AB Bakanlığı da vizeden şikâyetçi
2 Kasım 2011 tarihinde bu sütunda yayımlanan "AB'ye vize kolaylığına hayır!" başlıklı yazıda iki olayı yansıttım ve irdeledim: AB'nin yıllardır Türk vatandaşlarına yönelik haksız, hukuksuz vize uygulamalarını "yumuşatma" girişimini ve bu bağlamda Avukat Selim Sarıibrahimoğlu'nun üç yıldır sürdürdüğü bireysel hukuk mücadelesini…
Sarıibrahimoğlu'nun bir de "tezi" vardı; özetle, AB'nin "vize işlemlerini kolaylaştırma" girişimi Türkiye'yi "imtiyazlı ortaklığa" mahkûm edecek bir tuzaktı. Türkiye bu kabullenmemeli, "tüm enerjisini" sorunun kaynağı olan "Schengen Vize Tüzüğü"nün iptaline yoğunlaştırmalıydı.
Avrupa Birliği Bakanlığı AB Hukuku Başkanı Doç. Dr. Sanem Baykal 4 Kasım'da, sorunun "resmî tarafını" temsilen açıklayıcı bilgiler gönderdi. Aynı şekilde, sorunun "özel sektör" tarafında bulunan İktisadi Kalkınma Vakfı yönetimi de bazı belgeler iletti. Duyarlılıkları için teşekkür ederim.
AB Bakanlığı'nın duruşu
AB Bakanlığı'nın vize konusundaki tutumu kadar soruna nasıl baktığı ve neler yaptığı da önemli. Genişçe özetlemeye çalışacağım. Ama, önce belirteyim; yazının başlığını "bilgilendirme" metninden çıkardım:
"… AB üyesi ülkelere turistik, ticari, sportif, bilimsel, kültürel ya da eğitsel amaçlarla gidecek Türk vatandaşları, talep edilen belgelerden fahiş vize harçlarına ve ek masraflara, vize başvurularının sınırlı yerlerde yapılmasından vize verilmesine dek geçen sürenin uzunluğuna ve gerekçe açıklanmaksızın reddedilen vize başvurularına kadar pek çok zorlukla karşılaşmaktadır."
AB ülkelerine gitmek isteyen Türk vatandaşlarının Türkiye'de elçilik kançılaryaları, vize büroları kapılarında başlayan "çileleri" bundan iyi anlatılamaz . Bakanlık da vatandaşların "çilesini" paylaşıyor! Ve "… aday ülke sıfatıyla vatandaşların AB ülkelerine vizesiz giriş hakkından yararlandırılması için güçlü dayanaklara sahip" bulunulduğunu belirtse de, başta AB Adalet Divanı ve üye ülke mahkemelerinin olumlu tekil kararlarına rağmen, kesin çözümün kısa sürede sağlanamayacağını kabul ediyor.
Peki ne yapılıyor?
"Yargı kararları ile sağlanan gelişmeler uzun zaman aldığı ve üye devletler arasında uygulamada farklılıklara yol açabildiğinden, tüm vatandaşlarımız kapsayacak vize muafiyetinin bir an önce hayata geçirilmesi çalışmaları…" tüm hukuki haklar saklı tutularak sürdürülüyor. Nitekim, AB Komisyonu'nun "vizeyi kolaylaştırma" sözü bu çalışmaların sonuçlarından biri olmuş.
"Vize kolaylığının" içeriğine gelince, AB Komisyonu Türk vatandaşlarına uzun süreli ve çok girişli vize verilmesi; Vize merkezi ve konsolosluk sayılarının artırılması; Vize için istenen belgelerin tüm ülkeler bakımından yeknesak/uyumlu hale getirilmesi; Vize ücretlerinin azaltılması ve bazı kategorilerde kaldırılması; İşadamı, öğrenci ve akademisyenler başta olmak üzere (…) bazı kolaylıklar sağlanması için hemen harekete geçecek.."
AB Komisyonu harekete geçmiş. AB Türkiye Delegasyonu'nun açıklamasına göre, 13 Ekim 2011 tarihinde Türkiye'de Schengen vizesi başvurularında istenen belgeler listesinde iyileştirme ve uyumlaştırma sağlanmasına" kadar vermiş.
Karar iş, akademik, kültürel, sportif, aile-arkadaş ziyareti ve turistik amaçlı seyahat edecek Türk vatandaşları ile Schengen alanını kullanacak kamyon-TIR sürücülerini kapsıyor. "İyileştirilen" belgeleri yazıp lâfı uzatmayayım. www.avrupa.info.tr adresinden öğrenilebilir.
Ama, şunu söyleyeyim: AB Komisyonu bu kararla vize sorununu "kolaylaştırmış gibi" yapıyor! Çünkü, Schengen devletleri şimdiye kadar "çok ve gereksiz belge ile" vermedikleri veya "süründürerek" verdikleri vizeyi, bundan böyle "daha az belge" ile vermeme ve "süründürerek" verme haklarını koruyor olacaklar.
Türkiye Cumhuriyeti devleti, AB'yi kesin çözüme zorlamak için, vize konusunda "mütekabiliyet" ilkesini ve tartışılmaz hakkını neden kullanmıyor? Benim sorum da bu olsun!