2023 Temmuz sonuna göre beklentilerin değerlendirilmesi
Bugün yılın 7.ayı biterken ekonominin genel durumuna yönelik olarak fırsatlar ve tehditleri sıralamak ile birlikte mikro ölçekte hangi aksiyonları almalıyız konusunda görüşleri paylaşmak isterim.
26 Temmuz 2023 itibarıyla ekonomide ulusal ve uluslararası fırsat ve tehditler
Fırsatlar
-Euro/dolar fırsat yaratmaya devam ediyor.
-Global ticaret yavaşlamakla birlikte fiyat açısından avantajlı hale geliyor.
-ABD – Çin uzlaşısı ticareti destekliyor.
-Uluslararası majör merkez bankalarının faiz kararları gelişmekte olan ülkeler için avantaj yaratıyor.
-Körfez sermayesinin döviz arzında yaratacağı etki.
Tehtidler
-Depremin ekonomideki etkisi devam ediyor.
-Ekonomi politikasında olağanlaşma sürecenin –sıkı para politikasının etkileri (FAİZ ARTIŞI).
-Alacakların maliyeti, kredilerin maliyeti, alacak riski, şirket değeri, sermaye kazançları etkilenecektir…
-Faiz politikasında (%17,5) TCMB’nin tam bağımsız hareket etme alanı konusunda kuşku oluşması.
- İç talep yavaşlamaya başladı
- Krediye ulaşılabilirlik sağlanmadan kredi maliyetleri artıyor.
-Para politikası değişimi yavaş hareket ediyor.
-Yabancı sermaye hareketleri istenen hızda değil.
-Dış politika riskleri hareketlendi (isveç, rusya, ab ilişkileri).
-Rusya Ukrayna dış politika ve ekonomi ilişkilerine baskı yaratıyor.
-Enflasyon artıyor daha da artacak.
- Kur artışı devam edecek.
- Yerel Seçimlerin ekonomi üzerindeki baskısı.
Tehdit ve fırsatların analizi
-Özellikle fırsatlar konusunda yurt dışı gelişmelerin ağırlıklı olduğu gerçeğini göz ardı etmemeliyiz. Konjonktür burada Türkiye lehine gelişmektedir. Bu önermenin en önemli sebebi faiz artış sürecinin majör merkez bankaları tarafında sona gelinmiş olmasıdır. Bu gelişme özellikle dolar baskısını azaltacak ve gelişmekte olan ülkelerin sermaye girişlerinden aldıkları payı arttıracaktır.
-Ayrıca global piyasaların mevcut faiz artışlarının beklenildiği gibi resesyon etkisinin düşük ihtimale dönüşmesi ihracat pazarımız açısından da avantaj yaratacaktır.
-Tehdit tarafında ise özellikle iç piyasada 2024 seçimlerinin gölgesi rasyonel ekonomik politikaların uygulanması konusunda baskı yaratmaktadır.
- Temmuz ile birlikte enflasyon artış ivmesinde büyük bir sıçrama beklenmelidir. Bu beraberinde faiz artış etkisini de tetikleyecektir.
- Kurun enflasyon geçişkenliğinin tekrarlanması da bir başka risk olarak karşımızdadır. l Para politikasındaki gevşek görüntü beklenen daraltıcı sonuçları yaratması yönünde beklentileri olumsuzlaştırmaktadır.
- Tüm bu süreç mikro ölçekte firmalarımızın alacak riski , maliyet artışı ve kredi ihtiyacı olarak dönmesine neden olacaktır.
Mikro ölçekte tavsiyeler
-İç talep daralmasına yönelik satış öncelikleri değiştirilmeli.
- Alacaklarda kayıplara yönelik ihtiyat ayrılmalı, sigortalanmalı ve riskli görülen satışlardan kaçınılmalı.
-Nakit ihtiyacının krediye ulaşılabilirliği yıl sonuna kadar devam etmesi dikkate alınarak yönetilmeli.
- Stok tutma kararları likidite dengesi dikkate alınarak yapılmalı. l Seçici müşteri, Seçici ürün öncelikli satış ve üretim amaçlanmalı.
-Sabit maliyetler düşürülmeli.
-Öz kaynak ağırlıklı yatırımlar önceliklendirilmelidir.
Mikro tavsiyelerin analizi
- Firmalarımızın bu dönemde nakit yönetimi öncelikli, öz kaynak ağırlıklı bir finansman modeli çerçevesinde hareket etmeleri önümüzdeki dönem onlara pozisyon avantajı yaratacaktır.
-Stok kararlarının özellikle yılsonuna kadar nakit dengesini bozmamak şartıyla kademeli artışı bir tercih olmalıdır.
-Satış niteliği ve finansman kalitesi piyasalarda fark yaratıcı bir unsur olarak değerlendirilmelidir.
-Müşteri, Çalışan ve tedarikçi ilişkilerinin öne çıkacağı bir dönem geçirilmeli piyasalarda kalıcılığın ve büyümenin sürdürülebilirliğin bu paydaşlara bağlı olduğu unutulamamalıdır.
-Sabit maliyet öncelikli operasyonların dışsallaştırılarak esnek, yalın faaliyet yapılarına dönüşüm sağlanmalıdır.