2023; Yeni Umutlar
Y eni yılın girmesiyle yatırımcılar ve yatırım şirketleri arasında “2023 görünümü ve beklentileri” temalı email trafiği tavan yapmış durumda. Araştırma ekiplerinin bu çalışmaları hazırlamak için ne kadar emek ve zaman harcadığını kendi zamanımdan iyi bilirim. Hatta daha iyi bildiğim bir şey ise o kadar uğraşarak mükemmel hale getirdiğinizi düşündüğünüz ve yatırımcılara belki de 1 sene boyunca ışık tutmasını umduğunuz analiziniz yılın 2.ayında hedeflerinize ulaşan bir piyasa sayesinde boşa da çıkabilir – yaşanmışlığı var. Özellikle de geçen sene ki gibi öngörülemeyen Rusya-Ukrayna Savaşı gibi özel bir durumun patlak vermesi gibi konular değişimin ne kadar hızlı ve etkili olabileceğini gösteriyor.
Aslında bu noktada bazı jeo-politik analistlerinin hakkını yememek lazım; Rusya tarihini ve dış ilişkilerini iyi yorumlayan bazı tarihçi ve stratejistlere göre Rusya, eninde sonunda Batı’ya doğru bu hamleyi yapacaktı (tıpkı içinde bulunduğumuz 10 yılda Güney Çin denizinde ABD-Çin arasında artması muhtemel askeri gerginlik gibi). Hatta Şubat 2014’te Kırım’ın ilhak edilmesi, aslında bugüne kadar gelen (ve hatta devamı gelebilecek olan) sürecin sadece ilk adımıydı. Daha sonra Şubat 2022’de Donbass ile başlayan süreç esas savaşın başlangıcı oldu. Dikkatinizi çekerse Rusya’nın kendi coğrafyasında gerçekleştirdiği askeri operasyonlar genelde kışın gücünü hissettirdiği zamanlarda oluyor. Bilin bakalım neden? Çünkü tarih boyunca Rus topraklarına giren düşmanların hemen hepsi geri püskürtülmüştür ama çoğu Rus askeri tarafından değil; lojistik destek merkezlerinden uzakta olan yabancı askerlerin soğuk karşısında zayıf düşmesindendir. İçinde bulunduğumuz haftalar ise bir kez daha Rus topraklarında havanın soğuduğu, zeminin balçık çamurlu bahar kıvamından sonra donmuş, sert, üzerinde tankların yürüyebileceği bir ortamı getiriyor. Dolayısıyla önümüzdeki birkaç ay içinde savaşta hareketlilik artabilir.
Yeni fiyatlamalar ortaya çıkacak
Bu anlamda şimdilerde uzmanların konuştuğu konu Rusya’nın hangi noktada duracağı. İşin kötüsü bu tartışmalarda oldukça ütopik bir şekilde Kuzey’den Güney’e Litvanya, Polonya, Slovakya, Romanya gibi ülkelerle oluşturulan doğal sınır başı çekiyor. Bu şekilde olur-olmaz, ancak her durumda artık önüne geçilemeyecek bazı fiyatlamalar olacak. Ve duruma göre yeni fiyatlamalar da ortaya çıkacak gibi duruyor.
Tahıl fiyatlarındaki artış devam edebilir
İlk olarak önemle takip edilmesi gereken fiyatlar tarımsal emtia grubundan tahıllar olmalı. Çünkü geçtiğimiz 1 sene boyunca çelik paletler tarım arazilerinin üzerinde zemini ezdiler ve bu araziler üzerinde tarım yapılamadı. Savaş 2023’te bitse de toprağın tam verimle hasat alınabilir hale gelmesi bir sonraki seneye kalacaktır. Bu nedenle tahıl fiyatlarındaki artışın devam etmesi beklenir. Çin’in buğday ithalatını incelediğimizde Ukrayna’nın ihraca son vermesi ile 2021 Nisan’dan itibaren zaten sıfırlanmış. Rusya’dan ithalat ise son 4 senenin en düşüğünde. Ancak Çin’in genel talebi devam ediyor. Yani talep yüksek, arz kısıtlı…bu durumda tahıl fiyatında yükseliş kaçınılmaz olacaktır.
Savaşın etkileyeceği bir diğer emtia ise 2022’de olduğu gibi petrol olacaktır. Geçen hafta haber kanallarında çokça konuşulduğu üzere Avrupa Rus petrolüne 60 dolar tavan fiyat koydular. Kremlin ise kendi petrolüne hak ettiği değeri ödemeyene petrol satmayacağını söyledi. Bu durumda Rus petrolü yine Asya’da Çin ve Hindistan’da alıcı bulacak. Ancak bu noktada da dikkat edilmesi gereken bir konu var. Yaptırımlar çerçevesinde Rus petrolünü taşıyacak olan gemilerin sigortalanması aslında oldukça problematik bir durum. Çünkü hiçbir Avrupa’lı şirket yaptırımları delmeyi göze alamadığı için bu tankerler sigortalanamıyor, petrolün akışı sağlanamıyor. Sonuç olarak limanlardaki petrol hub larında depolama hacmi son derece sınırlı olduğu için limana kadar boru hattıyla gelen petrol, artık borunun içinde hareket edemez hale gelecektir. Bu durumda ham petrolün kendisi değil ama petrol üretim sürecinin doğal bir yan ürünü olan su, borular içinde donarak hatta kırılmalara neden olacaktır. Dolayısıyla onarılması son derece zor, pahalı ve zaman alıcı bir durum ortaya çıkacaktır. Rus petrolünün bir süreliğine de olsa tamamen ortadan kalkması anlamına gelen bu riskin gerçekleşmesi petrol fiyatının sıçramasına neden olacaktır. Ayrıca ABD’nin petrol fiyatını düşürmek için tarihte eşi benzeri görülmemiş bir hızla stratejik petrol rezervlerinden yaptığı satışın ardından Şubat ayında rezervleri yerine koymaya başlayacak olması fiyatın yükselme ihtimalini artıran bir faktör olacaktır. Neticede kısa vadede petrolün ikamesi olacak hazırda bir başka enerji kaynağı yok.
Orta – uzun vade için ise başka bir yazının konusu olan elektrik, hidrojen ve füzyon enerjileri yükselen yıldızlar olacak gibi gözüküyor.