2025-2027 Orta Vadeli Program beklenen heyecanı yaratmadı
Hükümetin 2025-2027 dönemine ilişkin makroekonomik tahminlerini ortaya koyduğu ve makroekonomik politikalara ilişkin çerçeveyi oluşturduğu Orta Vadeli Program (OVP) dün yayımlandı. Programı iki bölümde değerlendirebiliriz. Bunlardan ilki makroekonomik hedefler ve politikalar kısmı. İkinci kısım ise ekonomide dönüşüm gerektiren alanlarda uygulanması planlanan politikaların özeti.
Makroekonomik politikalar ve hedefler
2025-2027 OVP tanıtım toplantısında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz’ın da belirttiği gibi programın önceliği enflasyonun düşürülmesi. Bu dönemde ana amacı enflasyonun düşürülmesi olarak belirleyince diğer politikaların da bu hedefle uyumlu olması beklenir. Örneğin, büyüme, kamu maliyesi, cari açık hedeflerinin enflasyon hedefinizle uyumlu olması gerekir. Bu duruma programın içsel tutarlılığı diyoruz.
Ana hedef olan enflasyon, 2024 yılı sonu için, 2024-2026 OVP’de açıklanan yüzde 33 hedefinden yüzde 41,5’e yükseltildi. Bu hedefin TCMB’nin orta noktası yüzde 38, üst bandı yüzde 42 olan yıl sonu hedefi ile uyumlu olduğu söylenebilir. Bir başka deyişle TCMB ile istişare içinde bu hedef programa konmuş diye düşünüyoruz.
Diğer taraftan, 2025 yılı sonu enflasyon hedefinin yüzde 15,2’den yüzde 17.5’e yükseltildiğini görüyoruz. 2026 yılında tek haneli enflasyon hedefi korunuyor fakat hedef yüzde 8,5’ten yüzde 9,7’ye yükseltilmiş.
Enflasyon için 2025 yılı hedefini iyimser buluyoruz. 2025 yılında açıklanan hedefin gerçekleşmesi için enflasyonist şoklar ile karşılaşılmaması, TL’nin reel olarak değerlenmeye devam etmesi, yönetilen ve yönlendirilen fiyatlarda oldukça sınırlı ayarlamalar gerçekleştirilmesi, ücret ayarlamalarının beklenen enflasyona göre yapılması, beklentilerin güçlü bir dezenflasyon programına göre şekillenmesi gerekir. Gerek küresel gelişmeler, gerekse yurt için dinamikler bizim bu kadar olumlu olmamızı engelliyor. Fakat, dezenflasyon programının devam ettiği, maliye politikalarının bu sürece destek verdiği bir ortamda 2025 yılı enflasyonunun yüzde 22-24 aralığına gerileyeceğini düşünüyoruz.
Milli gelir tarafında yüzde 4 olarak belirlenen milli gelir büyümesi hedefini, dezenflasyon programının devam ettiği varsayımı altında, iyimser buluyoruz. Cari açığın milli gelire oranının yüzde 2 olacağı, bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 4,9’dan yüzde 3,1’e düşeceği bir ortamda milli gelir büyümesini yüzde 2,5-3 aralığında tahmin etmeyi daha gerçekçi buluyoruz.
Kişi başına milli gelir rakamları 2024 yılında 15.551 ABD doları, 2026 yılında 17.028 ABD doları olarak programa konmuş. Dolayısıyla, milli gelirin yüzde 4 büyümesini beklediğimiz bir ortamda kişi başına milli gelirin dolar cinsinden yüzde 9,5 büyümesini bekliyor program. Dolar cinsinden kişi başına milli gelirin bu oranda artması ithal ürün talebini, dolayısıyla dış ticaret açığını artıracağını hatırlatmakta fayda var. Bu durumun makro dengeler açısından tutarlı olduğunu söylemek zor.
Yapısal uyum süreçleri
Program makroekonomik hedefler yanında bu hedeflere yürürken gerçekleştirilmesi planlanan yapısal dönüşüm süreçlerini de içeriyor. Bu süreçlerden en önemlileri dijital dönüşüm, yeşil dönüşüm ve afet yönetimi.
Dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm konuları hem kısa hem de orta-uzun vadede Türkiye ekonomisi için oldukça önemli. Dünyada yaşanan dijital dönüşüm sürecinden geride kalmamız ekonomik kalkınmada rakiplerimize göre geride kalmamıza yol açacaktır. Geçen yıl açıklanan programda bu konuda konulan hedeflere yüzde kaç oranında ulaşıldı bilemiyoruz. Fakat kanaatimiz bu konuda çok hızlı ilerlemediğimiz yönünde.
Benzer bir durum yeşil dönüşüm için de geçerli. Avrupa Birliği’nin sınırda karbon düzenlemesi gibi uygulamalarına ilişkin süreç işliyor. İlgili sektörlerin oluşacak rekabet ortamına ne kadar hazır olduğu ise tartışılır durumda. Bu bağlamda, dönüşüm süreçlerini hızlandırmak adına OVP’nin sadece bir hedefler metni olmaktan çıkıp hedef-gerçekleşme kriterlerine sahip bir metne dönüşmesi çok daha faydalı olurdu. Böylece ilgili bakanlıkların performanslarını hep birlikte görebilirdik.