30 Mart geride kaldı, nisanda dış yükümlülükler 29.5 milyar arttı

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Bu köşede dün özel sektörün 30 Mart'tan sonra dış krediye nasıl yüklendiğini yazmıştık. Özel sektör yerel seçimin yarattığı gerginlik ortamından kurtulur kurtulmaz dış krediye ağırlık vermeye başlamış ve nisanda borcunu tam 5.9 milyar dolar artırmıştı. 

Öyle anlaşılıyor ki, 30 Mart yerel seçimleri yabancı yatırımcıları da fena halde germiş, Türkiye'de yatırım yapma konusunda ikilemde bırakmış. Merkez Bankası'nın dün açıkladığı veriler, yabancı yatırımcının nisan ayıyla birlikte Türkiye'de adeta yatırım atağına giriştiğini ortaya koydu. Hani son yılların moda söylemiyle yabancının "risk iştahı" artıverdi birden.

Merkez Bankası'nın açıkladığı net döviz pozisyonu verilerine göre, nisan ayında yükümlülüklerimiz 29.5 milyar dolar artış gösterdi. Yükümlülüklerin ilk çeyrekte 14.3 milyar dolar azaldığını belirtelim. 
Geçen yılın sonunda 614.6 milyar dolar olan yükümlülükler, mart sonuna gelinceye kadar 600 milyara iniyor, 30 Mart yerel seçimi etrafında oluşturulan gerginlik ve bu seçimin bir siyasi istikrarsızlığa yol açabileceği algısı geride kalınca bu kez nisan sonundaki yükümlülük 629.5 milyar dolara çıkıyor.

Nisan ayındaki 29.5 milyar dolarlık yükümlülük artışının hangi kalemlerden kaynaklandığına bakalım:
Yabancıların yurtiçindeki doğrudan yatırımlarında bir ayda 13.9 milyar dolarlık artış var. Ama biliyoruz ki bu yatırımların hemen hemen tümü kurulu işletmelere ortak olunması biçiminde gerçekleşiyor. Ortaklık biçimindeki bu tür girişler özel sektör yatırımları için olduğu kadar kuşkusuz özelleştirme yoluyla satılan kamu tesisleri için de geçerli.

Nisanda portföy yatırımlarından kaynaklanan yükümlülük artışı 11 milyar dolar düzeyinde. Bu tutarın 4.9 milyar doları hisse senedi, 6 milyar doları da borç senetlerinden oluşuyor.

Varlık artışı 2.5 milyar

Yükümlülüklerin 29.5 milyar dolar arttığı nisan ayında varlıklardaki artış 2.5 milyar dolarda kaldı. Varlıklar, nisan sonu itibariyle 223.6 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Yükümlülükler 29.5 milyar artarken, varlıklardaki artışın 2.5 milyarda kalması sonucu net yatırım pozisyonu nisan ayında 26.9 milyar dolar artmış oldu. Geçen yılın sonunda negatif 389 milyar dolar olan net yatırım pozisyonu, mart sonunda 379 milyar dolara indikten sonra, nisanda hızlı bir artışla 406 milyar dolara yükseldi.
Net yatırım pozisyonu, negatif olmak üzere şimdiye kadarki en yüksek düzeye yaklaşık 660 milyar dolarla geçen yılın ilk çeyreği sonunda ulaşmıştı.

Artışın kaynağı önemli

Yükümlülükte bir ayda ortaya çıkan 30 milyar dolara yakın artış tek başına öyle çok da korkulacak, endişe edilecek bir duruma işaret etmiyor. Önemli olan, artışın kaynağı.
Yabancı yatırımcı gelip Türkiye'de doğrudan yatırım yapıyorsa, hele hele bu doğrudan yatırım sıfırdan gerçekleştirilen bir yatırımsa, bundan doğacak yükümlülük artışından kim rahatsız olabilir ki. Nisan sonunda 629 milyar dolar düzeyinde bulunan toplam yükümlülük içinde doğrudan yatırımlar 152 milyar dolarla yaklaşık dörtte bir pay alıyor. Bu pay daha yüksek olsa ya da doğrudan yatırım artışından kaynaklanmak üzere yükümlülük daha yüksek düzeyde bulunsa, bu kaygı yaratan bir artış olmazdı.

Portföy yatırımlarından kaynaklanan yükümlülüğün düzeyi nisan sonunda 175 milyar dolar ve bu tutar toplam yükümlülük içinde yüzde 28 paya sahip.

Toplam yükümlülükte tek başına en büyük paya sahip olan kalem, krediler. Nisan sonunda 218 milyar dolar düzeyinde bulunan krediler, yükümlülüklerin yüzde 35'ini oluşturuyor.

Yatırım için gelen dövizle yükümlülüğümüz artsın, bu kötü bir durum değil. Ama öbür yanda da yurtdışında yapacağımız yatırımlarla varlıklarımız artsın ve varlık-yükümlülük makası çok fazla açılmasın; en ideali bu elbette. Ama Türkiye'nin bu makası öyle orta vadede bile kapatması, kapatmak bir yana daraltması bile mümkün görünmüyor. Bu gerçek de çok yalın bir şekilde karşımızda. 

alaat.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar