328 milyar dolarlık ABD pazarı 300 milyar dolarlık Çin pazarı…

İsimleri Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği… Kısaca TAYSAD. Ama onların vurguladığı önemli bir kavram var. Aslında yaptıkları iş tam olarak otomotiv sektörüne ‘tedarik. Bu nedenle ‘tedarikçi’ tanımını tercih ediyorlar. 345 üyesi bulunan dernek Türkiye’deki iş hacminin büyüklüğü tam 22 milyar dolar. Doğrudan ihracatta ise büyüklükleri 8 milyar dolar. Özetle TAYSAD üyeleri, Türkiye ihracatının yüzde 5’ini tek başlarına karşılıyorlar. 140 bin kişiye de istihdam sağlıyorlar. 

Bu büyüklüğü ile Türkiye’nin göz bebeği sektörlerinden birinin omurgasını oluşturuyorlar. Ancak tedarik sanayicilerin kabul ettiği ve üzerinde durdukları önemli bir nokta, gelişimlerinin ‘ana sanayilere’ yani OEM’lere bağımlılığı. Türkiye’deki üreticiler, ürünlerinin yüzde 70’ini Avrupa’daki büyük üreticiler için yapıyor. Hem son dönemdeki kurlar nedeniyle Euro Bölgesi’ne ihracat yapıyor olmak avantajını yitirdi hem de sadece tek bir pazarın baskın olduğu sektörün riskleri azaltması kolay değil. TAYSAD bir süredir, bu durumu aşmak için önemli çalışmalar yapıyordu. Geçtiğimiz hafta başlayan ve dün de ikili görüşmeler ile son bulan 6. Aftermarket Konferansında önemli adımlar atıldı. Konferansı TAYSAD ve Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği düzenledi, Otomotiv Yenileme Pazarı Geliştirme Derneği destekledi. Organizasyonda iki önemli pazarın temsilcileri vardı: ABD ve Çin… Amerikalılar ile işbirliği anlaşması imzalandı. 2 Türk firması ise Çin’de yatırım yapmak için görüşmelerde bulundular.

Yine rakamlarla devam edelim… ABD’den katılan temsilciler tam 2 bin 300 üyesi olan ABD Otomotiv Aftermarket Sanayisi Birliği’nden (Autocare). ABD’de aftermarket pazarının büyüklüğü 328 milyar dolar. Konferans için Türkiye’ye gelen iki firmanın satın alma hacimleri ise 22 milyar dolar. 

Gelelim Çin’e… Çin’deki aftermarket pazarının büyüklüğü 300 milyar dolar. Oradan gelen temsilciler Çin Otomotiv Parça ve Aksesuarları Kurumu’ndan (CAPAC). Yani Türkiye’deki otomotiv tedarik sanayici için nokta atışı bir araya gelinmiş bir kurum. Çin’den konferansa gelen temsilciler yılda 11 milyar dolarlık satın alma yapıyor. 

Dünyada 1.1 milyar araç var. Bunun yüzde 19.5 Avrupa’da yüzde 24.5 Çin’de yüzde 25’i ABD… Çin’deki ortalama araç yaşı 3.5- 4 civarında ABD’de ise bu 11 yaşı buluyor. Özetle aslında aftermarket pazarında ABD daha büyük. 

FORD’DAN ABD’DE YATIRIM TEKLİFİ 

Konferansın ardından TAYSAD, gazetecilerle ABD ve Çin’den gelen temsilcileri basın ile buluşturdu. Hem TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Dudaroğlu ile sohbet ettik hem de yabancı temsilcilerle. 
Dudaroğlu, Ford yöneticilerinin daha önce Türkiye’de üretilen Ford Transit’in Türkiye’deki tedarikçilerini ABD’ye yatırım yapmaya davet ettiğini aktarıyor ve “Parite, lojistik ve ABD’nin Çin’den kestiği alımları Türkiye’ye kaydırması Türkiye- ABD arasında bir ‘altın dönem’ başlattı” diyor. Dudaroğlu, Türkiye’deki sanayicinin kendini ABD’ye iyi anlatması durumunda 10 yıl içinde o pazardan önemli bir pay alacağını düşünüyor. Hem Türklerin orada hem de ABD’lilerin burada yatırımlar yapması gerektiğini söylüyor ve ekliyor: “Türkiye’deki tedarik sanayisinin çok hızlı bir şekilde ABD’ye uçarak gitmesi lazım.” 

Dudaroğlu, Çin ile ise ‘kazan-kazan’ şansı olduğunu söylüyor. Dudaroğlu’nun söylediği önemli bir şey var. Türkiye’de otomotiv tedarik sanayinde çok kaliteli iş yapılıyor. En büyük pazar Avrupa ve yüksek kalitede ürün istiyor. İşte tam bu nedenle fabrikaları gezen konferans katılımcıları, beklediklerinin üzerinde bir manzara ile karşılaşıyor. Çünkü ABD’de de Çin’de de üretimin yüksek kalite değil ‘optimum kalite’ olması yetiyor. 

DURDUK YERDE KENDİ KRİZİMİZİ YARATTIK 

Belki bir başka yazının konusu olacak bir gerçek var. ‘Metal iş kolunda’ büyük eylemler yaşandı, yaşanıyor. Dudaroğlu bu eylemlerin daha öncekilerden farklı olduğuna vurgu yaparak, sosyal medyaya işaret ediyor. Dudaroğlu, “Durduk yere kendi krizimizi yarattık. Endüstriyel ilişkiler eskisi gibi olmayacak. Eğer çalışma barışı hızlı bir şekilde sağlanamaz ve diğer sektörlere yayılırsa bu Türkiye ekonomisinin temeline dinamit koyar” diyor.