değerlendirme prosedürüne tabi tutulduğu ve gümrüklerdeki fiziksel kontrollerin pazara girişleri geciktirdiği belirtiliyor ama Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nca yayınlanan işlem sürelerindeki azalmalara değinilmiyor.

Malların serbest dolaşımına ilişkin teknik engellerin ticareti engellemeye devam etmekte olduğu belirtiliyor ama AB'nin üçüncü ülke menşei mallara uyguladığı kurallara Türkiye'nin de uymakta olduğuna değinilmiyor.

Tekstil ve giyim sektöründe tescil zorunluluğu, karşılıklı tanıma ilkesinin Türk mevzuatına

hala aktarılmadığı, Türkiye'nin AB'ye danışmadan yeni zorunlu uygulamalara başlamasının AB ticaret erbabı için ekonomik kayıplara yol açıldığından bahsediliyor ama AB'nin bu alanda Türkiye'ye danışmasından söz edilmiyor.

Standardizasyon konusunda bazı gelişmeler kaydedilmiştir denilerek bu alandaki çabalar yeterine önemsenmiyor ama Türk Standartları Enstitüsü'nün Avrupa Standardizasyon Komitesi'ne tam üyeliği konusunun hala değerlendirmede olduğu beliriliyor.

Akreditasyon hususunda bazı ilerlemeler kaydedilmesine rağmen TURKAK'ın mali ve yönetsel açıdan otonom bir yapıya kavuşamamasının sorun teşkil ettiği belirtiliyor ama bu sorunun ne olduğu belirtilmiyor.

Raporda Güney Kıbrıs'a uygulanan kısıtlamalar kaldırılmadığı sürece Türkiye'nin malların serbest dolaşımı faslına ilişkin müktesebatı tam olarak yerine getirmiş sayılamayacağı ifade ediliyor. Esas gaye de bu noktada kendisini gösteriyor.

Gümrük Birliği faslı konusunda AB-Türkiye Gümrük Birliği'nin bir sonucu olarak AB'yle genel uyum düzeyinin yüksek olduğu belirtiliyor ama gümrük mevzuatına ilişkin olarak sınırlı ilerleme kaydedildiği eleştirisi yapılıyor. Ancak; bu konuda gümrük idaresinin mevzuatsal çalışmalarının uzun zamandan beri yapılmakta olduğu, bu sürecin dinamik olduğu, gümrük alanında AB uzmanları ile gümrük yetkilileri arasında bire bir çalışmalar yapıldığı, mevzuat aktarımının neredeyse tamamlanmakta olduğu hususları dikkate alındığında AB'nin bu konuda görüşünü netleştirmesi icap ediyor.

Fikri mülkiyet hakları alanındaki gümrük hükümlerine ilişkin daha ileri düzeyde uyum sağlandığına dair herhangi bir ilerleme bildirilmediği belirtiliyor ama mevzuatta bu konuda yapılan düzenlemelere dikkat çekilmiyor. AB şirketlerinin Türkiye'de bu konudaki faaliyetlerinden ve davalardan bahsedilmiyor. Sistemin aksak da olsa çalışmakta olduğu anlaşılabiliyor. Ancak, bu konudaki eleştirinin yine de haksız sayılamayacağı anlaşılıyor.

Gümrük Kanunu'yla serbest bölgelere getirilmiş olan muafiyetler konusunda, hali hazırda belli bir düzeyde uyum gözlenebildiği ancak, AB müktesebatıyla tamamen uyum sağlanamadığından bahsediliyor ama AB ülkelerinde bulunan bu tür bölgelerin işleyişi Türkiye'nin ki ile kıyaslanmıyor.

Keza; Gümrük Vergisi'nden muafiyete ilişkin Türk mevzuatı, özellikle ülkeye girişte yer alan gümrüksüz satış mağazalarına izin veren düzenlemelerin, Gümrük Birliği'nden kaynaklanan yükümlülükleri ihlal ettiği belirtiliyor ama AB ülkelerinde de bu tür mağazaların olduğundan bahsedilmiyor.

Gözetim ve tarife kotalarının, özellikle işlenmiş tarım ürünlerine tahsis edilen kotaların idare edilmesine dair hükümlere ilişkin tam bir uyum olmadığı, üçüncü ülke menşei ürünlere uygunluk değerlendirmesi çerçevesinde mükelleflerin, eşya Türkiye'ye gelmeden önce AB'de serbest dolaşıma girmiş olsa dahi, eşyanın gümrük işlemlerinin tamamlanmasından önce sistematik olarak menşe beyanında bulunması gerektiği, bu gerekliliğe uyulmadığ belirtiliyor ama belirtilenin aksine uygulamaların Türkiye'de yaşandığı da biliniyor.

İdari ve operasyonel kapasiteye ilişkin olarak bildirilecek bazı ilerlemeler bulunduğu, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, daha ileri düzeyde modernizasyon çabalarının bir sonucu olarak güvenlikle ilişkili uygulama kapasitesini güçlendirdiği, bakanlığın riske dayalı analiz(sistem)inin gümrüklerde hali hazırda büyük sıklıkla yürütülen fiziki kontrolleri azaltmak ve aynı zamanda kalitesini de iyileştirmek üzere esaslı bir şekilde geliştirilmesi gerektiği belirtiliyor. Yukarıda da bahsettiğim gibi bu alandaki çalışmaların layıkıyla değerlendirilmediği anlaşılıyor.

Türkiye'nin, AB gümrüklerinde el konulan sahte ürünlerin ana tedarikçilerinden biri olmaya devam ettiği belirtiliyor ama üçüncü ülke menşei ürünlerin ABM üzerinden Türkiye'ye ithal edilmesi konusunda miktarsal bir değerlendirme ve mukayeseli bir değerlendirme yer verilmiyor.

Transit (NCTS) ve tarifelere (TARIC, Kota ve Gözetim) ilişkin AB sistemleriyle ara yüz kurulmasına imkân tanıyan IT (Bilgi Teknolojisi) sistemlerinin henüz uygulamada olmadığı, gümrük işlemlerinin kağıtsız ortamda yürütülmesine ilişkin olarak sınırlı bir ilerlemenin olduğu eleştirisinin Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nca dikkate alındığı ve bu alanda çaba sarf edildiği biliniyor.

Gümrük Birliği Faslı, konusunda Kıbrıs'ta kayıtlı veya son kalkış noktası Kıbrıs olan gemilerin ve uçakların taşıdığı eşyanın serbest dolaşımına dair kısıtlamalara devam ettiği sürece Türkiye, bu fasla ilişkin müktesebatı tam olarak uygulayabilecek bir durumda olmayacaktır. Deniyor. Siyasi yönü bulunan bu konuda gümrük idaresince yol alınması zaman ve koşullara bağlı bulunuyor.

Fikri Mülkiyet Hukuku Faslı, Tüketici ve Sağlığın Korunması Faslı ve Dış İlişkiler Faslı konularında haklı eleştiriler sürdürülüyor. Bu alanda gümrük uygulamalarının iyileştirilmesi için çok çaba sarf edilmesinin gerektiği gözüküyor.

Netice olarak; her şeye rağmen AB sürecinde en hazır alanın gümrük olduğu anlaşılabiliyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar