6 Temmuz: İlk kurşunun atıldığı gün?
Bugün ABD’nin Çin’e karşı 50 milyar dolarlık ithalat ürününe gümrük vergisi önleminin devreye gireceği gün. Son anda bir anlaşma olmazsa Çin de bu karara karşılık verecek. Şayet tüm bu gerginlik 50şer milyar dolarlık malla sınırlı kalırsa ekonomik büyüme ve finansal piyasalar açısından önemli bir sorun olmayacaktır.
Ancak Başkan Trump, Çin’den misilleme geldiği takdirde çok daha büyük bir adım atacaklarını söylediği için iyimser olmak zorlaşıyor. Bu kavgada herkesin yumruk yemesi kaçınılmaz. Gelişmekte olan ülkeler ise global tedarik zinciri ve yarattıkları katma değere bağlı olarak çok daha sert bir şekilde etkilenebilir.
Öte yandan standart gümrük duvarları bir yana gelişmekte olan ülkeleri etkileyecek bir dinamik daha var. Global ekonomide dolaşan doların miktarı son zamanlarda hep bahsedildiği gibi sadece FED’in bilanço büyüklüğü ile ilgili değil. 2008 öncesinde de global ekonomi dolar üzerinde dönüyordu ve FED’in bilançosu sadece 800 milyar dolardı. Asıl likidite kaynağı ABD’nin cari/ticaret açığı. FED’in QE operasyonları bankalar üzerinden daha dolaylı etkide bulunuyor.
Dolara erişim sorunu gelişmekte olan ülkeleri vurur
Ticaret savaşı kaynaklı bir dolara erişim sorunu olursa bu doğrudan gelişmekte olan ülkeleri vuracak bir gelişme. Dolara olan talep bir yandan görece düşük riski ve yüksek hisse&bono getirisi sayesinde sermaye kaynaklı. Diğer yandan faizlerin arttığı bir ortamda borçlanma maliyet ve ihtiyacı (Çin örneğinde özel sektör diğer bazı örneklerde ülkeler) artan aktörler var. Bunlara karşı ABD ticaret açığını küçültmeyi başarırsa o zaman FED para mı basmış yoksa dolar kıtlığı mı var göreceğiz.
Diğer bir konu ise henüz yeterince ilgi çekmediğini düşündüğüm FED’in bilançosunu küçültme operasyonu. 30 Haziran'da FED’in portföyünde 30 milyar dolarlık itfa söz konusuydu ve bunun sadece 12 milyar doları yeniden piyasaya döndü, yani FED bilançosunda hazine tahvili miktarı 18 milyar dolar daha azaldı. Temmuz itibarı ile de Eylül sonuna kadar bilanço daralması 10 milyar dolar daha artarak 40 milyar dolara çıkacak.
ECB'nin varlık alımında iki kol önemli
Bu noktada ECB likiditesinin bitmesi üzerine yapılan tartışmalara da bir kez daha değinmek istiyorum. Varlık alımları süresince piyasa etkisi açısından iki kol var. Bir kolda bonosu alınarak yerine rezerv yüklenen bankalar bulunuyor. Şayet bankalar kredi fırsatları bulursa bu rezervler sayesinde ciddi bir kredi genişlemesine neden olabilirler. Ama toplam rezervlerin FED olmadan düşmesi söz konusu değil (2 dinamik daha var ama konu dışı) Diğer kolda da bonosu alınarak yerine nakit verilen özel sektör var (vadesi geldiğinde yine nakit verilecekti). Euro bölgesinde özel sektör mevduat getirisi olmadığından elindeki nakit UST gibi görece yüksek ve güvenli tahviller kadar gelişmekte olan ülke tahvillerine de yatırıyordu. Euro’da yaşanan gerileme de bu portföy değişimi, yani sermaye hareketi kaynaklıydı (para basılması değil). QE’nin bitmesi teknik olarak bu stratejinin bitmesini gerektirmiyor. Ancak bu yatırımı yaparken fon sadece nominal ve reel faiz getirisinin seviyesine de bakmıyor (büyük çoğu). Söz konusu enstrümanın ve kurun volatilitesi , volatiliteye bağlı olarak kuru hedge etme maliyet , ECB aradan çıktığında kendi ülkesinde Hazinenin borçlanma ihtiyacı ve getirilerin ulaşacağı seviye gibi dinamiklere de bakıyor.
Para akışının kesilmesi teşviklerin bitmesinden kaynaklanmıyor
Gelişmekte olan ülkelere akışının kesilmesi ECB’nin QE’yi bitirmesinden ziyade diğer dinamiklerin bozulmasından kaynaklanıyor. Yoksa QE’nin sona ereceği Aralık ayında da belli olmaya başlamıştı. Zaten zor bir dönemden geçen gelişmekte olan ülkeler daha da zor bir dönemece giriyor olabilir.
Çin: Savaşmaktan başka çaremiz yok
ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Çin'den ithal edilen 34 milyar dolar değerindeki mallara ek gümrük vergisi getirme kararı piyasaların gündemine oturdu. Çin daha önce 'ilk ateşi açanın kendileri olmayacağını' söylese de Çinli yetkililer ABD'nin Çin mallarına ek gümrük vergileri getirmesine anında benzer uygulamayla karşılık vereceklerini duyurdu. Haftalık basın toplantısında konuşan Çin Ticaret Bakanlığı Sözcüsü Gao Feng, ABD'nin gümrük vergilerinin Çin'deki yabancı şirketler dahil uluslararası tedarik zincirine zarar vereceğini söyleyerek " ABD bu ticaret savaşını provoke etti. Biz savaşmak istemiyoruz ancak ülkenin ve halkın çıkarlarını korumak asına savaşmaktan başka çaremiz yok" dedi.
Gao 'Çin'deki ABD'li şirketlerin niteliksel önlemlere tabii tutulup tutulmayacağı' sorusuna ise hükümetin ülkedeki tüm yabancı şirketlerin yasal haklarını koruyacağı yanıtını verdi.