55 yıllık düş 65 nanometre ile gerçek oluyor
Tübitak Bilgem bünyesinde çip üretimi için Katar Hamad Bin Halife Üniversitesi ile iş birliği yapıldı. 12 ay içinde 65 nanometre üretim teknolojisi ile çip üretimine başlanacak. Daha hafta başında Avrupa Birliği’nin de çip savaşına dahil olduğunu yazmıştım.
Dünya çapında 600 milyar dolarlık bir pazar haline gelen yarıiletken üretiminde herkes var olmak istiyor. ABD’nin 76 milyar dolarlık teşvik paketine karşılık Avrupa Birliği 47 milyar dolarlık bir teşvik ve destek paketi açıkladı.
Çin bu alanda liderliği ele geçirmek için büyük savaş veriyor. Güney Kore ve Tayvan, üç nanometre üretim teknolojileri ile geleceği şekillendirecek ülkeler olmak istiyor.
Japonya konumunu muhafaza etmek derdinde. Dünya Yarıiletken Endüstrisi Ticaret İstatistikleri (WSTS) kurumu verilerine göre, üretilen yarıiletkenlerin (çip) yüzde 62'si bilgisayarlar ve akıllı telefon gibi haberleşme cihazlarında kullanılıyor. Oyun konsolu gibi tüketici elektroniği cihazlarının payı da yüzde 12.3’e ulaştı. Otomotiv, endüstrisinin ve savunma sanayiini payı da toplamda yüzde 25.
Türkiye’de çip üretilecek
Tüm bu gelişmelerin yanında Türkiye’de de sevindirici bir gelişme oldu. 26 Nisan Çarşamba akşamı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye’de 65 nanometre üretim teknolojisine sahip üretim bandında 12 ay içinde çip üretilmesine yönelik protokolü Katar Hamad Bin Halife Üniversitesi ile imzaladı. TÜBİTAK BİLGEM’in Gebze’de bulunan merkezinde çip üretimi için geri sayım başladı.
Katarlı üniversite, üretim için gerekli olan 30 milyon dolar değerindeki makine parkını sağlayacak. Bakan Varank, hem Katar için hem Türkiye için önemli olan savunma sanayii alanında kullanılacak çiplerin üretiminin 12 ay içinde başlayacağını müjdeledi.
Konuşmasında, Avrupa’nın ve ABD’nin milyar dolarlık teşvik paketlerine değinen Varank Türkiye’de de yarı iletken ekosisteminin geliştirilmesine yönelik olarak üç yıllık bir programda çip tasarım şirketlerine 600 milyon lira destek sağlanacağını söyledi. Çip tasarımı alanında nitelikli AR-GE faaliyeti yürüten ve insan kaynağı yetiştiren üniversitelere ise 100 milyon liraya kadar destek verilecek.
Ayrıca, çip ihtiyacı olan büyük firmalar ile çip tasarım firmalarını bir araya getirecek bir proje ile de 270 milyon lira destek sağlanacak. Kısaca Türkiye’nin çip tasarımı ve üretimi için vereceği destekler bir milyar lirayı zor buluyor. ABD ve Avrupa’nın teşvik bütçeleri ile kıyaslanamaz olsa da bir milyar lira en azından sıfırdan daha büyük.
Nanometre düştükçe maliyet artıyor
TÜBİTAK BİLGEM bünyesinde kurulacak Çip üretim bandı 65 nanometre üretim teknolojisinde üretim yapacak. Intel, 2004 yılında bilgisayar işlemcilerinin üretimi için 65 nanometre üretim teknolojisine geçiş yapmıştı. Şimdi, üç nanometre üretimi için fabrikalar kuruyor.
ABD’de kurdukları fabrikalardan birisinin ilk yatırım maliyeti 34 milyar dolar olarak açıklandı. Rakamın 100 milyar dolara kadar çıkması bekleniyor. Hindistan ise geçen yıl Karnataka’da açılan ve 65 nanometre analog çip üreten ilk fabrikası için üç milyar dolar yatırım yaptı.
Daha yüksek nanometrede üretim yapacak fabrika için birkaç milyar, bilgisayarlar ve telefonlar gibi tüketici elektroniği ürünlerinde kullanılan ve daha düşük nanometrede üretim gerektiren çipleri üretmek için gerekli fabrikalara onlarca milyar dolar yatırım gerekiyor. Türkiye’nin 65 nanometre teknolojisi ile üreteceği çipler otomotiv endüstrisi ve savunma sanayiinde hâlâ büyük pazar sahibi.
60 yıllık hikaye
Türkiye’nin elektronik endüstrisi ile ilgili ilk adımı 18 Mayıs 1964 yılında 42’inci Milli Güvenlik Kurulu toplantısında atıldı. Bu konuyu bir milli güvenlik konusu olarak ele alan Türkiye, bu alanda bir sanayi kurulması kararı aldı.
Karar, William Shockley’e 1956 yılında transistörün icadı ile ilgili olarak Nobel Fizik Ödülü verilmesinin sekiz, Intel’in kurucularından ve Moore kanununun yaratıcısı Gordon Moore’un ilk ticari silikon transistörü sattığı 1958 yılından altı ve yine Intel’in kurucularından Robert Noyce’un ilk entegre devre (çip) tasarımını yaptığı 1960 yılından sadece dört yıl sonra alınmıştı.
Ancak, bu alanda Türkiye başladığı hızda ilerleyemedi. Önce Makine Kimya Endüstrisi Kurumu, sonrasında ise PTT sanayinin kurulması için ön çalışmalar yaptı ve 1967’de PTT “Türkiye’de Elektronik Sanayi Kuruluş Raporu” yazdı.
1966 yılında Kanadalı Northern Elektrik Şirketi ile PTT’nin ortaklığı ile kurulan NETAŞ, 1969 yılında üretime başladı. Bugün NETAŞ, Çinli ZTE şirketinin bir parçası olarak çalışmalarına devam ediyor. Aynı dönemde kurulan PTT’nin Araştırma Laboratuvarı ARLA, Teletaş isimli bir şirkete evrildi. Fransız ortaklığında Alcatel Teletaş ismini alan şirket bugün Nokia’nın bir iştiraki olarak faaliyet gösteriyor.
Askeri alanda elektronik ekipmanlar üretimi için düşünülen ASELSAN ise 1975 yılında, Kıbrıs Barış Harekatı’ndan bir yıl sonra kuruldu. Günümüzde TÜBİTAK BİLGEM adıyla bildiğimiz kurum ise 1968 yılında Elektronik Araştırma Ünitesi olarak kuruldu. Kurum bünyesinde Mikroelektronik teknolojisi alanında bilgi birikimi sağlamak, bu alanda endüstriye araştırma-geliştirme çalışmaları yapmak, stratejik öneme sahip tüm devreleri üretebilmek amacı ile Yarıiletken Teknolojisi Araştırma Laboratuvarı (YİTAL) 1983 yılında kuruldu.
2017’de şirketleştirildi. Bilkent Üniversitesi NANOTAM bünyesindeki çalışmalar ticarileştirilerek, 2014 yılında Aselsan ve Bilkent ortaklığında AB Mikro Nano isimli şirket kuruldu. Aynı yıl, galyum nitrat çiplerin üretilmesi için bir tesisin temeli atıldı. Ancak bu şirketin üretim ve faaliyetleri ile ilgili son bilgilere ulaşamadım.