“5-10 milyar dolar borçlanıp çözeriz, ama!…”
Ekonomideki dalgalanmayı yakından izleyen AK Partili milletvekili dostumuzla sohbet ederken ‘kur’ ve ‘borsa’ ile ilgili tespitte bulundu.
“5-10 milyar dolarlık borçlanmayla dövizdeki yükselişi ve borsadaki düşüşü terse çevirebiliriz.
Kamu borç oranımız bu borçlanma için oldukça müsait.
Ama suni müdahalelerin piyasaların geleceğini olumsuz etkilediğini yaşadıklarımız gösterdi.”
★ ★ ★
Döviz gelir ve giderimiz arasındaki makası açan gelişmeler yaşadık…
Turizm ve ihracat gelirlerimizdeki gerilemeyle döviz gelirlerimiz azaldı…
Eylül ayında doğrudan yatırım hesabından ülkeye net döviz girişi 719 milyon dolar olurken, portföy yatırımlarından (borsa ve devlet iç borçlanma senetlerinden) 1.5 milyar dolar çıkış oldu.
Çıkan net döviz toplamı 3.1 milyar dolar buldu.
Bu ekim ayında da devam etti…
Kasım ayında ise yaklaşık 1.6 milyar dolarlık döviz çıkış yaşandı…
Aynı ay Güney Afrika piyasasından 1.2 milyar doları tahvilden, 1.4 milyar doları hisse senedinden olmak üzere toplamda 2.6 milyar dolarlık para çıkışı yaşanmış…
Endonezya, Güney Kore, Meksika, Hindistan ve Çin para çıkışında bizden önde…
Sadece Brezilya, faizleri yüzde 14’lere çıkardığı için ayrışmış ve yaklaşık 3 milyar dolar döviz çekmiş…
★ ★ ★
Son üç ayda yaşanan net çıkış, dövizdeki keskin yükselişin nedenini özetliyor…
★ ★ ★
“Kamu 5-10 milyar dolar borçlanarak bu işi çözebilir, ama!” yorumuna gelirsek…
En borçlu ülkelere baktığımızda zirvede Japonya yer alıyor.
Japonya’nın kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 229 seviyesinde.
Japonya’yı yüzde 177 ile Yunanistan takip ediyor.
İtalya’da kamu borcu oranı yüzde 133, ABD’nin yüzde 105, İngiltere’nin yüzde 90, Avusturya’nın yüzde 87, Almanya’nın yüzde 71, Kıbrıs’ın ise yüzde 108.9 seviyesinde.
Aynı sepette nitelendirildiğimiz Güney Afrika ise yüzde 50’ye ulaşmış durumda.
Biz ise yüzde 33 ile gelişmiş ve gelişmekte olan 109 ülkeden çok daha iyi durumda görünüyoruz…
★ ★ ★
Ülkelerin toplamda 60 trilyon dolar civarında borcu bulunuyor…
Bu borcun yüzde 29’unu ABD’nin borcu oluşturuyor.
ABD’yi yüzde 19.99 ile Japonya, yüzde 6.25 ile Çin takip ediyor.
Miktar bakımından en borçlu 15 ülkeden 7’si Avrupa Birliği içinde yer alıyor...
Türkiye’nin küresel kamu borcu miktarındaki payı ise binde 4 seviyesine yaklaşıyor.
★ ★ ★
Sahip olduğumuz bu oranın çok büyük avantaj olduğu doğrudur…
Büyük kamu yatırımlarının ‘YİD’ modeliyle özel sektör tarafından yapılmasının, bütçe performansını olumlu yönde artırmada ve kamu borç oranını düşürmede etkili olduğu ortadadır…
Ve bu borçlanmada kamunun elini güçlendirmiştir…
Ancak…
Burada ‘duran varlıklar’ın önemini de atlamamak gerekiyor…
Duran varlıkların yüksekliği, ülkeler ne kadar borçlu olursa olsun o ülkeye olan güvenirliliği artırıyor…
Ve ne kadar borçlu olursa olsun, kredi ve borç alma maliyetlerini de otomatik olarak aşağı çekiyor…
Kamu borcunun ülkenin yıllık gelirine oranı yüzde 300 olabilir….
Ama o ülkenin altın gibi döviz gibi duran varlıklarının fiyatı/ miktarı yüksekse ve o birikimleri/ tasarrufu borç miktarından yüksek yada borç miktarına yakınsa, o ülke borç oranına bakarak değerlendirilmiyor…
Bizim gibi birikimi/tasarrufu düşük ülkelerde kamu borç oranının yükseliyor olması bu ne- denle sıkıntıya yol açıyor…