47 bin parselin yarısı boşsa…
TBMM'deki ikinci "torba" yasadan Türkiye'nin çeşitli bölge, il ve ilçelerinde konuşlu 262 organize sanayi bölgesinde bugüne kadar kimse talip olmadığı için boş duran 16 bin 500 parsel arsaya tamamen veya kısmen bedelsiz "tahsis" imkânı çıktı. Bu madde, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki görüşmeler sırasında milletvekillerince verilen bir önerge ile yasa teklifine eklendi.
"Islah OSB" maddesi de öyle; Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu'na son dakikada dahil edildi. Böylece, büyük çoğunluğu küçük ve orta ölçekli işletmelerden oluşan sanayi dünyasının "kapıları" iki önemli düzenleme için açılmış oldu.
Her iki düzenlemede kuşkusuz iyi niyet var. Organize sanayi bölgelerine yeni bir yatırım ivmesi verebilir miyiz, yaklaşımı var. Bir de, hemen hemen her ilde ve büyücek ilçede, başta belediyeler olmak üzere tüzel kişiliklerine imar planı yapma yetkisi verilmiş kamu kuruluşlarının olur olmaz "mevzii planları" ile düzensiz ve dağınık sanayileşmeye açılmış bölgelerin "ıslah" edilmesi isteği var.
Bütünü görmeden…
"Torba" yasa teklifine eklenen bu iki madde, Türkiye'de mevcut organize sanayi bölgelerinin yapısı ve şimdi disiplin altına alınmak istenen düzensiz bölgelerin sorunları derinliğine incelenmeden hazırlanmışa benziyor. Durum, uzunca bir süredir hemen tüm siyasi iktidarlarca düşülen "yasama tekniği" zafiyetine uygun; bütünü gözden kaçıran eklektik yasa zafiyeti!
Çünkü, maddeler, öngörülen amaçların "nasıl" gerçekleştirileceğinden çok, "neden" gerçekleştirilmesi gerektiğini anlatıyor. Niyet ve amaç olarak gerekli görülen bir yasa düzenlemesinde neden nasılın önüne geçtiği zaman o düzenleme daha baştan sorun çözücü değil, sorun doğurucu olabiliyor.
Gerek 16 bin 500 boş sanayi parselinin "en az 10 kişilik istihdamı" taahhüt edecek girişimci veya yatırımcılara tamamen veya kısmen bedelsiz tahsisini, gerekse düzensiz ve dağınık sanayi bölgelerini "organize sanayi bölgesi" kimliğine dönüştürme maddeleri, "nasıl" sorusuna kapsamlı ve gerçekleşebilir cevaplar vermedikleri için, uygulamada ciddi sorunlar doğurabilecek.
Sanayi bölgesi tablosu
Türkiye'nin 80 vilayetindeki il veya ilçelerde organize sanayi bölgesi bulunduğunu biliyoruz. 1 ilimiz hariç; Artvin! Fakat, Türkiye'nin 81 vilayetindeki il ve ilçelerde, başta belediyeler olmak üzere, adetâ her aklına esen kamu kuruluşunun sözde imar planlarıyla oluşturulmuş düzensiz kaç sanayi bölgesi var, bilmiyoruz.
Bilinenden başlayalım: 1962-2010 yılları arasında 80 vilayette il veya ilçelerde kurulan ve tüzel kişilik verilen organize sanayi bölgelerinin sayısı toplam 262. Bunlardan altyapısı ve sosyal tesislerini tamamlayarak 1 veya 1'in üstünde tesisle hizmete girdiği varsayılan organize sanayi bölgesi sayısı 143.
Yer seçimi aşamasında bulunan, tüzel kişilik verilmiş; ama henüz işletme aşamasına geçmemiş ve halen boş duran organize sanayi bölgesi sayısı 112. Bu bölgelerin 23'ü yer seçimi, 29'u kamulaştırma, 18'i imar planı ve altyapı projelendirme, 42'si de altyapı inşaatı safhalarında.
OSB sıralamasında İzmir ile Bursa 13'er; Kocaeli ile Ankara 12'şer, Konya ile Afyon 9'ar, İstanbul da 8 bölge ile önde gidiyor. Gidiyor da, bu büyük sanayi havzaları dahil diğer il ve ilçelerdeki imarlı organize sanayilerde toplam parsel sayısı, Haziran 2010 tarihi itibarıyla, 42 bin 700. Ekleneceklerle birlikte 47 bine yükseleceği belirtilen bu sayının yüzde 50'sinin boş olduğu raporlarda yazılı.
Tablo bu iken; yani imarlı bölgelerdeki boş parsellere yatırımcı bulunamamışken, "torba"daki 16 bin 500 parsel bedelsiz de olsa nasıl dolacak? Bir de düzensiz bölgelerdeki "ıslah" operasyonlarını kimler, hangi örgütlenme ve hangi kaynakla nasıl yürütecek, yönetecek? Bu soruların tatminkâr cevabı varsa, "torbadan" çıkan iki düzenlemenin de şansı var!