7.2 milyar dolarlık kaçak var: e-ticaret devleri de markajda
Avrupa ve ABD'de kaçak, taklit ve sahte ürünleri kullananlara sıkı tedbir söz konusu. Türkiye'de ise neredeyse olağan bir durum halini almış. Hatırlarsanız ünlü Şarkıcı Hadise'nin internet üzerinden görüp beğendiği, dünyaca ünlü bir markaya ait çantanın sahte olduğu Fransa'ya gidince anlaşılmıştı. Neredeyse bire bir orijinaliyle aynı olan çantaya yaklaşık 800 dolar ödeyen şarkıcı, Fransa'ya gittiğinde havalimanındaki kontrollerde çantanın sahte olduğu anlaşılmış, adeta "kaçakçı" muamelesi görmüştü.
Peki Türkiye'de sahte ürünün faturası ne kadar?
İşte bunun yanıtını da geçtiğimiz günlerde açıklama yapan Marka Koruma Grubu (MKG) veriyor. MKG Sözcüsü Aslıhan Aydınlık'ın verdiği bilgilere göre kaçak, taklit ve sahte ürün piyasası nedeniyle Türkiye'nin bir yılda 7.2 milyar dolar vergi kaybına uğradığını ifade ediyor. Aydınlık'a göre ise bu kaybın istihdama yansıması ise 90 bin kişi. Yani kullandığımız sahte ürünler 90 bin kişinin istihdamını engelliyor. Bir de bu paranın suç ve terör örgütlerine gittiğini düşünün?
En fazla kaçak saatte
Sahte marka denilince artık eskisi gibi hacimce büyük ürünler gelmiyor. Özellikle takı, aksesuar ve saatler giderek bu sahteciliğin odağı haline gelmiş durumda. Yaptığım kısa bir araştırmada özellikle saat ciddi bir sahte ürün merkezi haline gelmiş.
Sadece bir yıl içerisinde İstanbul Fatih ve Bakırköy'de 20 milyon TL, Atatürk Havalimanı'nda 20 milyon TL'lik sahte saat bulundu. Yine bu bir yıllık dönemde Kadıköy'de yapılan baskında piyasa değeri milyon liralarla anlatılan 1000'e yakın saat emniyet güçleri tarafından ele geçirildi.
Antalya'daki bir operasyonda 7 bin 904, İstanbul'da 4 bin 250 saate sahte olduğu gerekçesiyle el konuldu. Geçtiğimiz hafta Malatya'da yapılan bir operasyonda ise 595 saat kaçak ürün olduğu gerekçesiyle el konuldu. Liste uzun, liste pahalı.
Hal böyle olunca sektörünün önde gelen bir firmasının yöneticisini arayarak durumu sordum. Aldığım yanıt kaçak, sahte ve kopya ürünlerin sektörde giderek arttığı.
Görüştüğüm işadamı, "Saat şu anda en popüler ürün haline geldi. Fark edilmesi bilmeyen için zor. Taşınması kolay ve zahmetsiz. Ancak sadece bizlerin değil, ekonominin de kaybı giderek artıyor" diyor. İşadamının verdiği bilgilere göre bu sahteciliği yapanların önemli kısmı sanal alışveriş sitelerinde. Aldığım bir duyumu da kendisine soruyorum: "Evet sizin de bildiğiniz üzere dünyanın en büyük e-ticaret şirketlerinden birinin depolarına baskın yapıldı. Yapılan araştırmada binlerce sahte saat ele geçirildi. Hem de çoğu İsviçre markalarının benzerleri."
16 hastane, 4 havalimanı yapılabilir
E-ticaret devinin deposunda yapılan baskında ele geçirilen saatler, 4-5 dolara internetten satılıyor. Neredeyse tamamı Çin malı. Orijinal metal aksamlar yerine kimyasallarla hazırlanmış. Neredeyse tamamı sağlık açısından da zararlı.
Günün büyük kısmı kolunuzda bulunan saatler sağlık açısından tehlikeli bulunuyor. Yurtdışına gittiğinizde başınıza bir "Hadise" de gelebilir. Bir de yaşattığı ekonomik kaybın Türkiye'ye faturasını: 7.2 milyar dolar.
Bu miktarla 100 yataklı 16 hastane, yıllık 500 bin yolcu kapasiteli 4 havaalanı, 16 derslikli 100 okul, 300 öğrenci kapasiteli 50 yurt ve 100 kilometrelik bölünmüş yol gibi hizmetlerin herhangi biri yapılabilir. Ya da 90 bin işsize ekmek kapısı…