31'inci yaşımıza girerken hepimizi gururlandıran ödül...

Hakan GÜLDAĞ
Hakan GÜLDAĞ [email protected]

31'inci yaşımıza girerken hepimizi

gururlandıran ödül...

Geçtiğimiz cuma akşamı büyük bir

gurur yaşadık...

Gazetelerde okudunuz...

Televizyonlarda izlediniz...

Ekonomi Muhabirleri Derneği'nin

(EMD) ödül töreni yapıldı.

"Altın Kalem Ekonomi Başarı

Ödülleri" sahiplerini buldu.

EMD'nin "Altın Kalem Ödülü"

DÜNYA Gazetesi İmtiyaz Sahibi

Didem Demirkent'e verildi.

31 yıldır bağımsız ve tarafsız

yayıncılığını koruyup…

Sürdürmeyi başaran tek ekonomi

gazetesi olduğu için...

Ankara Hilton Oteli'ndeki ödül

töreni muhteşemdi...

Ekonomi basını oradaydı...

Başbakan Yardımcısı ve Devlet

Bakanı Ali Babacan, Maliye Bakanı

Mehmet Şimşek, Devlet Bakanı

Zafer Çağlayan törendeydi...

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu

başta olmak üzere iş dünyasından

pek çok önemli ismi de oradaydı...

Ziraat Bankası Genel Müdürü Can

Akın Çağlar, Halkbank Genel

Müdürü Hüseyin Aydın ve

VakıfBank Genel Müdürü

Süleyman Kalkan töreni baştan

sona izlediler...

İş dünyasının birçok sivil toplum

örgütünün başkanları, çeşitli

partilerin başkan ve temsilcileri de

törende yer aldı...

DÜNYA Şirketler Grubu Yönetim

Kurulu Başkanı Didem Demirkent,

rahatsızlığı nedeniyle törene

katılamadı.

Çok istemesine rağmen Ankara'ya

gelemedi...

Ankara Temsilcimiz Ferit Barış

Parlak, değerli yazarımız Taylan

Erten, Ankara Haber Müdürümüz

Hüseyin Gökçe ve yine Ankara

Büromuzdan Mehmet Kaya ile hep

birlikte törendeydik...

Demirkent'in sevgilerini bizler

aktardık...

Altın Kalem Ödülü'nün DÜNYA'ya

verilmesini "düşünen, kararlaştıran

ve uygulayan herkese"

teşekkürünü de...

Genel Yayın Yönetmeni sıfatıyla,

DÜNYA'ya verilen Altın Kalem

Ödülü'nü Didem Demirkent'in

yerine ben aldım...

Başbakan Yardımcısı ve Devlet

Bakanı Ali Babacan'ın elinden...

EMD'nin ilk genel başkanı Özden

Alpdağ‘ın hem eşi hem meslektaşı

sevgili Nazan Alpdağ‘ın

refakatiyle…

Sayın Babacan, ödülü takdim

ederken, DÜNYA hakkında öyle

güzel şeyler söyledi ki...

Orada olsaydınız, siz de benim gibi

büyük gurur duyardınız...

"DÜNYA'yı, siyasete girmeden

önce, ilk gençlik yıllarından bu

yana izlediğini...

İş dünyasının içindeyken, abonesi

olarak her zaman sıkı takip

ettiğini…

Bugün de en çok yararlandığı

yayınlardan biri olduğunu…

DÜNYA'nın başlangıcından bu

yana çizgisini bozmadan…

Hep ekonomi alanında kalarak…

Ödün vermeden sürdürdüğü

objektif yayıncılığı…

Bunun Türkiye için önemini..."

Öyle güzel anlattı ki...

Bana teşekkür etmek dışında

yapacak bir şey kalmadı...

Sayın Babacan'a, bu değerli,

değerli olduğu kadar samimi

sözleri nedeniyle, içten

saygılarımızla bir kez daha

teşekkür ediyoruz…

Yarın gazeteniz DÜNYA'nın kuruluş

yıldönümü...

Ekonomi gazetesi olarak ilk sayımız

2 Mart 1981'de yayınlanmıştı...

30 koca yılı geride bıraktık...

Yarın 31'inci yaşımıza giriyoruz...

EMD'nin Altın Kalem Ödülü bizim

için çok anlamlı bir döneme denk

geldi.

İki duyguyu birden yaşadık ödülü

alırken...

Hem bağımsızlık ve tarafsızlık

ödülünü, ekonomi gazeteciliğinin

saygın kuruluşu EMD'den almanın

şerefini...

Hem de bu ödülün gazetemizin

hakkı olduğuna inancımızın

büyüttüğü gururu...

Bize bu duyguları birlikte

yaşattıkları için EMD'ye ve emeği

geçen herkese tekrar teşekkür

ediyoruz...

Bize göre, gazeteciliğin temel

amacı bilgi vermek...

Vatandaşların özgür olabilmeleri

için...

Kendi kendilerini yönetebilmeleri

için...

İhtiyaç duydukları bilgiyi sunmak...

Altın Kalem Ödülü'nün bize

verilmesine kaynaklık eden

bağımsızlık ve tarafsızlık da işte bu

ihtiyaç duyulan yaşamsal bilgiyi

eğip bükmeden aktarabilmek için

gerekli...

DÜNYA, 31 yıldır, ekonomi

yayıncılığında bunu yapmaya

çalışıyor...

Bağımsızlık ve tarafsızlık ısrarımızın

nedeni de bu...

Tabii, şunu da vurgulamak

gerekir...

Tam bağımsızlık mümkün

değildir...

Tam tarafsızlık da...

En azından okurlarınıza

bağımlısınız...

DÜNYA da öyle...

Biz de okurlarımıza, abonelerimize

bağımlıyız...

Ama bu bağımlılık bizi hiç mi hiç

rahatsız etmiyor...

Çünkü...

Farklı güç odakları...

Çeşitli çıkar çevreleri...

Hatta bazen piyasa değerlerinin

fütursuz dayatmaları yerine...

Derinden bağlı olduğumuz

okurlarımızın ihtiyaçlarına cevap

vermemiz gerektiğinin

bilincindeyiz...

Bu bilinç, bize kesinlikle kurucumuz

Nezih Demirkent'in mirasıdır...

Gazetemizin değerli yazarı Rüştü

Bozkurt, Anadolu'daki

konuşmalarında, sık sık fizikteki

başlangıç noktasına hassas bağlılık

ilkesinden bahseder...

Bir işin fırsat ve tehlikeleri ile…

Olanak ve kısıtları arasındaki

dengeyi iyi kurabilmenin, işe nasıl

başladığınızın belirlediğini

vurgulayarak…

Aynen fizikte olduğu gibi…

Bu fizik kuralı, sosyal olgular için ne

kadar geçerlidir bilmiyorum...

Ama DÜNYA Gazetesi özelinde

bunun aynen geçerli olduğunu tüm

kalbimle söylerim!

Demirkent'in bağımsızlık ve

tarafsızlık ısrarı...

Gazeteciliğin köklü değerlerine

sahip çıkarken, yenilik ve

yenilikçiliğin yanında olan anlayışı...

Ve etik değerlerle şekillendirdiği

ilkeleri...

DÜNYA'da yaşıyor...

Bundan böyle de yaşatmaya

kararlıyız...

Altın Kalem Ödülü bu yoldaki

kararlılığımızı daha da pekiştirdi...

DÜNYA'ya Özden Alpdağ Özel Ödülü

EMD Seçici Kurulu tarafından DÜNYA

Gazetesi'ne layık görülen Özel Başarı

Ödülü'ne ismini veren Özden Alpdağ,

ekonomi muhabirlerinin en deneyimli

isimlerinden biriydi. EMD'nin ilk başkanıydı.

1935, Samsun Çarşamba doğumlu

olan Alpdağ, meslek hayatına 1956

yılında İzmir'de başladı. Ticaret Gazetesi

de dahil olmak üzere, aramızdan ayrıldığı

2008 yılına kadar birçok yayın kuruluşunda

görev yaptı. Yıllar boyu Ankara

ekonomi haberciliğinin en seçkin aktörlerinden

biri olan Özden Alpdağ, son dönemde

yerleştiği Foça'dan çeşitli Anadolu

gazetelerine yazılar yazarak tecrübelerini

paylaşıyordu. Bu vesileyle, kendisini

bir kez daha saygıyla anıyoruz.

Bakan Ergün'den AB üyeliği fıkrası...

GEÇEN hafta, bu yazı için iki söz verdim...

Bir, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün'ün AB ile ilgili

fıkrasını anlatmaya...

İki, "Makine Sanayi Strateji Belgesi"ne ilişkin verdiği

tarihi aktarmaya...

Önce belge...

Kısaca hatırlayalım...

Ne demişti Sayın Ergün?

DÜNYA Gazetesi'ni ziyaretinde...

"Makine sanayii çok önemli" demişti...

"Bir ülkedeki sanayinin tam göbeğinde olmalı...

Makineyi güçlendirirsek, diğer sanayileri de güçlendiririz" demişti.

Türkiye'de 21 bin makineci var...

Aşağı-yukarı Almanya'da da aynı sayıda...

Türkiye'de makineciler son 10-15 yılda büyük bir atılım yaptı...

90'lı yılların ortalarında 200 milyon doları zor buluyordu ihracatları...

Bugün 9 milyar dolara dayandı...

Ama unutmayın, Almanya'daki 21 bin makinecinin ihracatı hâlâ 179 milyar dolar...

Asıl düşüncürücü olan şu:

Almanya'nın bu ihracatında Türk sanayicisinin de ciddi payı var...

Oysa makine sektörümüz bu konuda hayli ilerledi...

WikiLeaks belgelerine göre, ABD, Bursa'daki üç makine üreticisinin dünya standartlarının üzerinde olduğunu çoktan kabul etmiş...

Ama bizde sanayici, Türkiye'de ne imkanlar var  araştırmadan, dışarıya yöneliyor...

TÜİK rakamlarına göre...

2010 sonu itibariyle...

Makine-teçhizatta ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 44.

Bakanlık, bu sorunlara da çözüm getirmek amacıyla "Makine Sanayi Strateji Belgesi"ni hazırladı...

Bakan Ergün bize, makinecilerin izleyeceği stratejiyi bu ay içerisinde açıklayacaklarını söyledi.

Bilginize ve ilginize...

"Hâlâ saymaya devam ediyoruz…"

Gelelim AB üyeliği ile ilgili fıkraya...

AB ile müzekarelere ilişkin değerlendirmesini

sorduğumuzda anlattı Sayın Bakan...

Macaristan, Romanya ve Türkiye, AB'ye girmek için başvurmuş...

Neyse, başvurular değerlendirilmiş, bir süre sonra Avrupa Birliği yetkililerinden şu açıklama gelmiş:

"Her üç ülke de AB'ye girmek için uygun şartlara sahip...

Yine de bir sınav yapacağız...

Soracağımız soruları bilenler, AB üyeliğine kabul edilecek..."

Böyle bir uygulama biraz şaşırtıcı ama aday ülkeler bakmışlar ki çare yok, kabul etmişler sınavı...

Önce Macaristan'ın sorusu gelmiş:

"İkinci Dünya Savaşı ne zaman sona erdi?"

Macarlar bu kolay soruya hemen cevap vermiş:

1945!

"Doğru" demiş, AB yetkilileri, "Üyeliğe hak kazandınız"

Macarlar sevinçli...

Romanya ve Türkiye de sevinçli...

Sorular bu kadar kolaysa mesele yok...

İkinci soru Romanya'ya yöneltilmiş:

"İkinci Dünya Savaşı‘nda Japonya'nın iki kentine atom bombası atıldı. Hangi kentlere?"

Yanıt gecikmemiş:

Hiroşima ve Nagasaki...

Bu cevapla Romanya da üyeliğe kabul edilmiş...

Sıra Türkiye'ye geldiğinde, soru yine İkinci Dünya

Savaşı‘ndan, yine atılan bombalarla ilgili olmuş...

Şöyle sormuş AB yetkilisi:

"Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombalarından ölenler tam olarak kaç kişiydi ve isimleri ne?"

Bakan Ergün fıkrayı anlattıktan sonra gülümseyerek ekledi:

"İşte biz hâlâ isimleri saymaya devam ediyoruz..."

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar