2025’e kadar denizler dalgalı!
Geçtiğimiz hafta demir çelik sektöründe faaliyet gösteren ülkemizin köklü firmalarından bir tanesinin iflas sürecine girdiğini öğrendim. Yıllık yüzbinlerce ton üretim kapasitesi olan, dünyanın pek çok ülkesine ihracat yapan bir şirket bu. Müthiş üzüldüm. Benzer haberleri maalesef farklı sektörlerden de alıyoruz.
Yaklaşık iki senedir bu köşeden firmalarımıza seslenmeye çalışıyorum. Zor dönemlerin geleceğini söylemiş, risklere karşı uyarmıştık. Maalesef şirket yönetimleri kısa vadeli oynamayı seviyor. Yüksek oranlı büyüme ve EBITDA takıntısı, uzun vadeli riskleri görmeyi engelliyor. En büyük risklerin, işletme sermayesi sıkıntıları ve nakit akış sorunları olacağı konusunda uyarmıştık. Pek çok firma, hızı kesilmeyen talebe ve ekonomi yönetiminin bir noktada işi gevşeteceğine inanarak aynı yönetim tarzı ile devam etti. İş gecikmeli de olsa ciddiye bindi. Sıkıntılar yaşanmaya başlandı.
2024, sağlıklı şirketlerin ayakta kaldığı bir sene olacak
Ekonomi yönetiminin uyguladığı politikaların gecikmeli etkilerini görmeye başladık. Kalan iki çeyrekte bu etkileri daha şiddetli hissedeceğiz. Şirketini nakit odaklı yöneten ve nakit yönetimi sağlıklı olanlar ayakta kalacak. Şirketini halen eski günlerdeki gibi ciro-EBITDA odaklı yönetenler, nakit yönetimine dikkat etmeyenler, aman canım nasılsa bu sıkıntılı dönem birkaç aya kadar bitecek, biz bildiğimizi yapalım diye düşünenlerin işi zor.
Türkiye'de birçok şirket finansal ve operasyonel açıdan sağlıklı değil. Biz bir şekilde kurtarırız diyen çoğu şirketin, kendi gerçek durumunun farkında olmadığını üzülerek görüyorum. Çoğu şirket kendisini geçmiş başarılar nedeniyle dev aynasında görüyor. Oysa bugün başarının ve sağlığın kriteri enflasyon destekli yüksek büyüme oranı ve EBITDA'lar değil. Artık şirketleri farklı parametreler ile değerlendiriyoruz.
Şirketlerin stratejik, finansal ve operasyonel röntgenini, hatta MR'ını çekmek gerekiyor. Bu bile bazen yetmiyor, hızla gerekli aksiyonları almak gerekiyor. 2024 yılının kalanı ile 2025’in ilk çeyreğinde, üç konuda hata yapmamak gerekiyor.
-Birincisi biraz önce bahsettiğim nakit yönetimi. Nakit akışlarını ve projeksiyonu haftalık takip etmelisiniz. Nakit açısından dengesiz giden dönemleri iyi takip edip, gerekli tedbirleri almalısınız.
-İkinci konu, verimlilik ve tasarruf. Şirketinizin içine bakmak ve daha verimli çalışma imkanlarını kovalamak gerekiyor. Müşteriden geriye doğru tüm iş süreçlerini analiz ederek, nerede gereksiz adımlar var, nerede israf var, nerede bekleme veya darboğaz var, süreci nasıl iyileştirebiliriz, bu çalışmayı yapmalısınız. Ayrıca acil olmayan yatırımlar ve diğer harcamaları 2025’e ötelemek gerek.
-Son olarak, şirketinizin bir bütün olarak iyi risk yönetimi yapabilir durumda olması gerekiyor. Operasyonel riskleri de en az stratejik ve mali riskler kadar dikkate yönetmek gerek.
Çıkış 2025’in üçüncü çeyreğinde başlar
Bugün iflas sürecine girmiş olan firmalar, inanın bir zamanların çok başarılı firmaları. Biz iyiyiz, bize bir şey olmaz demeden, önce analiz, sonra da hızlı aksiyonlar ile 2025'in Haziran ayına kadar dalgalı denizlerde kaptanlık yapmak gerekiyor. 2026 sonrası konjonktürün (bir savaş çıkmaz ise) ise çok iyi olacağı düşüncesindeyim. Lütfen sadece size sunulan raporlara güvenerek biz iyi durumdayız demeyin. Sorgulayın, araştırın, riskleri görmeye çalışın.
Para ve maliye politikalarında sıkı duruş en az alt ay daha devam edecek. Bu esnada ABD ve AB merkezli gelişmeler ve enflasyon beklentileri çerçevesinde, faiz indirimleri 2024’ün son çeyreğinde başlayacaktır düşüncesindeyim. Bu durumun reel ekonomiye yansıması ise 2025 Haziranını bulacaktır. Hesabı buna göre yapmalıyız. Dalgalı denizlerde kaptanlığa devam!