31 Aralık geliyor: Varlık barışı uygulaması önemli fırsat
Şaban KÜÇÜK - Erdikler Bağımsız Denetim ve YMM AS
Kamuoyunda yaygın bilinen adıyla “Af Kanunu” veya “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 sayılı Kanun” ile önemli düzenlemeler yapıldı. Bunlardan biride yurt dışında olan varlıkların vergisiz, incelemesiz, kısaca sorgusuz ve sualsiz bir biçimde ülkemize ve milli ekonomiye kazandırılması. Basına yansıyan haberlerden, Maliye Bakanlığının yaptığı açıklamalardan başvuruların beklenen seviyede olmadığı anlaşılıyor. Peki ne yapılmalı, nasıl ikna edilmeli vatandaşlar ve mükellefler. Başvuruların azlığı sadece bir konjonktür meselesi mi yoksa biraz da, servet affı ile vergi affının aynı kanun ile gelmesinde mi yatıyor, bu konular tartışılabilir. Ama unutmamak gerekir ki bu kanunda yurt dışından getirilmesi mümkün olan varlıklar için önceki af kanunları olan 5811 veya 6111 sayılı kanunlarda öngörüldüğü gibi bir vergi alınması dahi öngörülmemiş durumda. Yani, bedelsiz, ücretsiz bir sigorta poliçesi gibi. Bu sebeple bu Yasa’nın sunduğu imkanları ve oluşan tereddütleri gidermek amacıyla çıkarıılan ve 2 Aralık Cuma günü Resmi Gazete’de yayımlanan 4 nolu 6736 sayılı Kanun Genel Tebliği’ni değerlendirmekte fayda var.
Uygulamanın esası
Kanunun 7’nci maddesi uyarınca, yurt dışında bulunan para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, anılan maddedeki hükümler çerçevesinde bu yılın sonuna kadar Türkiye’ye getiren gerçek ve tüzel kişiler söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilecekler.
Varlık barışı uygulamasında özellikli konular
• Yurt dışında bulunan varlıkların 31/12/2016 tarihine kadar Türkiye’ye getirilmesi koşuluyla, bu varlıklara yurt dışında hangi tarih itibarıyla sahip olunduğunun uygulamadan yararlanılması açısından herhangi bir önemi bulunmuyor.
◗ Muhasebesi: Yasada getirilen bir başka teşvik edici uygulama ise kanuni defterlere kaydedilmesi orunluluğu olmaması. Mudiler/ yatırımcılar dilerlerse bu varlıklarını sermayeye ilave edebilir, veya fon hesabına alabilir veya yurt dışı kredileri (back to back) kapatabilir. Ayrıca kayıtlarda yer alan sermaye avansları yurt dışından getirilmiş olan varlıklarla da kapatılabilir. Yurtiçinde yer alan varlıklara ilave olarak taşınmazlar da işletme kayıtlarına dahil edilebilir.
◗ Yöntem: Yurt dışı varlıklar için kapsama giren, döviz, para, altın, menkul ve diğer sermaye piyasası araçları 31.12.2016’ya kadar Türkiye’ye getirilebilecek. Fiziki olarak Türkiye’ye getirilmesi mümkün olan bu kaynakların, gümrük ve kambiyo rejiminin genel esaslarına göre yapılması gerekiyor. Bu konuda ilgili kurumlar işlemleri yapmak zorundalar ve getirilen varlıkların teyitlerini almaları gerekmiyor.
◗ Vergileme: Bu varlıklar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmayacak, yani vergi yok, ayrıca kar dağıtımı sayılmadan işletmeden çekilebilecek. Kâr dağıtımı durumunda bu varlık 6736 sayılı Kanun kapsamında bir varlıksa bir kâr dağıtımı stopajı veya elde edenlerce bir beyan usulü vergileme de öngörülmüyor. Kamu maliyesi ve vergi hukuku açısından sorun olmamakla birlikte vergisiz olması tereddüt yaratıyor olabilir. Daha önceki uygulamalarda düşük bir vergi oranı ile bir “vergi kalkanı” verilmekteydi. Bu konuda mükelleflerin kafasında yer alan soru işaretlerinin de Maliye Bakanlığı’nın yaptığı açıklamalar ve Resmi Gazete’de yayımlanan 4 nolu Tebliğ ile bertaraf edildiğinin anlaşılması gerekiyor.
◗ Vergi İnceleme Kalkanı: Yasada yer alan bir başka düzenleme de getirilen varlıklar için bir “vergi inceleme kalkanı” sunulmuş olması. Gerçekten de varlıklar ya da yurt içinde deftere kaydedilen rakamlar için bir vergi incelemesi, araştırma, inceleme, soruşturma, kovuşturma yapılmaması öngörülmüştür. “Vergi inceleme kalkanı” dışında diğer kambiyo, kara para vs mevzuatı açısından bu güvence yasada açık olarak tarif edilmesine rağmen, uygulamada tereddütler ve kaygılar ortaya çıktığı için bu konuda en son yeni bir tebliğ çıkarılarak inceleme yapılmayacağı ve tam bir güvence verildiği ifade edilmiştir. Hatta getirilen varlıklardan elde edilen nemalarının/gelirlerinin ne olacağı, ya da tür değiştirdiğinde nasıl bir işlem yapılacağı Tebliğ’de örneklerle anlatılmıştır.
◗ Ticari uygulama: Servet ve yurtdışı varlıkların muhasebeleştirilmesi durumunda temel yasa olan ticaret hukuku açısından nasıl bir düzenleme/değerleme yapılacağı konusunun da Ticaret Bakanlığı tarafından düzenlenmesi gereken bir alan olabilir. Örnek olarak kayıt düzeni, ticari defterlere kaydı, muhasebe ve denetim standartları karşısında durumu, söz konusu varlıkların, sermaye olarak tescili, muhtemel kar dağıtımı gibi konuları ele alınması düşünülebiilr.
Aflar, servet afları ve matrah afları mali literatürde akademik veya pratik olarak tartışılabilir. Ancak mali uygulayıcılar ve yurt dışında serveti olan kişilerin 31.12.2016 tarihini ajandalarına not etmelerinde fayda var.