23 Haziran yarışı üzerine düşündüklerim…
23 Haziran seçimleri öncesinde 31 Mart’ta olduğu gibi yarışta iki grubun öne çıkacak sözcüleri Erdoğan ve İmamoğlu olurken, Binali Yıldırım da biraz daha görünür olacak. İmamoğlu’nun söylemine “Hukukun önemi” eklenirken, Erdoğan’ın söyleminin ise yumuşayacağını HDP’yi PKK ile bağlantılı göstermekten vazgeçeceğini ve beka yerine ekonomiyi düzeltmeye ağırlık vereceğini bekliyorum…
23 Haziran seçimine kadar yaklaşık 1.5 ay süre olduğu için Cumhur İttifakı da Millet İttifakı da hemen sahaya inerek hemen propaganda çalışmalarını başlatacaklar. Cumhur ittifakının sahaya 31 Mart seçiminden farklı bir söylemle çıkması bekleniyor. Sözcü olarak yine Cumhurbaşkanı Erdoğan önde dururken, bu kez aday Binali Yıldırımın da daha çok görünür olarak eklemlenmesi bekleniyor. Şehrin farklı alanlarında hemşehrilik esaslı bir propaganda düşünülmesi de, küskün seçmenlerin bire bir kontrolle sandığa getirilmesi de 23 Haziran propagandasına dönük bir başka unsur olarak görülüyor.
Millet İttifakının ise, bir yandan 31 Mart’taki birliktelikte kayıp olmamasını sağlarken, bir yandan da, adaylıktan çekilenlerin kendi saflarında yer almasına çaba gösterilerek destek veren tabanın genişletilmesine çalışılacak. Propagandanın ön safında yine Ekrem İmamoğlu yer alırken, Kılıçdaroğlu 31 Mart’ta olduğu gibi yine geride durarak destek verecek. Seçim güvenliğini esas alacak bir örgütlenme çalışması önde tutulacak. Yine ağırlıklı olarak ekonominin bozulan yapısı ve dış politika sorunları kampanyanın yine ön planında yer alırken buna YSK kararına bağlı olarak “Hukuk sorunu” da eklenecek gibi görünüyor.
Yarışın öndeki iki aktörü Cumhur İttifakı adına Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millet İttifakı adına Ekrem İmamoğlu olacaktır. İmamoğlu’nun söylemi yine yumuşak, kucaklayıcı, çatışmasız bir üslubu içerecektir. Erdoğan’ın üslubu da 31 Mart öncesine göre yumuşayacak ve geçmiş başarılarının gelecekte de başarı getireceği vurgusuyla birleşebilir. Çatışmacı olmaktan, ötekileştirmekten vaz geçmesini düşünmekte yanlış olmayacaktır. Küskünleri sandığa götürmek ve HDP’den oy devşirmek için girişimler de Erdoğan’ın bu 1.5 aylık dönemde söyleminde ağırlık kazanabilecektir. Sahaya çıktıktan sonra yaptırdığı anket sonuçlarına göre propagandasına yeni unsurlar eklenebilmesi de düşünülmesi gereken bir konudur.
Cumhur İttifakının bu propaganda döneminde söylemi, 31 Mart öncesine göre değişirken, bu dönem daha öne çıkacak olan Binali Yıldırım, kuvvetli bir olasılıkla, geçmiş başarıları ve projeleriyle yer alarak, seçimde öncelik almaya çalışılacaktır.
Cumhur İttifakının içinde yer alan MHP’nin lideri Bahçeli, kendisinin ve parti yöneticilerinin seçime kadar İstanbul’da kamp kurarak çalışma yapacaklarını açıklayarak, Binali Yıldırıma destek açıklaması yaptı. Fakat, Beka söylemi dışında yeni bir söylem ortaya koyup koyamayacağı konusunda henüz bir açıklık ortaya konulmuş değil.
Henüz daha YSK kararının toplumda nasıl karşılandığı konusunda bu kadar kısa sürede araştırma şirketlerinin yaptığı anket sonuçları ortada olamaz. Sanırım bir hafta on gün içinde bu konuda bazı anket sonuçları yayınlanacaktır. Halkın YSK kararını değerlendirmesi konusu da 23 Haziran seçimlerinde bana göre itkisi olacak bir konu olarak gözüküyor.
Evet, tekrarlamak gerekirse 23 Haziran öncesi yine yarışta sahnede iki grubun sözcüleri olarak Erdoğan ve İmamoğlu önde duracaktır. İmamoğlu 31 Mart öncesi söylemine “Hukuk” konusunun ekleneceğini düşünüyorum. Erdoğan’ın 31 Mart öncesi söyleminde yer alan ötekileştirici tutumun ve HDP/PKK’yi bağlantılı göstermenin son bulacağını, beka sorununun yerini de ekonomik konulara daha fazla ve yapıcı olarak yer vereceğini tahmin ediyorum…