36. yılında o dönemin bürokratından 24 Ocak değerlendirmesi
24 Ocak 1980’de alınan ekonomik kararlar, önemli bir sürü değişime kapı açtı. Liberalleşme yolunda değişimlere yol açarak, içe kapanık ekonomimizi dışa açma konusunda imkanlar sağladı. Demirel–Özal ikilisinin kurguladığı 24 Ocak kararlarnın hazırlanıp yazılmasında Kaya Erdem ve genç bürokratlar yoğun mesai harcadılar. Dönemin genç bürokratlarından Zekeriya Yıldırım ile 24 Ocak’ın 36. yılında kısa bir söyleşi yaptım:
- 24 Ocak kararları hangi nedenden alındı?
Yıldırım - 24 Ocak kararlar o günler devletin iç ve dış ödemelerde yaşadığı dar boğazın zorladığı bir değişim programı. Bugün globalleşen dünya koşullarında uygulanmakta olan ekonomi modelinin temelleri o zaman atılmış oldu. Program bir yandan mali ve parasal disiplini amaçlayan bir istikrar programı, bir yandan da devletin işletmeci olarak yer aldığı karma ekonomi modelinden, özel sektörün piyasa koşullarında ağırlık kazandığı dışa açık bir ekonomi modelini hedefleyen bir değişim programıydı.
- Sizin o dönemdeki göreviniz neydi?
Yıldırım - 24 Ocak kararları alındığında ve sonrasında Merkez Bankası’nda Kambiyo Genel Müdürü ve Başkan Yardımcısı olarak görev aldım. O dönemde kariyerimde bir dönüm noktası olduğunu söyleyebilirim. Değişim programıının mimarisine katkıda bulunurken, dış borç ertelemelerinde, yurtdışı finansman kanallarının oluşturulmasında görev aldım, uluslararası finans alanında uzmanlaştım.En önemlisi bir yönetici olarak değişim kültürünü edindim. Maliye, Hazine , Planlama ve Merkez Bankası'nda o zamanlar güçlü kadrolar vardı. Bu kadrolar programın oluşmasında siyasi iktidara destek olurken, yeri geldiğinde direnebiliyordu.
- Sizce programın eksiği var mıydı, varsa neydi?
Yıldırım - 24 Ocak kararlarının en büyük eksiği piyasa ekonomisinin koşullarını oluşturamamış olmasıydı. 2001 krizi sonrası yürürlüğe konulan “Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı” bu eksiği giderdi. Merkez Bankası'nın bağımsızlığı perçinlendi, bağımsız düzenleyici ve denetleyici kurullar oluşturuldu. Bugünkü siyasi ortamda zaman zaman bağımsızlıkları tartışma konusu olsa da bu kurulların piyasa ekonomisinin temel taşları olduğuna inanıyorum.
Bugünkü durumu nasıl değerlendiriyoırsunuz?
Yıldırım - Bugün ekonomi yönetimi daha zor. İç dinamikler kadar dış dinamiklerde etkili. Buna karşılık 24 Ocak kararlarını zorlayan ekonomik krzin akşamdan sabaha ortaya çıkması söz konusu değil. Dalgalı kur rejimi amortisör görevi görüyor. Ama amortisöre yaslanarak gitmenin maliyeti olduğunu görüyoruz. Amortisörün amortisman sürecini doldurursanız eski nesil kriz de kapıyı çalabilir.
Bu dönemde nelere ihtiyaç olduğunu düşünüyrsunuz?
Yıldırım - Global piyasalarda yaşananlar, son 15 yılda yaşanan dış kaynağa bağlı büyüme modelinin sürdürülebilir olmadığını gösteriyor. İç kaynakları mobilize etmeye, katma değeri yüksek mal ve hizmet üreten, enerji güvenliğini ve verimliliğini gözeten yeni bir ekonomi modeline geçmeye ve bu modeli destekleyecek eğitim reformlarına ihtiyaç olduğu açık, bunu kabul etmeyen de yok. Öte yandan Merkez Bankası özellikle tarım ve hizmetler alanından kaynaklanan dirençler ile döviz kurundaki oynamalar nedeniyle bir türlü yüzde beş enflasyon hedefine yanaşamıyor. Aynen 24 Ocak gibi yeni bir dönüşüm programını uygulamaya koymanın zamanı. Söylemlere ve hükümet programına yansıyan değişimin amortisörün ömrü dolmadan hayata geçirilmesini bekliyoruz.
Dönemin bürokratı Zekeriya Yıldıdım’ın 24 Ocak karalarının 36. yılındaki değerlendirmeleri böyle ...