2025 yılına girerken dünyada ve Türkiye’de çelik sektörü
Bu köşede genelde Türkiye’deki makroekonomik gelişmeleri analiz ediyoruz. Fakat zaman zaman sektörel analizler yapmakta fayda olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle bu hafta köşemizi çelik sektörüne ayırdık.
Çelik sektörü son yıllarda hem Türkiye’de hem de dünya da enteresan gelişmelere sahne oluyor. Çelik sektörü sanayileşmenin ana unsurlarından birisi olarak görülür.
Bu nedenle çelik sektörü yatırımları hem gelişmiş ülkelerin hem de gelişmekte olan ülkelerin sanayileşme sürecinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Erken dönem sanayileşme süreci sonrasında da çelik sektörü ekonomiler için hayati öneme sahiptir. Nitekim, günümüz gelişmiş ülkeleri çelik sektörlerini koruma amaçlı adımları tereddüt etmeden atabilmektedir.
Küresel üretim ve tüketim dinamikleri ne yönde?
Sektörde 2022 yılı ortalarında başlayan talep daralması devam ediyor. Rusya-Ukrayna savaşı, artan jeopolitik riskler, küresel imalat sanayindeki daralma, Avrupa’da otomobil sektöründeki yavaşlama, Çin’de inşaat sektörünün içinde bulunduğu durum çelik talebini baskılamaya devam ediyor. OECD verilerine göre dünya çelik tüketimi 2024 yılının ilk sekiz ayında %5 daraldı. Dünya çelik talebinde Çin toplam talebin %51’ini oluşturuyor. Onu %7.5 ile Hindistan, %5.1 ile ABD takip ediyor. Türkiye toplam talebin %2.1’ini yaratıyor.
Çelik talebi daralırken dünya çelik üretim kapasitesi giderek artıyor. Çin dünya çelik üretiminin %54’ünü gerçekleştirerek dünyada birinci sırada yer alıyor. İkinci sırada %7.4 ile Hindistan, üçüncü sırada %4.6 ile Japonya yer alıyor. Türkiye %1.7 pay ile dünyanın en büyük sekizinci çelik üreticisi. Yine OECD verilerine göre en yüksek kapasite artışı Asya’da gerçekleşiyor. Çin’in batılı ülkelerin vergilerinden kaçınabilmek adına çeşitli Asya ülkelerinde yatırım yapıyor olması bu artışın temel nedeni olarak gösteriliyor.
OECD’nin Kasım 2024’e yayınladığı değerlendirme notuna göre 2024 yılındaki küresel çelik üretim kapasitesi artışı 50 milyon ton olacak. Bu artış 2013’ten beri görülen en yüksek artış. Toplam küresel kapasite 2482 milyon tona ulaşırken kapasite fazlası 573 milyon tona yükselecek. Kapasite fazlasının 2025-2027 döneminde üretim kapasitesine 146 milyon ton daha eklenmesi ile daha da artması bekleniyor.
Kapasite fazlası dünya çelik fiyatlarında kaçınılmaz olarak düşüşe neden oluyor. İnşaat demiri ve yatay çeliğin fiyatı Temmuz 2021’de gördüğü zirveye göre sırası ile %30 ve %50 düşüş göstermiş durumda.
Çelik üretiminde gelecek yıllarda ne bekleniyor?
Artan kapasite fazlası ve düşen fiyatların olduğu bir ortamda ülkeler özellikle Çin’den gelen ucuz çelik karşısında sektörlerini korumaya çalışıyorlar. Çin’in 2024 yılı ihracatının 100 milyon tona ulaştığı tahmin ediliyor. Çin’in agresif çelik ihracatının ardında devletin sağladığı teşvik politikaları var. Çin’in çelik sektörüne sağladığı sübvansiyonlar OECD üyesi ülkelerin on katı, OECD üyesi olmayan ülkelerin beş katı büyüklüğünde.
Dolayısıyla, Çin’li üreticiler maliyet avantajı ile ihracat yapamaya devam ediyorlar. Bu durumun önüne geçebilmek için ülkeler Çin çeliğine karşı tedbir almaya çalışıyor. Türkiye’de 2024 yılı başında uygulamaya koyduğu çelik ithalat vergileri ile haksız rekabet ortamını önlemeye çalışıyor. ABD’nin yeni başkanı Donald Trump’ın da göreve geldikten sonra Çin’den ithalata karşı tedbir alması bekleniyor.
Türkiye ne durumda?
Türkiye’nin çelik üretimi 2024 Ocak-Ekim döneminde geçen yıla göre %12.4 artış gösterdi. Bunun yurt içindeki nedeni inşaat aktivitesinin deprem sonrasında hız kazanması ve kentsel dönüşüm çalışmaları oldu. Çelik ihracatında da 2024’te artış kaydedildi. Jeopolitik nedenlerle Çin’den Avrupa’ya ithalatın pahalı hale gelmesi Avrupa’nın Türk çeliğine talebini artırdı.
2025 yılı küresel olarak çelik sektörü için zor bir yıl olacak. Artan kapasite, düşen talep, yükselen ithalat vergileri ve yeşil dönüşüm çabaları sektörün gündemini oluşturacak.