5 milyar dolarlık sektör “ayakta” duramıyor
2017 yılında 769 milyon dolarlık ihracat yaptılar. Bu yılın Ocak-Ağustos ayı verilerine göre ise rakam 639 milyon dolar. Yıl sonunda ise 1 milyar dolarlık bir hedef var. Türk deri ve deri mamüllerinin amiral gemisi ayakkabıdan bahsediyorum. Her ne kadar çift haneli büyüme içinde olsalar da ayakkabı markaları peşpeşe kepenk indiriyor, konkordato ilan ediyor. Pazarın sessizce büyüyen şirketi Shumix, mağazalarını birer birer kapatmasıyla başlayan bu dalga önce Hotiç’e ardından Yeşil Kundura ve Beta’ya sıçradı. 1938 yılında kurulan sektörün en köklü şirketi Hotiç, Türkiye genelinde 150 satış noktasına sahipti. Ardından gelen Yeşil Kundura 1948’de üretime başladı. Yaklaşık 10 sene önce koyduğu 50 mağaza hedefindeydi ancak konkordato başvuruna kadar 13 franchise mağazaya kadar geriledi.
İlk mağazasını 1985’te Nişantaşı’nda açan Beta ise sektörün genç markalarından biriydi. Kısa sürede 50 mağazaya ulaştı ancak yaşanan krize boyun eğmek zorunda kaldı.
Geçtiğimiz günlerde bu konuda bir yazı kaleme alan Hürriyet Gazetesi Yazarı Jale Özgentürk, Shoes Center’ın da mağazalarının tamamına kilit vurguğunu yazmıştı.
Asırlık devler de sırada
Sırada kim mi var?
Aslında liste oldukça uzun. İsimleri yazmak yerine haklarında dikkat çekici bilgiler vermek daha doğru olur.
Örneğin en fazla dile getirilen şirket sektörün ağabeyi olacak büyüklükte. Edirne’den Van’a 100’den fazla mağazası olan bu dev Türk şirketinin ayakta kalmakta zorlandığını duydum. Bir diğeri ise ayakkabı sektörünün belki de en eski markası. Bir asrı geride bırakan bu şirketin de 100’den fazla mağazası bulunuyor ve bunların küçük bir kısmı da yurtdışında...
Sektöre hammadde sağlayan bir dev ayakkabı şirketinin de tahsilatta zorlandığı, iç pazar yerine ihracatı tercih ettiğine dair duyumları da aldım.
İhracatla birlikte 5 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşan ayakkabı sektörünün yön veren şirketleri tarihinin en kötü günlerini yaşıyor. Özgentürk’e konuşan Ziylan Grup’un ortaklarından olan Türkiye İhracatçılar Meclisi eski Başkanı Mehmet Büyükekşi sektörde önemli yapısal sorunlar olduğunu vurguluyor. Büyükekşi, “Sektörde vadeler kısaldı. Vadeli satıştan uzaklaşılıyor. Banka kredilerinde ekonomik sıkıntılar nedeniyle frene basıldı. Şirketlerde işletme sermayesi sıkıntısı ortaya çıktı” diyor.
Markalaşmaya en yakın isimler
Türkiye’nin en çok ihtiyaç duyduğu konu markalaşmak. Bu konuda belkide en umutlu olduğumuz sektör ayakkabı. İçerideki büyümeyi dışarıya yansıtmak için çabalıyorlar. Şöyle bir etrafınıza bakın. Örneğin bir alışveriş merkezine gittiğinizde giyimden çok ayakkabıda Türk markalarıyla karşılaşıyoruz. Kimi asırlık geçmişe sahip işte bu markaların sorunu diğer sektörleri de vuracak. On binlerce insanımıza iş imkanı sağlayan, ihracatın önemli liderlerinden ayakkabıya destek olmazsak, ayaktan başlayan kriz reel sektörün diğer birimlerine de yayılacak.
“Cesurun ayakları dayanmak, korkağın ayakları kaçmak için yaratılmıştır.”
Kolay yolu seçmek yerine, kaçmadan mücadele eden, 5 milyar dolarlık pazara sahip bu cesur markalara destek olmak gerekmez mi?
2023 vizyonumuz hala gündemdeyse tabii...