2023 yılı çalışan becerileri
Geçtiğimiz günlerdeki yazımda, gelecekte çalışma dünyasında olmazsa olmaz becerileri sizlerle paylaşmıştım. World Economic Forum (Dünya Ekonomik Forumu) tarafından 2 yılda bir hazırlanan ‘’The Future of Jobs’’ / İşlerinMesleklerin Geleceği’’ raporu Ekim ayında yayınlanmaktadır.
Bu yıl covid etkisi ile rapor biraz gecikmeli de olsa geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Raporun üzerinde en çok konuşulan ve İ.K. stratejileri belirlenirken en çok kullanılan tablosu “En Önemli Beceriler” listesi. Bu yıl bu listede ilgi çekici maddeler yer alıyor. Future of Jobs 2023 raporunda en önemli ilk 10 beceri arasına ilk kez giren beceriler şöyle;
● Curiosity and lifelong learning – Merak ve yaşam boyu öğrenme
● Technological literacy – Teknoloji okuryazarlığı
● Dependability and attention to detail - Güvenilirlik ve detaylara dikkat
● Empathy and active listening – Empati ve aktif dinleme Bu konulara ilave olarak Yeşil Dönüşüm’ ünde raporda önemli bir yer aldığını ve sürdürülebilirlik konusuna da önemli bir vurgu olduğunu görüyoruz.
2023 raporunda on beş becerinin yer aldığı tabloda, ilk iki sırada Bilişsel Beceri olarak değerlendirilen Analitik Düşünce ve Yaratıcı Düşünce yer alıyor. Dikkat çekici diğer nokta ise ilk beş beceri içinde yer alan üç becerinin Öz yeterlilik beceri setinden yani, *Dayanıklılık, Esneklik, Çeviklik, *Motivasyon ve Öz Farkındalık, *Merak ve Hayat boyu Öğrenme olduğunu görüyoruz.
*Güvenilirlik ve Detaylara Dikkat becerisi de öz yeterlilik beceri seti içinde yedinci sırada yer alıyor. Birkaç kuşağın birlikte çalıştığı, kuşaklar karması diye değerlendirdiğim bu dönemde, iş hayatında varlığımızı sürdürebilmek için hepimizin yukarıdaki becerileri kazanmaya, var olan becerileri geliştirmeye odaklanması gerektiğine inanıyorum.
Özellikle teknoloji okuryazarlığı, her geçen gün gelişen, hızına yetişilmesi zor yenilikleri takip edebilmek, hayatımıza alabilmek gerçekten özel bir çaba gerektiriyor. Gerek iş hayatına devam edebilmek gerekse farklı kuşaklardan oluşan ekiplerle aynı dili konuşabilmek için, merak duymak ve hayat boyu öğrenmenin, hayatımızın doğal akışında olması kırılma noktası diye değerlendiriyorum. Duygusal dayanıklılık, esneklik ve çeviklik, birbirini hem tamamlayan hem de zorlayan beceriler.
Pandemi ile başlayan, deprem ile devam eden son dönemde, hepimiz duygusal olarak dayanıklı olmaya çalışırken, bir yanda da değişen çalışma hayatında çevik ve maksimum düzeyde esnek olmaya çalışmadık mı? İş hayatına her geçen gün katılan yeni jenerasyonları anlamak, birlikte üretebilmek, tartışabilmek, konuşabilmek için bu becerileri hayatımıza dahil etmek için hızlı olmalıyız.
Buna paralel olarak da ekiplerimizde yer alan çalışanlarımızı da bu becerilerini geliştirmeleri, ileriye taşıyabilmeleri için de önce cesaretlendirmeli sonrasında da eğitim ve gelişim planları ile desteklemeliyiz. Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.