9 aylık bilançolarda öne çıkacak şirketler
Borsada ilk 9 ayın mali tabloları açıklanmaya başlıyor. Gelecek rakamlara göre hisse bazlı hareketlilik artabilir. 3. çeyreğe ulaştırma, otomotiv, çimento, turizm ve perakende şirketlerinin güçlü bilançolar açıklaması bekleniyor. Artan faizler nedeniyle bankaların komisyon gelirlerinde yükseliş görülebilir.
Borsa İstanbul son günlerde satış ağırlıklı bir seyir izliyor. İsrail-Filistin savaşında saldırıların şiddetini artırması moralleri iyice bozmuş durumda. Son yaşanan düşüşte Ortadoğu’da artan tansiyon tabiki etkili. Ancak Borsa İstanbul’un diğer bölge ülke borsalarından daha hızlı gerilemesi, seçim sonrası yaşanan rallide beklenen düzeltme hareketinin de devreye girmiş olabileceği fikrini kuvvetlendiriyor.
Kısa vadede iç dinamikler anlamında borsanın önünde iki önemli gündem maddesi var. İlki Merkez Bankası’nın önümüzdeki hafta faiz kararını vereceği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı. Diğeri ise açıklanmaya başlanacak üçüncü çeyrek bilançoları. Merkez Bankası’nın faiz kararına ilişkin beklentileri ve piyasalara olası etkisini bir sonraki yazımızda uzun uzun anlatacağız.
Bugün 9 aylık bilançolara yönelik beklentilere odaklanacağız… Mali tabloların son açıklanma tarihi solo şirketler için 30 Ekim; konsolide şirketler ve solo bankalar için 9 Kasım ve konsolide bankalar için 20 Kasım. Ak Yatırım hazırladığı raporda, mali dışı kesimin yılın ilk 9 ayında net karını yüzde 39, mali kesimin yüzde 24 artırmasını bekliyor.
Toplam karlarda artış tahmini ise yüzde 32. Mali dışı kesim satışlarında da yüzde 52’lik bir büyüme öngörülüyor. Canlı yurt içi tüketim ve görece istikrarlı kurların net kar büyümesini desteklediğine dikkat çeken kurum, üçüncü çeyrekte banka harici şirketlerde kümülatif olarak yıllık bazda yüzde 55 satış, yüzde 67 FAVÖK ve yüzde 57 net kâr büyümesi bekliyor.
Dönemsellik gösteren ve ağırlığı yüksek olan Ereğli ve Şişecam dışarıda bırakıldığında ise düzeltilmiş FAVÖK ve net kâr büyümeleri sırasıyla yüzde 74 ve yüzde 70’e yükseliyor. Ekonomide fiyat artışlarının şirket karlılıklarına olumlu olarak yansıyacağı beklentisinin Borsa İstanbul’da geçmiş tarihlerde fiyatlandığına dikkat çeken İnfo Yatırım, hane halkı harcamalarında önemli yer tutan temel gıda, içecekler, konut giderleri, ulaştırma, lokanta, oteller ve giyim gibi sektörlerin öne çıkmasını bekliyor.
İnfo Yatırım’a göre, üçüncü çeyrekte, önceki çeyrekten farklı olarak, Dolar/TL’de yüzde 7 artışa karşılık, yüzde 23 kümülatif enflasyon gerçekleşmesi göz önüne alındığında; ciro ve finansal gelir/gider dinamiklerinde TL enflasyonun etkisinin ağır bastığı sonuçlarla karşılaşılabilir. Bu durumdan olumsuz etkilenebilecek ihracatçı şirketler açısından Avrupa’daki talep zayıflığı ve resesyon endişelerini de bir diğer olumsuzluk.
Faiz artışı bankalara yaradı
Borsanın lokomotif sektörlerinden bankacılıkta politika faizinin artırmasının olumlu etkilerinin görüleceği ifade ediliyor. Faiz artışının bankaların TL mevduat fonlama maliyetlerini arttırmasına rağmen, kredi faizlerindeki artışlar daha hızlı oldu.
Öte yandan kurdaki oynaklığın azalması da alım/satım gelirlerinin önceki çeyreğe göre gerilemesine neden oldu. Buna karşılık Merkez Bankası faiz artışları bankaların komisyon gelirlerinde ciddi yükselişe imkan sağladı. AK Yatırım’a göre üçüncü çeyrekte banka karlarına en belirgin katkı, TÜFE parametresinin genel olarak 20 puana kadar artırılmasından geldi.
Sektörlere yönelik beklentiler
Turizmin en hareketli geçtiği temmuz-eylül dönemlerinin ulaştırma sektörünün en çok karlılık yarattığı dönemler olarak öne çıkıyor. Küresel enflasyon dolayısıyla dövize bağlı fiyatlamalarda yükselme eğilimi, yurt içi enflasyondan korunma iç güdüsü, ikinci el fiyatlarındaki yüksek değerleme, talebin öne çekilmesi ve çip krizinin azalması gibi sebeplerle otomotiv sektörünün üçüncü çeyrekte de güçlü sonuçlara açıklaması bekleniyor.
Çimento sektöründe de güçlü büyüme ve kar marjlarının yukarı yönlü ivmesinin süreceği tahmin ediliyor. Görece istikrarlı kur nedeniyle kur farkı zararlarının bu çeyrek hafiflemesi net kâr büyümelerini güçlendirirken, kurumlar vergisi oranının artışı ve geriye doğru uygulanması net kâr artışlarının daha da güçlü olmasını engelleyen nedenler olarak öne çıkıyor.