2500 yıllık bir model: Havza bazlı yönetim ve kalkınma stratejileri
Dr. S.Enes EMİROĞLU - Ekonomist
Belli bir coğrafi alanının idari, adli, mali ve askeri bakımdan sağlıklı işleyişi göz önüne alınarak bir idari bölge olarak planlanması neredeyse 2500 yıl kadar eskiye dayanan bir yöntemdir. Bu tür yönetim sisteminin bilinen ilk örneklerini “Eyalet” sistemi olarak Roma İmparatorluğu’nda görüyoruz. Roma’nın bu anlamda ilk eyaleti 1. Pön Savaşı sonrası (İ.Ö. 227) Sicilya’da kurulmuştur.
Roma'nın Anadolu'da kurduğu ilk eyalet ise İ.Ö. 133’de Asia Eyaleti'dir. İ.Ö. 75 (ya da 74) yılında Bithynia Eyaleti, yine İ.Ö. 25 yılında da Galatia Eyaleti Anadolu’daki Roma eyaletlerindendir. Bu sistemde eyalet sınırları içinde kalan alanların idari, adli, mali ve askeri bakımdan kendi kendine yeterli olması hususuna özen gösterilmiştir. Eyaletin özellikle ekonomik bakımdan kendi kendine yeterliliği önemlidir. Bu anlamda örneğin Asia Eyaleti 44 vergi bölgesine ayrılmıştı.
Eyalet sistemi Bizans, Selçuklu ve Osmanlı döneminde de bazı farklılıklar olmakla beraber devam ettirilmiştir. İlk Osmanlı eyaleti Rumeli Beylerbeyliği 1360'larda kurulmuştur. 17. yüzyılın başlarında 32 eyalete ayrılan Osmanlı topraklarında bu sayı zaman zaman 40'a kadar çıkmıştır.
Eyalet (ya da Vilayet) sistemi belli bir alanın kendi imkânlarıyla kendini yönetebilmesi anlamında da kullanılmaktadır. Aslında egemenlik (ülke bütünlüğünü bozucu olduğu) ile ilgili tartışmalar bir kenara bırakılacak olursa, sahip olduğu dinamikleriyle kendi içinde bir bütünlük arz eden belli coğrafi alanların bir “HAVZA” olarak kabul edilmesi, kalkınma planlarında bu dinamiklerinin dikkate alınması kalkınma planlarına katkı sağlayacak bir yaklaşım olacaktır. Bu şekilde hazırlanacak kalkınma planlarından iyi sonuçlar alınması mümkündür. Şayet bu planlamalar “PROJE BAZLI” yapılırsa başarı çok daha kolay hale gelebilir.
Üzerinde çalıştığımız “Van Gölü Havzası Proje Odaklı Kalkınma Stratejisi ve Eylem Planı” bu tür bir çalışmanın yeni ve güzel bir örneğidir.
Van Gölü Havzası’nın ekonomik, sosyal ve kültürel olarak kalkınmasını teminen öncelikli tedbirlerin yer aldığı kısa vadeli bir yol haritası olan çalışma; sanayi, ticaret, turizm, doğal kaynaklar ile tarım ve hayvancılık alanlarındaki yatırım, üretim, ihracat, istihdam gibi temel sorun alanlarını kapsamaktadır. Önerilerin isabetli, somut, uygulanabilir ve “Çoklu Etki Yaklaşımı-Multiple Impact Approach” ile Havzanın geneli için olumlu katkı sunma kabiliyetine özen gösterilmiştir.
Çalışma ile bölge halkının refahını olumlu etkileyecek ve kısa vadede sonuç alınabilecek ‘Hedef Odaklı Projeler’ üretme ve uygulamaya koyma, harekete geçirilecek öncelikli bölge imkân ve kabiliyetlerin tespiti ve bunların harekete geçirilmesi için somut eylem setlerinin oluşturulması amaçlanmıştır. Sistem;
- Hedef odaklı projeler
- Projelere özgü bütçe
- Projelere özgü teşvik ve destek kurgusu
- One-stop-shop (Tek Noktadan Hizmet ve Yönetim),
- PPP (Kamu-Özel Ortaklığı), BOT (Yap-İşlet-Devret) gibi alternatif yöntemler ile ‘Güvenlik Sigortası’ gibi ek desteklere imkân sağlar şekilde organize edilmiştir.
Proje ile sanayi ve ticaret alanında Van’da karma bir Endüstri Bölgesi, Van ve Hakkari’de Güneş Enerjisi Endüstri Bölgeleri, Van Gölü suyu ve çamurunun ticarileştirilmesini teminen (Lut Gölü örneğinde olduğu gibi) sağlık sektörü yatırımları, özellikle İran, Irak, Suriye ve Gürcistan’a yönelik sınır ticaretinin geliştirilmesi ile ilgili etkin mekanizmalar ve yatırımlar kurgulanmıştır.
Tarihi ve kültürel zenginliklerin tanıtımı için özel programlar düzenlenmesi, bölgenin turizm destinasyonlarına dahil edilmesi, inanç turizminin önünün açılması, göl, yayla ve kır turizminin canlandırılmasına yönelik planlamalarla göl etrafının ‘Van Gölü Organize Turizm Bölgesi’ ilan edilmesi, özellikle sağlık turizmine yönelik otel ve tatil köyleri kültür ve turizm alanındaki tekliflerimiz arasındadır.
Bölgenin çok güçlü tarım ve hayvancılık potansiyeli ile ilgili de etkin ve somut öneriler oluşturulmuştur. ‘Sözleşmeli Hayvan Yetiştiriciliği’ ‘Entegre Et ve Süt Tesisleri kurulumu, bölgeye özgü tarım ürünlerinin özel olarak desteklenmesi bu önerilerden sadece bir kaçıdır.
Maden ve yeraltı kaynaklarının tespiti ve kullanımına yönelik odaklı projelerin oluşturulması ve desteklenmesi için MTA’nın Bölgeyi ‘Pilot Çalışma Alanı’ haline getirerek 6 aylık yoğun bir çalışma ile yeraltı kaynaklarının tespiti, bu veriler kullanılarak yatırımcı maden şirketleri ile yatırım görüşmeleri yapılması, söz konusu yatırımlarda Kamu-Özel Ortaklıklarının (PPP, BOT, BOO gibi) bir model olarak kullanılabilmesi öneriler arasında yer almaktadır.
Şehir planlamaları ve imar konusu da ayrı bir başlık olarak planda yer almıştır. ‘Van Gölü Havzası Dönüşüm ve Gelişim Kanunu’ hazırlanması, Van Gölü Havzası’nda var olan tarihi ve kültürel varlıkların koruma altına almak için ‘Koruma Amaçlı İmar Planları’ hazırlanması bu anlamda teklif edilen eylemlerden sadece ikisidir.
Kalkınma planının sağlıklı işleyebilmesi için bölgenin kendine özgü koşullarıda dikkate alınarak tasarladığımız “Havza Yönetim Başkanlığı” kurulması da teklifler arasında yer almaktadır.
Çok kısa özetine yer verdiğimiz “Van Gölü Havzası Kalkınma Planı” bölgesel kalkınma stratejilerinde yeni bir model olarak kullanılabilir. Tuz Gölü Havzası, Eskişehir-Bilecik-Kütahya Havzası gibi bütünlük arz eden ve kendi kalkınma dinamiklerine sahip alanlar için Havza Bazlı Kalkınma Planları özellikle dikkate alınmaya değer bir öneridir.