2020 sonrasına ileri sarma...
Karakış geldi çattı. Küçük büyük dinlemeden bütün şehirlerde kar nedeniyle yollar bir kapanıyor, bir açılıyor. Çalışanlar işe zar zor gidiyor, bazıları gidemiyor. İş sahipleri kaygılı, üretim, nakliye vb. bir sürü şey aksıyor... Hastaları, hastaneye gitmek zorunda olanları, ülkedeki yüz binlerce mülteciyi, fakirlik sınırının altında yaşayan milyonlarca insanı, parkta yatanı, sokakta kalanı, ısınamayanı, karnını doyuramayanı düşününce, kara kış insanın iyice üstüne üstüne geliyor tabii. Doğrusu ben de kışı, soğuğu pek sevenlerden değilim. O yüzden bu hafta bütün bu dertlerden kaçıp, ileriye doğru bir yolculuk yapmak ve geleceğin dünyasına birlikte göz atmak istedim.
Birkaç hafta önce Perakende Günleri’nin konuğu olan City University of New York profesörü Dr. Michio Kaku’nun geleceğin dünyasıyla ilgili anlattıkları, hem hayatımızın hem de iş dünyasının nasıl şekilleneceğiyle ilgili çarpıcı ipuçları veriyor. Kaku’yu bazılarınız yakından tanıyor; daha önce de Ekim ayında Koç Üniversitesi’nin davetlisi olarak gelmiş ve DÜNYA’ya da bir söyleşi vermişti.
Teorik fizik profesörü olan Kaku, öyle sıradan biri değil. Harvard fizik bölümünü birincilikle bitirmiş ve kendine Einstein’ı örnek alarak onun çalıştığı konularda çalışmış. Şimdilerde kuantumcu, fütürist ve popüler bilimci olarak tanınıyor. Kuantum alanında “Sicim alanı kuramı” ve “süpersicim kuramı” olarak anılan iki önemli teorinin de sahibi. Dünyanın en zeki bilim insanları arasında gösterilen Kaku’nun popüler olmasının nedeni, pek çok radyo ve TV programına katılması, belgesellere konuk olması, makaleler yazması ve New York Times en çok satanlar listesine giren “Physics of the Impossible” (2008) ve “Physics of the Future” (2011) adlı iki kitap... 2014’te ise “The Future of the Mind” adlı kitabını çıkarmaya hazırlanıyor.
Michio Kaku, kapitalizmin gelişimini açıklarken “dalga teorisi”nden yararlanıyor. İktisatçılar ve iktisatla ilgilenenlerin yakından bildiği dalga teorisine göre, kapitalizm birbirinin takipeden büyüme ve kriz aşamalarıyla gelişiyor. Pazarlama 3.0 kitabını okuyanlar ve bu köşeyi izleyenler “konjonktür dalgaları” teorisinden zaman zaman söz ettiğimi hatırlayacaklardır.2008 kriziyle birlikte beşinci büyük dalganın dibine doğru gittiğimizi, altıncı dalganın yükseliş trendine ise 2018-2020 arasında gireceğimizi hem kitapta, hem de bu köşede dile getirmiştim. Bizim 40-60 yıllık dalgalarımız yerine Michio Kaku, başka bir grup iktisatçı gibi sistemin gelişimini 80-90 yıllık üç büyük dalgayla açıklıyor.
Birinci dalga buhar gücü ve demiryollarının yarattığı zenginlikle ortaya çıkıyor. Ardından ikinci dalga elektrik ve otomobilin yarattığı çok daha büyük bir zenginlikle geliyor. Bu dalganın 1929’da çöküşünden sonra ise “ileri teknolojilerin” ortaya çıkmasıyla kapitalizm yeniden, bu kez üçüncü büyüme trendine giriyor. Bu büyümenin yarattığı mali balonun 2008’de patlamasıyla da tekrar kriz ortaya çıkıyor. Biz halihazırda bu krizin tam orta yerinde bulunuyoruz. Kaku, son dalgayı yaratan icatların, bilgisayar, lazer, uydu, iletişim veinternet teknolojileri olduğunu söylüyor. 2020 sonrasında ise kapitalizmin dördüncü dalgasını son on yılda geliştirilen teknolojilerin tetikleyeceğini düşünüyor.
Peki, bunlar hangi teknolojiler? Elbette bilgisayar ve iletişim teknolojileri zaten elde var bir... Diğerlerini ise biyoteknoloji, yapay zeka, nanoteknoloji ve kuantum çağı olarak sayıyor Kaku. Bu aşamadan sonra, tıpkı müzik ve eğlence endüstrisi gibi tüm sektörlerin tek tek dijitalleşeceğini anlatıyor.
Peki, her sektörün “dijitalleşmesi” nasıl mümkün olacak? Yani müzik endüstrisinin, sinemanın, medyanın yaşadığı dijitalleşme süreci örneğin, ulaşım, eğitim, tıp, turizm gibi alanlara nasıl uyarlanacak?
Michio Kaku bunun, “çiplerin artan gücü” sayesinde kolayca mümkün olabileceğini söylüyor. Intel’in kurucularından Gordon Moore’un 1965’te ortaya attığı ve o tarihten bu yana hep doğrulanan “Moore yasası”na göre her 18 ayda bir (Moore sonradan bunu 24 aya çıkarsa da) çiplerin (Türkçede “yonga” da denir, ama şimdilerde pek kullanılmıyor) gücü ikiye katlanıyor. Yani yaklaşık her 1,5-2 yılda bir işlemcilerin, dolayısıyla bilgisayarların gücü ikiye katlanıyor. Ancak silikon bazlı işlemci teknolojisinin değişmesiyle yakın zamanda bu ilişkinin kopması bekleniyor. Kaku, 2020 sonrasında bilgisayar yongalarının, yani işlemcilerin fiyatının kuruş seviyesine kadar ineceğini ve bunun dünyada büyük bir devrim yaratacağını söylüyor.
Michio Kaku, bizim de tahminlerimiz doğrultusunda kapitalizmin yeni bir büyüme dalgasına gireceği tarih olan 2020 sonrasında, dünyaya milyarlarca çipin yayılacağını, bu çiplerin yaşam biçimimizi bir daha geri dönülemeyecek şekilde değiştireceğini düşünüyor. Bu döneme de “silikon ertesi çağ” veya “kuantum bazlı bilgisayar çağı” adını veriyor. Kaku’ya göre bilgisayar ve internet 2020 sonrasında hem her yerde, hem de hiçbir yerde olacak.
“Her yerde ve hiçbir yerde olmak” şu anlama geliyor; Elektrik de bir zamanlar her yerde bulunmayan, belirli durumlarda kullanılabilen çok özel bir şeydi. Oysa şimdi elektrik hayatımızın her yerinde var, ama biz çevremizde olduğunu hissetmiyoruz bile. Ta ki kesilene kadar... İşte gelecekte internet ve bilgisayar da, aynı bugünkü elektrik enerjisi gibi, hayatımızın tam içinde olacak, ama biz onu asla hissetmeyeceğiz, ta ki kesilene kadar...
Peki, internet ve bilgisayarın bu denli bizi sarıp sarmalaması hayatımızda neyi değiştirecek, iş yapma biçimimiz nasıl olacak? Bu hafta bu soruya yanıt vermek için yerimiz kalmadı.Haftaya Kaku’yla birlikte gelecek yolculuğumuzda bizi nelerin beklediğine bakacağız. O zamana kadar aman üşütmeyin, karda yürürken kayıp düşeyim demeyin...