2025 yılı öncü göstergesi “asgari ücret”

Şevket SAYILGAN / Ekonomist
Şevket SAYILGAN / Ekonomist [email protected]

Türkiye ekonomisinin bugün­lerde güncel konularının ba­şında asgari ücret seviyesi ol­maktadır. Burada artış oranının limitleri uygulanacak ekonomi politikasının da ipuçlarını vere­cektir. Özellikle net te 17 bin 2 TL olan bugünkü asgari ücretin %25 ile %30 arasında arttırılması ön­görülmekle birlikte %30 üzeri bir oranda artış piyasalar tarafından dezenflasyon politikasının gev­şemesi olarak algılanacaktır.

(Not: Görüşüm burada %30 da düşük bir artış seviyesi olduğu­dur. Ancak ekonomik sistemin yapısal sorunları çözülmeden %30 üzerinde bir artış enflas­yonist bir etkisi olacaktır. Bura­da çözüm vergi gelirlerinin doğ­rudan verginin payını artırarak dezavantajlı kesimlerin ki asgari ücretliler bu gruba giriyor enflas­yon karşısında refah artışını da içerecek şekilde ücretlerinin art­tırılması yönündedir. Ayrıca iş­letmelerimizin de emek merkezli kazanç elde eden üretim anlayış­larının değişmesi veya değişme­sine yönelik ekonomi yönetimi­nin teşvik edici politikalar geliş­tirmelidir. )

Özellikle 2023 ve 2024 asgari ücret artışları TL düzeyinde iş­letmelerde yarattığı maliyet et­kisi halen mali göstergelerinde yüksek seviyelerde kalmaya de­vam etmektedir (%20-25) Ancak çelişki ise euro bazlı asgari ücret seviyesi ise Türkiye’yi en düşük 5 ülkeden biri yapmaya devam et­mektedir.

Türkiye’de asgari ücret ve ekonomi ilişkisi

Asgari ücret, çalışanların te­mel ihtiyaçlarını karşılayabilme­si için bir devlet politikası olarak uygulanan ve belirli bir zaman di­limi için en düşük maaş miktarı­nı ifade eden bir kavramdır. Tür­kiye’de asgari ücret, ekonomik dengeler üzerinde hem doğrudan hem de dolaylı olarak önemli bir rol oynar. Bu makalede, Türki­ye’deki asgari ücretin ekonomik göstergeler üzerindeki etkisi, iş­gücü piyasası, enflasyon ve gelir dağılımı gibi temel unsurlar bağ­lamında incelenecektir.

1 Asgari ücret ve işgücü pi­yasası

Türkiye’de asgari ücret, işgücü piyasasında geniş bir kesimi et­kileyen önemli bir belirleyicidir. 2023 itibarıyla Türkiye’de çalı­şanların önemli bir kısmı asga­ri ücret ya da asgari ücrete yakın maaşlarla çalışmaktadır. Asga­ri ücretin artırılması, işçiler için gelir artışını sağlarken işveren­ler için işgücü maliyetlerini ar­tırır. Bu durum, bazı işletmeler­de işçi çıkarımları veya kayıt dışı istihdamın artması gibi olumsuz sonuçlara yol açabilir. Öte yan­dan, asgari ücret artış­ları, çalışanların satın alma gücünü artırarak iç talebi destekler ve ekonomide bir canlan­ma yaratabilir. Bu den­ge, hem işveren hem de çalışan açısından dik­katle gözetilmelidir. Ön­celiğimiz katma değerli üretim yapan ve emeği­ni aldığı ücretle refahını arttıran bir çalışan piyasası he­deflenmelidir.

2 Enflasyon üzerindeki et­kisi

Türkiye gibi enflasyon oranı­nın yüksek olduğu ülkelerde, ya­pısal sorunlarını çözemediği için asgari ücret artışları ile enflas­yon arasındaki bu döngü gözlem­lenmektedir. Bu nedenle, asgari ücret düzenlemeleri yapılırken öncelikle vergi yapısı düzenlene­rek, enflasyon hedefleri ve piyasa dinamikleri dikkate alınmalıdır.

3 Gelir dağılımı ve sosyal adalet

Asgari ücretin en önemli sosyal etkilerinden biri, gelir dağılımı üzerindeki etkisidir. Düşük gelir­li kesimlerin yaşam standartla­rını iyileştirmek ve gelir eşitsiz­liğini azaltmak amacıyla asgari ücret politikası önemli bir araç­tır. Ancak, yüksek oranlı artışlar, emek kazancı üzerine kurulmuş bir üretim anlayışına sahip bir üretim yapısı işsizlik oranlarını artırarak gelir adaletini sağlama hedefini olumsuz etkileyebilir.

Ancak unutulmamalıdır ki ge­lişmiş ekonomilerde asgari ücret bir referans değeri olarak gözük­mekle birlikte Türkiye’ de yakla­şık çalışan kesimin %40’ı asgari ücret almaktadır.

4 Ekonomik büyüme ve iç talep

Asgari ücret artışlarının iç ta­lep üzerindeki etkisi, ekono­mik büyüme açısından kritik bir öneme sahiptir. Türkiye gibi iç talebe dayalı bir büyüme mode­line sahip ülkelerde, asgari üc­ret artışı tüketim harcamalarını artırarak büyümeyi destekleye­bilir. Ancak bu büyümenin sür­dürülebilir olması, işverenlerin rekabet gücünün korunmasına bağlıdır. İşverenlerin artan ma­liyetler nedeniyle küçülmesi ya da işten çıkarmalara yönelmesi, bu olumlu etkinin sınırlanması­na yol açabilir.

5 Politika ve uygulamalar

Türkiye’de asgari ücret, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba­kanlığı koordinasyonunda, işçi, işveren ve hükümet temsilcile­rinden oluşan Asgari Ücret Tes­pit Komisyonu tarafından belir­lenmektedir. Bu süreç, ekonomik göstergeler kadar siyasi kararla­rın da etkisi altındadır. Özellikle seçim dönemlerinde, asgari ücret artışları sosyal politika aracı ola­rak daha fazla ön plana çıkabil­mektedir. Dengeli bir asgari üc­ret politikası, ekonomik büyüme ve istihdam hedefleriyle uyum­lu olmalı, enflasyonist baskıları artırmadan gelir dağılımını iyi­leştirmelidir. Bunun için sektör bazlı farklılaştırılmış asgari üc­ret uygulamaları veya işletmele­re yönelik teşvik mekanizmala­rı gibi alternatif çözümler de de­ğerlendirilebilir.

6 Avrupa ülkeleri ve Türki­ye asgari ücret karşılaştı­rılması

Türkiye’deki asgari ücretin Avrupa ülkeleriyle kıyaslanma­sı, ekonomik gelişmişlik ve refah düzeyi farklarını anlamak açısın­dan önemli bir ölçüttür. 2024 yı­lı itibarıyla Türkiye’de brüt asga­ri ücret yaklaşık 613 euro seviye­sindedir. Net ücret ise 562 euro olarak hesaplanmaktadır. Bu de­ğerle Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında 22. sırada yer alır.

Da­ha düşük asgari ücretlerin oldu­ğu ülkeler arasında Sırbistan (544 euro), Karadağ (532 euro), Bulga­ristan (477 euro), Arnavutluk (385 euro) ve Kuzey Makedonya (360 euro) bulunmaktadır. Avrupa’da­ki en yüksek asgari ücret ise Lük­semburg’da 2.571 euro olarak be­lirlenmiştir; bunu İrlanda (2.146 euro) ve Hollanda (2.070 euro) takip etmektedir. Saatlik ücret­lere bakıldığında, Türkiye’de sa­atlik asgari ücret 3,05 euro iken, Bulgaristan’da bu rakam 2,97 euro ile Türkiye’nin gerisindedir.

Bu­na karşın, diğer Avrupa ülkelerin­de bu oran 4 euronun üzerine çık­maktadır. Örneğin, Almanya’da saatlik ücret 14,71 euro, Lüksem­burg’da ise 16,96 euro düzeyinde­dir.Türkiye’nin asgari ücret düze­yi Avrupa ortalamalarının olduk­ça altında kalmakta, bu da genel ekonomik şartlar ve yaşam mali­yetleri açısından az gelişmiş bir toplum şartlarının oluşmasına neden olmaktadır. Beraberinde a) Asgari ücretin euro karşılığı artı­şı, b) Asgari ücretin geneli temsil eden bir ücret olmaktan çıkarıl­ması c) İşletmelerin işçilik sevi­yesi nedeniyle rekabet edememe durumunun yüksek teknolojili, katma değerli, marka yaratan dö­nüşüme girmesidir.

Son Söz: “Kişiye hatası söylen­mezse kabahatini hüner zanne­der” Sadi Şirazi

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomide senaryolar 02 Ekim 2024