AB ile donan ilişkilerin başlaması önemli bir gelişmedir

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

2005 yılında (10 yıl önce) başlayan AB müktesebatı, “Katılım Müzakereleri Fasılları” kapsamında 35 başlık altında toplanıyor. Her bir başlığın (faslın) müzakereye açılması, müzakereden sonra (buna tarama deniliyor), AB organlarının kararıyla (faslın - başlığın - tartışılan konunun) kapatılması gerekiyor.

İlk tarama toplantısı 20 Ekim 2005’te “Bilim ve Araştırma” faslı için, son tarama toplantısı da 13 Ekim 2006’da “Yargı ve Temel Haklar” faslı için yapıldı.

Katılım Müzakereleri’nde bugüne kadar 14 fasıl müzakerelere açıldı. Sadece bir başlık  “geçici olarak kapatılabildi”.

2006 yılından sonra AB ile ilişkiler kesildi. 10 yıla yakın bir ara var.

Rum yönetimi, “ilişkilerin normalleşmesi” şartına bağlı olarak 8 Aralık 2009 tarihinde tek taraflı olarak 6 faslı bloke etti.

Sarkozy’nin cumhurbaşkanlığı döneminde Fransız hükümeti 5 faslın açılışını “üyelikle doğrudan bağlantılı” olduğu gerekçesiyle veto etti.

Fransa,  veto ettiği 5 fasıldan biri için, 17. Fasıl (Ekonomi ve Parasal Politikalarda Uyum Müzakereleri) üzerine konulan “veto”yu kaldırdı. 

2015 yılbaşından bu yana 17. Fasıl üzerindeki müzakerelerin başlatılması için hazırlık yapılıyordu.

Kıbrıs konusunda bir çözüm olursa diğer fasıllar da müzakereye açılabilecek. Komisyon bu zamanı iyi kullanmayı amaçladığını ve siyasi engeller kalktığında hemen hareket edilmesini, bu dönemi bu şekilde değerlendirmeyi öngördüğünü belirtiyor.

 Türk halkını en fazla ilgilendiren konu, vize muafiyeti.

Vize muafiyeti TC vatandaşlarının vize almadan Schengen ülkelerine gidebilmelerini sağlayacak. Hedef 2017’den itibaren bunun gerçekleşmesi.

AB ilişkilerinde karşılıklı güven kayboldu. Şimdi bir bakıma “normale” dönüş arayışı var. Sığınmacı krizi sayesinde AB bizi “hatırladı”. Nedeni ne olursa olsun bundan yararlanmak gerekir..

17’inci madde için müzakerenin başlaması, AB ile ara verilen ilişkileri de başlattığı için çok önemli.

Vetolar devam etse yeni başlıklar açılamasa bile, ilişkilerin devamında yarar var.

Kaldı ki, Türkiye için AB mevzuatına uyum, mutlaka AB üyeliği için yerine getirilmesi gereken bir formalite değil. Bu Türk mevzuatının AB mevzuatı ile eşit hale getirilmesine imkan verecek bir çabadır.

Bu nedenle AB ile ilişkilerin başlaması olumludur. İleride karşılaşılabilecek sorunları şimdiden abartmadan, ilişkilerin normal şekilde yürüyeceği bekleyişi ile ilişkileri sürdürmek, Türkiye’ye iyilik getirir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018