3. çeyrek sonuçlarında dikkat çekenler
Halka açık şirketlerin her çeyrekte açıkladıkları faaliyet sonuçları, farklı ülke ve sektörlerdeki ekonomik durum ve eğilimler ile ilgili bilgi sahibi olmamıza imkân veriyor.
Özellikle sektörlerinde kilit tedarikçi veya büyük oyuncu olan şirketlerin sonuçları, tedarikçilerden yan sanayiye kadar tüm değer zinciri için önemli gösterge niteliğinde.
Örneğin Apple’ın faaliyet sonuçları, başta Tayvanlı tedarikçileri olmak üzere Güneydoğu Asya’daki pek çok elektronik şirketinin performansı üzerinde doğrudan etkili. Üçüncü çeyrekte Apple’ın ürün satışlarındaki azalış, gelecek çeyreklerdeki parça siparişleri üzerinden bu ekonomilerin büyüme performansını etkileyecek.
Geçen perşembe üçüncü çeyrek sonuçlarını açıklayan konteyner taşımacılığında önde gelen oyunculardan Danimarkalı Maersk, konteyner hacmindeki artışa rağmen, gemi ve sefer arzındaki artıştan dolayı navlunlardaki sert düşüşün (Geçen yıla göre yüzde 54) taşıma segmentinde faaliyet karını ortadan kaldırdığını, maliyet ve verimlilik konusunda “tedbirler almaya” sevk ettiğini yatırımcıları ile paylaştı.
Çalışan sayısını azaltmak, yatırımları kısmak, nakdi muhafaza etmek ve bu doğrultuda hisse geri alımını durdurmak alınacak tedbirler olarak sıralandı.
Uzun vadeli gemi kiralama sözleşmeleri ile filosunun önemli kısmını tedarik eden şirket, konteyner taşımacılığında mevcut navlunlarla başabaş noktasında. Navlun ücretlerini düşüren ise özellikle büyük tonajlı gemilerde artan yeni kapasitenin devreye girişi… Döngüsel olan sektörde navlun artışları ile ikinci el gemi fiyatları da artıyor ve yüksek yeni gemi siparişlerini tetikliyor. Çok sayıda yeni gemi suya indiğinde talepteki durağanlık navlun fiyatlarının hızla düşmesine neden oluyor.
Navlunların Maersk gibi büyük oyuncuların başabaş noktalarından aşağı sarkması kolay değil zira bu gibi durumlara seferleri iptal ederek karşılık veriyorlar. Drewry konteyner endeksinin aylar sonra yönünü yukarı çevirmesi de bu tepkinin sonucu olarak okunabilir. Yenilenebilir enerji konusundaki aşırı iyimserliğe ve hidrokarbonların sahneyi sanıldığı kadar erken terk etmeyeceğine son iki yılda bloğumda değinmiştim.
Siemens Energy yatırımcıları, geçen hafta hisse değerinde yüzde 29 kayıp yaşayarak bu konuda acı bir deneyim sahibi oldular. Şirketin rüzgâr türbini iş kolunun üretimde kalite sorunları ve siparişlerin tesliminde gecikme nedeniyle zarar etmesi, enerji ve gaz iş kollarında karlılığı süren şirketin bu çeyrek 2.9 milyar euro zarar açıklamasına neden oldu.
Temmuz ayında S&P tarafından uzun vadeli kredi notu BBB- ye indirilen şirketin, operasyonlarının devamı konusunda nakit akış sıkıntısı yaşadığı, bankaların da not düşüşü sonrası ek borç vermek için istekli olmadığı, Alman hükümetinden borçlar için garanti talep edildiği basına yansıyınca “çarşı karıştı.” Siemens AG, 2020 yılında halka arz ettiği Siemens Energy’nin yüzde 25.1’ine sahip ve Alman yasalarına göre spin-off sonrasındaki 5 yıl boyunca bu şirketin borçlarından sorumlu.
Siemens Energy’nin Hindistan’daki operasyonunun hisselerini Siemens AG’ye devredeceği ve elde edeceği nakdin mevcut sıkıntıyı aşmakta kullanılacağı haberleri yatırımcıları rahatlatarak hisse değerinin artmasına yol açtı. Hertz’in faaliyet sonuçları da elektrikli araçların yüksek bakım ve hasar tamirat bedellerini gündeme getirdi.
Şirketin elektrikli araç filosu ağırlıklı olarak Tesla’lardan oluşuyor ve yüksek tamir ücretlerinin yanısıra -Tesla’nın indirimlerinin de etkisiyle- düşen ikinci el fiyatları araç kiralama şirketi Hertz’in karlılığını olumsuz etkilemiş durumda.
Hertz, iki yıl evvel rakiplerinden önce elektrikli araç filosu siparişi vermiş ve bu alanda ilk olmanın avantajını elde etmeyi hedeflediğini paylaşmıştı. Elektrikli araç filosunun yarısını Uber’e kiralayan şirket, bu araçların öngörülenden daha hızlı yıprandığını, tamirat masraflarının da benzinli araçların iki katını bulduğunu paylaştı ve sonuçların açıklanmasını takiben şirketin hisse değeri yüzde 15 düştü.
Yönetimin, artan maliyetlere rağmen elektrikli araç filosunu genişletmeyi -daha yavaş da olsa- sürdüreceklerini de paylaşması şaşırtıcı. BIST’te gelen üç aylık bilançolar ise genelde ekonomide beklenen yavaşlamanın henüz pek çok sektörde görülmediğini gösteriyor. Dördüncü çeyrek bilançoları, gelecek yıla ait beklentiler için önemli olacak.