3 milyon Euro'luk peynir ihracatı

Alman Hükümeti'nin gözetim ve denetiminde yayımlan Magazine Detschland'ın Haziran-Temmuz 2009 sayısında Federal Tarım Bakanı Ilse Aigner'in söyleşisi, bizdeki çok küçük ölçekli tarım işletmelerinin çıkmazı üzerine enine boyuna düşünme gereğini ortaya koyuyor.

Alman Tarım Bakanı'nın özetle aktardığı görüşlerini özetleyelim:

Tarımsal üretim sofradan alış-veriş sepetine geniş bir kapsamda ele alınıyor. Böyle bir bakış, tarımda çalışan insan sayısı ve tarımsal üretimin toplam üretim içindeki payı bakımından önemli. Almanya'da böylesine pencereden bakıldığında, tarımda 4 milyon insan çalıyor. Bu da toplam nüfusun yaklaşık yüzde 10'unu kapsıyor.

Almanya'da 2008 yılında tarımsal ihracat 53 milyar Euro.

Toplam tarımsal ihracat içinde 3 milyar Euro ile peynir ilk sıralarda yerini alıyor. Almanya, Hollanda ve Fransa'nın önüne geçmiş durumda. Peynirden sonra sırasıyla ihracat şampiyonları unlu mamuller, çikolata, taze domuz eti… Bira altıncı sırada, onu biraz farklı brendi ve şarap izliyor.

Almanya ihracatta Rusya, Çin, Hindistan gibi yeni pazarları hedeflemiş.

Organik ürünler 5.8 milyar Euro'luk değeri ile Avrupa'nın en büyüğü. Organik tarımsal üretim için 16 milyon Euro destek sağlanıyor.

Kalite ve verimliliği artırabilmek için lojistik ve dağıtım maliyetlerini düşürmek, tüketicilerin özel kalite taleplerini karşılamak, üretimlin menşei (izlenebilirlik) ve fiyat beklentilerini yerine getirmek için bir dizi önlem alınıyor.

Besin maddeleri mevzuatı, üretim, işleme, piyasaya sunuş vb. alanlarda yüksek kriterler uygulanıyor.

Yeni hedef, mali krizin etkilerini azaltma, sürdürülebilir tarımsal üretim güçlendirme ve araştırma yatırımlarını artırma ve haksız rekabet yaratmama…

Kendimize ayna tutunca

Almanya'da olup bitenler açısından bakıp, kendimize ayna tuttuğumuzda bir dizi soruya yanıt bulmak ve sorunu çözmek zorundayız:

Tarımsal üretimde her adımı, tarladan-sofraya uzanan değer yaratmanın bütün halkalarını dikkate alan kararlar almalı, gözetim ve denetimi ödünsüz yapan kurumlar oluşturmalıyız.

Almanya gibi kişi başına 40 bin Euro'ya yakın gelir üreten ülkenin sosyo-kültürel arka planı ile Türkiye'nin kültürel arka planı farklı. Bu farklılıkları dikkate almayan, aşırı beklenti yaratan önlemleri tedavüle sürerek, yanlış umutlar yaratıp, sonra da büyük hüsranlara uğramanın kapılarını açmamalıyız.

Diğer üretim alanlarında olduğu gibi, tarımsal alanda da doğru planlamalar yapmanın olmazsa olmaz koşulu, "dinamik bir envantere sahip olma"dır. Bir seferberlik mantığı ile envanter sorununu çözmeliyiz.

Tarımın yapısal ve ekonomik özelliklerinin dökümünü yapan, üretim alanlarına göre bir fizibilitede özen gösterilmesi gereken ayrıntıları gösteren yayınları, tüm yatırım yapmak isteyenlere iletmeliyiz.

Tarımsal yatırımlarda, başlangıç noktasına hassas bağlılık , elektronik üretiminden daha az değil. Geçmişten bugüne gelen alışkanlıklar en büyük tuzağımız. O nedenle, ince elemeden ve sık dokumadan yatırıma kalkışmamalıyız…

Almanya'nın 3 milyar Euro'luk peynir ihracatına nasıl geldiğinin öyküsünü öğrenmeliyiz ki, biz de gelecekte öylesi bir yere ulaşabilelim…