78 parmaklı gitarist

Edip Emil ÖYMEN
Edip Emil ÖYMEN YENİLEŞİM [email protected]

Yeni yıl robotların yılı olacak. Robot derken, sadece insana benzeyen, insansı hareketler yapan robotlar değil, robotik yazılımlar (algoritmalar) da “robot.” Şeylerin interneti, daha “kibar” dille, nesnelerin interneti (IoT veya M2M) denilen, her şeye takılacak çiplerin birbiriyle iletiştiği bir düzene doğru hızla gidiyoruz. Bugün Türkiye’de bile M2M abone sayısı 3 milyona dayandı. Bu Temmuz-Eylül verisi, şimdilerde 3 milyonu aşmıştır bile... 

Bilgi toplumları bu yönde giderken, robotlar sınai üretimden, evlerimizin içine, hatta avucumuzun içine kadar adım adım giriyor. Bu yeni dünya düzeninde, daha önce örneği olmayan yenilikçi uygulamalar şaşırtıcı. 2015’in bu son yazısında, 2016’yı karşılama haftasında yepyeni işlere iki örnek:  

* ABD’de doğumsal sakatlığı olan bir genç kız, okula gidemediği için, onun yerine bir robot gidiyor. Okuldaki dersi, evdeki kıza robot iletiyor. Kızın, derse katılımını sağlıyor. Okuldaki herkes, talihsiz kızın robotunu “seviyor,” ona Prenses adını vermişler. Allı pullu süsler takmışlar üstüne. Robotların, hayatın her alanına yetkin bir şekilde girebileceğini gösteren iyimser bir örnek.

Yer: Sumter kasabası, Güney Carolina, ABD. Kişi: 11 yaşındaki Lexie Kinder. Doğuştan sakatlığı: Akciğer atardamar kapağı yok (pulmoner atrezi.) Kanı, oksijeni alamadığı için hızla yoruluyor. Bebekken iki ameliyat geçirmiş. Ama başarılı olmamış. Annesi, dayanamayıp onu terk etmiş. Bu nedenle Lexie’ye kalp ve akciğer nakli yapılamamış. 4 yaşındayken, birisi evlat edinmiş. Lexie, bu sakatlık nedeniyle evden çıkamıyor. Okula gidemiyor. Tam bir dram. 

Lexie’nin eğitimi için bölge eğitim yönetimi 6 bin dolarlık bir robot tahsis etmiş. Web kameralı gerçek zamanlı “canlı yayın” yapan 1.20 boyundaki robot, okulda Lexie’nin “yerini” almış. Kız da evinde laptop başında sınıfını izliyor, derse katılıyor. Robotun ekranında Lexie’nin yüzünü görüyor arkadaşları, hocaları. Onunla konuşuyorlar. Lexie, evinden, okuldaki robotu hareket ettiriyor. Öyle ki robot, sınıfta Lexie’nin “sırasında” duruyor. Lexie, her sabah sınıfla birlikte “Ülkeye sadakat andını” söylüyor. Hasta olduğu zaman (sık hastalanıyor) yine de okula, derse devam edebiliyor evinden. 

* İngiliz elektronik müzik sanatçısı Tom Jenkinson (sahne adı: Squarepusher) ile Tokyo Üniversitesi bilişim hocası Yoichiro Kawaguchi, mekanik tasarımcı Naofumi Yonetsuka ve ekibi arasındaki işbirliğiyle, ortaya “müzisyen” robotlar çıktı. Bu ürüne Z-Machines  (Z-Makineleri) adını verdiler. Ashura adlı bir tanesinin 78 parmağı var: Öyle bir gitar çalıyor ki, insan öyle çalamaz. Mach adlı ikincisinin 22 kolu var: O da baterist. Öyle bir davul çalıyor ki, bir insanın onun gibi çalması mümkün değil. Üçüncüsü Cosmo, lazer ışınıyla, önündeki elektronik klavyedeki tuşların üzerinden uçuyor. Böylece, hepsi saniyede 100 nota birden çalabiliyor. Ortaya çıkan “müzik” 2000’den az önce ve sonra doğan Z-Kuşağı’nın “tarzı.” 

Japon hocalar, bu gösteriyi “sadece” bu dünyada değil, evet tahmin ettiniz, başka dünyalarda da yapmayı arzu ediyormuş. En yakın (!) başka dünya Ay, ama esas hedefleri Mars’ın Kuzey Kutbu’nda bu orkestrayı çaldırmak.  

Onlarınki en medyatik robot orkestra belki ama, bu işin öncüsü Alman ürünü Compressorhead. Biri İngiliz ses mühendisi, ikisi Alman bilişimciler, atık metallerden yarattıkları üç robotlu gruba, “hadlerini aşıp” bir de vokalist robot yaratmaya kalkıştılar. Bunun için kitle fonlamaya (Kickstarter) başvurdular ama aradıkları para çıkmadı. 290 bin euro istediler, 41 bin geldi. Robot “şarkıcı” isteyen yok, belli. Şimdilik... 

İki “grubu” izlemek için: https://youtu.be/h0DyYLLf3m8

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hollywood’a yapay zekâ 02 Ağustos 2019