28 mayıs'ta yapılacak ikinci seçime doğru piyasalarda beklentiler
Enver ERKAN
Seçimin sonrasında belirsizlik oluşturan faktörlere bakacak olursak; İlk belirsizlik faktörü tabii finansal piyasalar ile alakalıdır. İki hafta daha belirsizlik beklentisi lira üzerinde baskı oluşturabilir. Bununla beraber, halen lirayı savunmak için devlet bankaları öncülüğünde yapılan satışlar ve arka kapı müdahaleleri spot ekranlara bakmayı biraz gereksiz hale getirmektedir. Bu süreçte, aynı seçim öncesindeki iki haftada olduğu gibi sokak marjı gerçek durumu ortaya koyabilir. İlk turda bitecek varsayımı ile borsada alım yapanlar da satış yapabilirler. Dolayısıyla iki haftalık süreç piyasalar açısından biraz zorlu geçebilir.
İkinci belirsizlik faktörü de elbette ekonomi ile alakalıdır. Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında Cumhur ve Millet ittifaklarının uygulamayı düşündüğü ekonomi politikaları arasında ciddi bir fark vardır. Cumhur ittifakının mevcut politikalar ile devam edeceğini varsayıyoruz. Bu politikaların şu ana kadarki sonuçları hanehalkı bütçelerini gitgide daha fazla zorlayan bir enflasyon örgüsü şeklinde gerçekleşti. Düşük faizle enflasyonu ve kuru kontrol etmek ekonomi için oldukça maliyetli ve bu şekilde oluşturulmaya çalışılan bir kontrol mekanizması büyümenin ekonomik destek/teşvik mekanizması ve daha fazla enflasyon oluşturan bir borçlanma silsilesi ile sağlanmasına neden olmaktadır. Nitekim bu tip genişlemesi etkilerin 2018’den sonra ciddi enflasyon etkileri oluşturduğunu görmüştük.
Ekonomi politikaları değişecek mi?
Millet ittifakı ise ekonomik ortodoksiye geri dönüş vadediyor. Bu da ekonomide yüksek faize geçileceği için ekonomik koşulların sıkılaşması ve talebin dizginlenmesi anlamına geliyor. Kısa vadede elbette popülerlik vadeden bir politika değil ve ekonomide 2. çeyrek itibarıyla ivme kaybını da getirecek bir olgu. Ancak ekonominin 2018’den beri ekonomik destek ve genişlemeci anlayışla enflasyonla iç içe bir şekilde ivmelenme içinde olduğunu ve kendi döngüsünde bir yavaşlama içinde olduğunu da göz önünde bulundurmak gereklidir.
Şubat ayında gerçekleşen deprem felaketi nedeniyle ekonomik desteklerin azaltılmasını olası görmemekle birlikte, oluşan mali baskı ve enflasyonla mücadele gerekliliği her sonuçta geçiş döneminin sancılı olacağına işaret ediyor.
Üçüncü belirsizlik faktörü de dış siyasi ilişkilerle alakalı, ki bu ekonomiyi etkileyecek bir başlık. Türkiye, Erdoğan yönetiminde Ukrayna ve Suriye gibi bölgesel krizlerde aktif bir rol üstlenmekle birlikte, Rusya ile ilişkiler (S-400 krizi, yaptırımlar, İsveç’in NATO üyeliği) konusunda Batı ile gerilimli bir vaziyettedir.
İkinci tur sonuçları birçok faktörden etkilenebilir
Birincisi; Parlamento dağılımıdır. Milletvekili seçimine göre Cumhur İttifakı meclis grubu çoğunluğunu koruyacak görünüyor. Bu durumda kamu, sistemin “topal ördek” ile kilitlenmesini istemeyeceğinden tercihini güçlü hükümetten yana kullanabilir.
İkincisi; göçmen karşıtı platformun adayı olan Sinan Oğan’ın ilk turda sürpriz bir şekilde belirleyici bir etki ile öne çıkması ve diğer iki adayın da mutlak çoğunluğu elde etmesini engelleyen bir X faktör olması. Dolayısıyla Oğan oylarının ikinci turda nasıl dağılacağı konusu seçimin sonucuna etki edecek. Oğan iki adayı da açıkça desteklemekten kaçınan bir duruş sergilemekte. Oğan’ın göçmen karşıtı görüşleri ve mevcut ekonomik politikaları eleştiren tutumu itibariyle ikinci turda tabanını nasıl yönlendireceği merak konusu..
Üçüncüsü ise; iki haftalık süreçteki gelişmeler olacaktır.