2025’te en zor geride kalacak kârlılık kademeli iyileşecek
Akbank Genel Müdürü Kaan Gür, 2025 yılında fonlama ve operasyonel maliyetlerin azalması ile Türk bankacılık sektöründe karlılığın iyileşmeye başlayacağını söyledi. Dijitalleşmenin sektörün geleceğini şekillendireceğini ifade eden Gür, yurtdışı borçlanmalarda iştahın korunacağını dile getirdi.
2025 yılı, bankacılık sektörü için en zorun geride kaldığı ve kârlılığın kademeli olarak iyileşeceği bir dönem olacak” diyen Akbank Genel Müdürü Kaan Gür, enflasyondaki düşüşün ve faiz indirimlerinin devamıyla 2025’te hem fonlama maliyetlerinin hem operasyonel maliyetlerin azalacağını öngörüyor.
Gür, “Bu kapsamda bankacılık sektörü için en zorun geride kaldığı ve kârlılıkların kademeli olarak iyileşeceği bir yıl bizi bekliyor” diyor ve politika faizinde beklenen düşüşe rağmen kredi büyümesine yönelik sıkı makro ihtiyati duruşun korunacak olması nedeniyle bilançolardaki rahatlamanın tedrici olmasını muhtemel görüyor. Gür ayrıca, “Düşük fonlama maliyetlerinin net faiz marjına olumlu etkisinin yanı sıra bankaların faiz dışı gelir yaratma kapasitesindeki artışın da kârlılığı desteklemesi bekleniyor” diye ekliyor.
Genel Müdür Gür, “Makro ihtiyati adımlara karşı stratejimizi zamanlı bir şekilde oluşturacağız” derken, söz konusu adımların sektöre etkisini şu şekilde anlatıyor: “Makro ihtiyati tedbirler bağlamında baktığımızda, kredi büyüme tavanlarına ve istisna alanlarına dair politika duruşu, 2025 yılında genel finansal koşullar ve bankacılık sektörü kârlılığı açısından kritik olacak.
Enflasyon hedefinin gerektirdiği parasal sıkılığı koruyacak şekilde, kredi büyüme tavanlarının ve istisna alanlarının gözden geçirilmesini ve güncellenmesini bekleyebiliriz. Özetle, makro ihtiyati adımlara karşı da stratejimizi zamanlı bir şekilde oluşturmamız gereken bir dönemdeyiz.”
Kaan Gür, Türkiye ekonomisi, enflasyon, faiz, reel sektör ve Akbank’ın hedeflerine yönelik DÜNYA’nın sorularını yanıtladı.
Türk bankaları her dönemde sağlamlığını kanıtladı
Türk bankacılık sektörü, her dönemde küresel ve yerel şokları başarıyla yönetmiş, finansal çalkantılara karşı sağlamlığını kanıtlamış ve dirençli yapısıyla öne çıkmıştır. 2024 yılı da bunun teyidi olmuş, sektörümüz enflasyonla mücadelenin getirdiği yüksek maliyetleri ustalıkla yöneterek başarılı bir sınav vermiştir. Yıl sonu itibarıyla %1,8 gibi düşük bir seviyede seyreden sorunlu kredi oranı ve %19,7’ye ulaşan sermaye yeterlilik oranı, bankacılık sistemimizin sağlıklı yapısını bir kez daha teyit etmiştir.
Yurtdışı borçlanma iştahı güçlü kalacak
Türk bankaları için bir diğer önemli konu da küresel para politikalarının ve dış finansman koşullarının nasıl şekilleneceği. Gelişmiş ülke merkez bankaları parasal gevşeme sürecine girmiş bulunuyor. Faiz indirimlerinin hızına dair belirsizlik sürse de küresel büyümenin dirençli seyri; risk iştahı, sermaye akımları ve dış finansman imkânları açısından gelişmekte olan ülkeleri olumlu etkiliyor.
Öte yandan, ABD’deki yeni hükümetin ticaret ve ekonomi politikalarına dair artan belirsizlikler küresel ekonomik görünümü bulanıklaştırıyor. Ancak Türkiye özelinde, ülke risk primindeki gerileme, döviz kurlarındaki istikrar ve makroekonomik temellerde beklenen iyileşmenin ülke kredi notuna olumlu yansıyacak olması gibi faktörlerle yurt dışı borçlanma iştahının güçlü kalmasını bekleyebiliriz.
Ekonomi politikalarına ve Türk lirasına duyulan güvenin artmasıyla dış finansman koşullarında sağlanan iyileşme ve dış borç çevirme oranlarında gözlenen artış eğiliminin korunacağını düşünüyoruz. Örneğin, daha yeni gerçekleştirdiğimiz sürdürülebilirlik sermaye benzeri kredi ihracına yaklaşık 1,4 milyar ABD doları tutarında, ihraç büyüklüğünün 3 katına yakın talep geldi. Üstelik bu işlem, Türkiye’den yapılan benzer işlemler arasında rekor düzeyde düşük risk primiyle tamamlandı.
Politika öngörülebilirliği sürdürülebilir patika için önemli
Düşük borçluluk, genç nüfus ve yüksek dijital penetrasyon gibi yapısal unsurlar finansal sektörün büyüme potansiyeli açısından oldukça parlak bir gelecek vaat ediyor. Kısa ve orta vadede parasal ve mali disiplinin güçlü bir eşgüdüm içerisinde sürdürülmesi ve politika öngörülebilirliğinin korunması, başta yüksek enflasyon olmak üzere makro dengesizliklerin giderilerek ekonominin sağlıklı, sürdürülebilir bir patikaya yönlendirilebilmesi açısından kritik önem taşıyor.
Düşük borçluluk, genç nüfus, kadınların işgücüne katılımındaki istikrarlı artış eğilimi ve güçlenen bilişim altyapısıyla artan dijital penetrasyon gibi yapısal faktörler henüz tam anlamıyla istifade etmediğimiz önemli bir potansiyele işaret ediyor.
Dijitalleşme, bankacılığın geleceğini şekillendirecek
Dijitalleşme de, yalnızca bir stratejik öncelik değil, aynı zamanda bankacılığın geleceğini şekillendiren temel unsur olarak tüm müşteri segmentlerimiz için en temel odak alanımız olmaya devam edecek. Bireysel, KOBİ, ticari ve kurumsal müşterilerimize sunduğumuz ürün ve hizmetleri dijital kanallar üzerinden erişilebilir kılmak, bu deneyimi kusursuz hale getirmek ve müşteri beklentilerini aşan yenilikçi çözümler sunmak en büyük hedeflerimiz arasında yer alıyor.
Dijitalleşme vizyonumuzda bir diğer kritik alan ise hızla gelişen üretken yapay zeka (GenAI) teknolojileri. Bu alandaki uygulama fırsatlarını titizlikle değerlendiriyor, bankacılığın geleceğini şekillendirecek projeler geliştirerek tüm iş birimlerimizi bu dönüşüme dâhil ediyoruz. Dijital bankacılıktaki öncü rolümüzü korumak adına bu alanda yenilikçi çözümleri olan oyuncularla iş birliği yaparak sektöre yön vermeye devam ediyoruz. Yapay zekâ destekli bankacılık çözümleriyle süreçlerimizi daha akıllı, daha hızlı ve daha verimli hale getirirken, müşterilerimize kişiselleştirilmiş ve benzersiz bir deneyim sunmayı hedefliyoruz.
Gelir büyümesi ve özsermaye kârlılığı odak noktamız
Akbank’a baktığımızda, 2024 yılında teknolojiden sürdürülebilirliğe, sosyal sorumluluktan girişimciliğe pek çok alanda önemli çalışmalara imza attık. Müşterilerimize yenilikçi ürün ve hizmetler sunmaya devam ederken, başarılı yurt dışı finansman işlemleriyle sektördeki öncülüğümüzü bir kez daha gösterdik.
Attığımız her adımda, daha iyi bir gelecek için çalıştık ve müşterilerimizle birlikte güçlenerek büyüdük. 2025 yılında müşteri bazımızı daha da genişleterek, teknolojiye ve insan kaynağımıza olan yatırımlarımızdan ödün vermeden, güçlü gelir büyümesi, etkin gider yönetimi ve enflasyonun üzerinde özsermaye kârlılığı ana odak noktalarımız arasında yer alacak. Güçlü sermaye yapımız ve ihtiyatlı risk yönetimi yaklaşımımızla sürdürülebilir büyümeyi desteklemeye ve finansal istikrarımızı korumayı sürdüreceğiz.
Alanında öncü ve güçlü iştiraklerimizle geliştirdiğimiz bütüncül hizmet yaklaşımıyla, müşterilerimize daha nitelikli hizmet sunmaya devam edeceğiz. Net aktif müşteri sayımızı artırarak büyümeyi sürdürmek, mevcut müşterilerimizle ilişkilerimizi daha da derinleştirmek ve uzun vadeli iş birlikleri kurmak öncelikli hedeflerimiz arasında olacak. Bu hedeflere ulaşırken, etkin iş süreçleri ve kusursuz müşteri deneyimi sunarak sektörde fark yaratmaya devam edeceğiz.
500 milyon dolarlık tahvil ihracı
Akbank, 500 milyon dolar tutarında, yüzde 7,875 faiz oranıyla sürdürülebilirlik sermaye benzeri tahvil ihracı gerçekleştirdiğini duyurdu. Bankadan yapılan açıklamaya göre, vadesi 10,5 yıl, faiz yenileme tarihi 5,5 yıl olan ihraca, yaklaşık 2,8 katı olan 1,4 milyar dolarlık talep geldi. İhracın coğrafi dağılımı yüzde 43 İngiltere, yüzde 27 Avrupa, yüzde 20 Orta Doğu, yüzde 8 Amerika ve yüzde 2 Asya olarak gerçekleşti. Akbank Genel Müdürü Kaan Gür, "Gerçekleştirdiğimiz bu ihraç, bugüne kadar Türk bankaları tarafından ihraç edilen sermaye benzeri tahvil ihraçları arasında en düşük risk primi ile fiyatlanan işlem olma özelliğiyle ön plana çıkıyor" diye konuştu.
Müşteri deneyimini kusursuz bir noktaya taşıyoruz
Akbank olarak, müşterilerimizle olan her temas noktamızı ileri analitik yetkinliklerle güçlendirerek müşteri deneyimini kusursuz bir noktaya taşıyoruz. Bankamızın en güçlü müşteri kazanım kanallarından biri olan dijitalden müşteri edinimi ile yeni müşterilere ulaşmaya devam ederken, önümüzdeki dönemde dijital bankacılık inisiyatiflerimizi müşteri derinleşmesini destekleyen yenilikçi çözümlerle daha da ileriye taşımaya hazırlanıyoruz.
Bu doğrultuda, Servis Bankacılığı (BaaS) ve Platform Bankacılığı (BaaP) alanlarında hem Türkiye’de hem de dünyada en yeni trendleri yakından takip ediyor, yenilikçi inisiyatifler geliştiriyoruz. Müşteri deneyimini Nesnelerin İnterneti teknolojisi ile alışagelmiş kanalların ötesine taşıyor, hayatlarının her anında müşterilerimizin yanında oluyoruz.
Bankacılığı yeniden tanımlamaya kararlıyız
İnsan odaklı sürdürülebilirlik stratejimiz en büyük rehberimiz olmaya devam edecek. Yarının ihtiyaçlarını bugünden düşünerek hareket etmeyi ve sürdürülebilirliği insan hayatına dokunan, toplumu ileriye taşıyan bir stratejiye dönüştürmeyi sürdüreceğiz. Eğitimden girişimciliğe, gönüllülükten sanata geniş bir yelpazede toplumsal yatırımlara imza atarken, sürdürülebilir finansman ve net sıfır bankacılık alanına öncülük etmeye devam edeceğiz.
İnsanı, teknolojiyi ve sürdürülebilirliği bir araya getiren vizyonumuzla, bankacılığı yeniden tanımlamaya kararlıyız. 2025 ve ötesinde, değişen küresel dinamiklere hızla adapte olan, müşteri deneyimini sürekli iyileştiren ve yenilikçi finansal çözümlerle geleceğe yön veren bir banka olmaya devam edeceğiz. Akbank, geçmişten aldığı güç ve geleceğe duyduğu güvenle, sadece Türkiye’nin değil, bölgenin en güçlü ve en vizyoner finans kuruluşlarından biri olmayı sürdürecek.