25. yılına girerken KOSGEB anıları

Tamer MÜFTÜOĞLU
Tamer MÜFTÜOĞLU KOBİ'LERDEN GİRİŞİMCİLİĞE

Kısa adı KOSGEB olan Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı 24 yaşında. KOSGEB geçen hafta pazar günü 24 yaşını tamamlayarak 25. yılına doğru ilk adımını attı. 12 Nisan 1990 tarihinde TBMM Genel Kurulunda kabul edilen 3624 Sayılı Yasa’nın 20 Nisan 1990 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmesiyle KOSGEB resmen kurulmuş oldu. 20 Nisan 1990 tarihi KOSGEB’in kuruluş günü olarak kabul ediliyor.

KOSGEB’in 1990 yılı öncesi, yine KOBİ’lere ilişkin olarak faaliyet gösteren üç selef kuruluşu var: Kısa adı KÜSGEM olan “Küçük Sanayi Geliştirme Merkezi”, kısa adı KÜSGET olan “Küçük Sanayi Geliştirme Teşkilatı” ve kısa adı SEGEM olan “Sınai Eğitim ve Geliştirme Merkezi.”
KÜSGEM, T.C. Hükümeti ile birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı nezdinde Milletlerarası Anlaşma çerçevesinde Gaziantep’te pilot proje niteliğinde 1973 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde kuruldu. Bu kuruluş Gaziantep’te küçük sanayi işletmelerine ortak kolaylık atölyeleriyle hizmet vermeye başladı. Daha sonra bu çalışmalar genel bir değerlendirmeye tabi tutularak, 17 Haziran 1983 tarihinde 6744 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yine Sanayi Bakanlığı bünyesinde oluşturulan ve ülke kapsamında faaliyette bulunmak üzere KÜSGET kuruldu. SEGEM ise 10 Kasım 1978 tarih ve 16728 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile onaylanıp yürürlüğe giren “Sınai Eğitim Hizmetlerinin Verilmesine Dair Milletlerarası anlaşma”ya göre, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı olarak oluşturulan bir kuruluşumuz. 

İşte, 20 Nisan 1990 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 3624 Sayılı Yasa ile, KÜSGET ve SEGEM birleştirilerek tüm Türkiye kapsamında çok daha geniş imkanlarla faaliyette bulunması amaçlanan KOSGEB kuruldu. 

Kuruluşundan beri yakın bir ilişki içinde bulunduğum ve 1993-1995 döneminde Başkanlığını yürütme onuruna eriştiğim bu kuruluşumuza hep sevgi ve yakınlık duydum.
KOSGEB’in kurulduğu 1990 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeki öğretim üyeliği görevi yanında Başbakanlık’ta da KOBİ Danışmanı olarak çalışıyordum. KOSGEB Yasası ile ilgili çalışmalar hızla yürütülüyordu. Konu ile o dönem Cumhurbaşkanı Rahmetli Turgut Özal yakından ilgileniyordu. Mart ayında yasa taslağının Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşüleceğini öğrendim. Dinleyiciler kısmında Komisyon toplantısını izlemek üzere Meclis’e gittim. Toplantıda milletvekillerinin konuyla ilgileri, getirdikleri öneriler ve değerlendirmeler beni oldukça etkilemişti. Komisyon toplantısından sonra, aradan bir ay bile geçmeden, 12 Nisan 1990 günü, TBMM Genel Kurulu KOSGEB yasasını görüşmek üzere toplandı. 

O gün ben de TBMM Dinleyici Locasındaydım. Locanın bu tarafında Başbakanlık Hukuk Müşaviri Rahmeli Nihat Bey'le ikimiz vardık. Karşı Locada da tanımadığım 10-15 kişilik bir grup vardı. Merak edip Meclis görevlisine bu grubun kimler olduğunu sordum. Grubun Kars’tan gelen dinleyiciler olduğunu, gündem dışı bir konuşma yapacak olan Kars Milletvekili rahmetli Doğan Araslı’yı dinlemek için geldiklerini öğrendim. Hakikaten Doğan Araslı gündem dışı konuşmasını yaptıktan sonra o 10-15 kişilik grup Dinleme Locasından ayrıldı. KOSGEB yasa tasarısı Meclis gündemine geldiğinde TBMM Dineme Locasında sadece Nihat Bey’le ikimiz kalmıştık. Hedef kitlenin ilgisizliği beni hayal kırıklığına uğratmıştı. 

Buna karşılık yasanın Meclis Genel Kurulu'nda görüşülmesinde yaşadığım bir başka tablo ise beni geleceğin KOSGEB'i için umutlandırmıştı. KOSGEB yasası üzerinde konuşan tüm milletvekillerine konuşmaları hem bilgi dolu ve hem de oldukça yapıcı ve yönlendiriciydi. KOBİ’ler konusuna çok olumlu yaklaşan önerileri ve değerlendirmeleriyle adeta birbirleriyle yarışan milletvekillerinden oluşan bir tablo ile karşılaşmıştım. Nitekim KOSGEB Yasası da TBMM’den aynı gün, 12 Nisan 1990 tarihinde oybirliği ile kabul edildi.

Umuyor ve diliyoruz ki, o dönemde TBMM’de temsil edilen Anavatan Partisi, Sosyal Demokrat Halkçı Parti ve Doğru Yol Partisi’nin milletvekillerinin KOSGEB Yasası görüşülürken gerek Bütçe ve Plan Komisyonunda ve gerekse Genel Kurulda yaptıkları çalışmalar, yapıcı ve yönlendirici konuşmaları KOSGEB tarihi yazılırken dikkate alınacaktır.

Sevindirici olan bir başka gelişme de KOSGEB kurulup faaliyetlerine başladıktan sonra yaşandı. KOBİ hedef kitlesinin KOSGEB’e ilgisi giderek artmaya başladı. 1991 yılı Haziran'ında Birinci Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Şurası gerçekleştirildi. TOBB’da kısa adı OKİK olan Orta ve Küçük Ölçekli İşletmeler Kurulu oluşturuldu. Burada, TOBB Danışmanlığına getirilen Prof. Dr. Halil Sarıaslan’la ve Kurul Başkanı Ziya Karalar’la oldukça başarılı çalışmalar yapıldı. TESK Bünyesinde Friedrich Naumann Vakfı ile işbirliği içinde, benim de Kurucu Başkanı olduğum, kısa adı TESAR olan “Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Araştırma Merkezi” kuruldu. Burada da TESAR Yayınları olarak kitaplaştırılan çok sayıda çalışma yapıldı, paneller ve sempozyumlar düzenlendi. Giderek KOBİ konusu akademik kuruluşlarımızın da ilgisini çekmeye başladı. KOBİ’lerle ilgili çok sayıda yüksek lisans ve doktora çalışmaları yapıldı. KOSGEB ile üniversitelerimizin işbirliği ile kurulan ve kısa adı TEKMER olan “Teknoloji Geliştirme Merkezleri” ile KOSGEB-Üniversite İşbirliği yaygınlaşmaya ve yoğunlaşmaya başladı. Bu kuruluşların hemen ilk yıllarında İTÜ-TEKMER’de Altınay ve ODTÜ-TEKMER’de Gate Electronic gibi başarılı kuluçka merkezleri örnekleri bu kuruluşların cazibesini arttırdı. Bugün gerek Altınay ve gerekse Gate İşletmeleri başarıdan başarıya koşarak yollarına devam ediyorlar. Çok sayıda üniversitelerimizde TEKMER’ler başarılı bir şekilde faaliyetlerini sürdürüyor. Sayıları 40’ı aşan üniversitelerimizde kurulan Teknoparklar TEKMER’lerin devamı olarak inovatif işletmeciliğin gelişmesine ve yaygınlaşmasına katkı sağlıyor. 

KOSGEB’i tüm personeliyle birlikte 24’üncü kuruluş yıldönümünde kutlar, başarılarının devamını dilerim.               

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Bir deneme 09 Kasım 2018
Geleceğin tarihini yazmak 01 Aralık 2017
Bayramlaşma köprüsü 23 Haziran 2017