2023 ihracat hedefimiz 306.5 milyar ABD Doları
Yeni hükümet kuruldu ve program da açıklandı. Hemen ihracat rakamlarına baktık ve artışlar için belirgin bir rakam yerine, yüzdelik ifade kullanıldığını gördük. Anadolu Ajansı'nın yayınladığı programın 73. sayfasında “mal ihracatımızda uzun dönemli hedefimiz, dünya ihracatından yüzde 1.5 pay almaktır” denilmiş. Daha önceleri, 2023 yılı ihracat hedefimiz olarak belirtilen 500 milyar ABD Doları, yaklaşık %44’lük bir iskonto ile 306.5 milyar ABD doları seviyesine çekilmiş oluyor.
Bu rakamı şöyle bulduk; Birleşmiş Milletler Uluslararası Ticaret Merkezinin (ITC) www.trademap.org sitesinde ihracat seçeneğini tıkladık. Tüm ülkeler, tüm partnerler ve tüm ürünleri seçince küresel ihracat rakamı, 2014 yılı için 18.685 küsur trilyon ABD Doları oluyor. 2010 yılından 2014 yılı sonuna kadar ortalama yıllık %1 olan ihracat artışını varsayım olarak alıp, hükümet programındaki yüzde 1.5 rakamı ile çarptığınızda da sonuç 306.5 milyar ABD Doları oluyor.
Bu iyimi kötü mü diye sorarsanız, daha önceki sohbetlerimizde, 500 milyar ABD Doları hedef için “Kim Yapacak” diye sorduğumuzu hatırlatmak isterim. Bu 306.5 milyar ABD Doları rakamı daha makul amma gerçekleşme olasılığı nedir derseniz, biraz endişe taşıdığımızı ifade etmek isterim. Zira, ihracatımızın son yıllardaki performansına, küresel ticari hareketlere ve maalesef siyasi gelişmelere baktığımızda, bu rakama bile varmak biraz şüpheli görünüyor. İmkansız mı diye sorarsanız hayır amma yaklaşmak mümkün derim.
Programın 74. sayfasında “AB-dışı ülkelere olan mal ve hizmet ihracatını artırmak için gerekli düzenlemeleri yapacağız” deniliyor. Hep savunduğumuz “Yumurtaları aynı sepete koymamak “ prensibinin tekrarını duymak çok güzel. Hatta “İhracat desteklerinde etkililik esas alınacak” denilmekte ki buna kimse itiraz etmez. Ancak, mevcut ihracat desteklerinin ne kadar etkili bir şekilde uygulandığının çok şüpheli olduğuna da hiç bir ihracatçının karşı çıkacağını düşünmüyoruz. Yeni destekleri hayata geçirmeden önce, mevcut uygulamalardaki aksamaları ve bunların nedenlerini açık bir şekilde ortaya koymalıyız. Bu yapılmadan getirilecek yeni desteklerin, öngörülen faydaya ve etkinliğe yaklaşamayacağını düşünüyoruz.
Sanayi ve ticaret kesimine verilecek desteklerin faydası tartışılmaz amma “Dış ticaret Elemanı” açığının, diğer sektörlerden az olmadığını da unutmamak gerek. “Biz arabayı finanse edelim, sahibi kullanacak elemanı bulur nasıl olsa” yaklaşımı ne kadar etki yapar diye sormalıyız. Dış ticaret meslek yüksek okulları ve aynı konuda lisans öğretimleri var. Buralardan mezun olanların “ Ne kadarı dış ticaret sektöründe çalışıyor “ sorusunun cevabı pek de iç açıcı değildir. Çünkü ve maalesef, mesleki yeterlilikten yoksun mezunlar veriyorlar. Özel sektör kendi söküğünü dikmeye çalışsa da bu tamirattan öte geçemez. Kesin çözüm devletin, “Dış Ticaret Eğitimi” konusunda alacağı radikal tedbirlerdedir.