2019'da tüm partiler gençlerin peşinde olacak...
Bu konuya daha önceki bir yazımda değinmiştim. Ülke için 2019 yılındaki seçimler hayati önem taşıyor. Hem yerel yönetim seçimi, hem de cumhurbaşkanlığı sistemi çerçevesinde yapılacak ilk seçim.
7 Haziran seçimlerine Güneydoğu politikası, 1 Kasım seçimlerine terör damga vurmuştu.
Ardından gelen 16 Nisan referandumunda ise görüşlerin birbirine ne kadar yaklaştığını, sistem değişikliğinin kağıt üzerinde çok güçlü görünen evet blokuna rağmen sadece 700 bin oy farkla geçebildiğini gördük.
O nedenle diyorum ki, 2019 seçiminin kilidini oluşturan kitle, gençler olacaktır.
7 Haziran 2015’teki seçimlerde 1 milyon genç ilk kez oy kullandı. 1 Kasım seçiminde ise bu sayıya 339 bin kişi daha eklendi.
16 Nisan referandumunda, bu kitleye 1 milyon 269 bin kişi daha eklendi.
Yani 7 Haziran 2015 ile 16 Nisan arasında tam 2.6 milyon kişi oy kullanma çağına geldi.
2019 seçimlerine kadar geçecek sürede yeni seçmen sayısı yaklaşık 2 milyon kişi daha yükselecek.
Böylece 7 Haziran 2015’ten Kasım 2019’daki seçimlere kadar yaklaşık 4.5 milyon yeni seçmen oy kullanacak. Gelecek seçimlerde toplam seçmen sayısı yaklaşık 60 milyon olacak. Oransal olarak birikimli yeni seçmen oranı, toplam seçmen sayısının yüzde 7.5’ini oluşturacak.
Gençlerden alınan oy ülke genelinin altında kalıyor
Yapılan tüm anketler ve dahi Adalet ve Kalkınma Partisi’nin çalışmaları gösteriyor ki, iktidar partisinin gençler arasında aldığı oy, ülke genelinde aldığı oyun gerisinde kalıyor. Anketlere, bakarsak bu oyun yüzde 10 ile yüzde 20 arasında kaldığını gösteriyor. Bu denklem değişmez ve biz geçen seçimlerden yola çıkıp en yüksek düzeyden; yüzde 20’den hesaplarsak, 4.5 milyon yeni seçmenin 900 bini Ak Parti’ye oy verecek, 3.5 milyon oy ise muhalefet partilerine kayacak.
Bu durumun seçimlerde muhalefet lehine yaratacağı fark 6 puandır. Özellikle cumhurbaşkanlığı seçiminin iki turlu olması nedeniyle, 6 puan farkı bir kanattan alıp diğer kanada koyduğunuzda seçim sonucu üzerinde 12 puanlık değişim anlamına gelir.
Bu hesap içinde en önemli boyutlardan biri, MHP’nin muhalefet partisi olarak görülüp görülmeyeceğidir. Ancak genç kesimin oy tercihlerinde MHP’ye olan eğilim, Ak Parti’nin bir miktar daha altında görülmektedir.
Sonuç şudur:
İktidar partisinin gelecek seçimlerdeki başarı ya da başarısızlığı genç seçmeni ikna edebilme konusundaki yetkinliğine bağlıdır. Aynı şekilde muhalefetin başarısı ya da başarısızlığı da, önceki seçimlerde kazandığı genç seçmeni koruyup koruyamayacağı ile doğrudan ilintilidir. Ak Parti, bunu gördüğü için seçme ve seçilme yaşını 18’e indiren düzenlemeyi paketin içine dahil etmişti.
Aynı zamanda bunu gördüğü için genç işsizliğini bugün radarında bir numaraya yerleştirmiştir.
Genç istihdamına verilen teşviklerin gerekçesi de budur.
Son TÜİK verilerine göre, Türkiye’de genç işsizliği oranı yüzde 19.8’dir. Mevsimsellikten arındırılmış genç nüfus işsizliği yüzde 21.9’dur. Bu demektir ki, Türkiye’de her 5 gençten biri işsizdir.
Okuldan mezun olan gençlerin yaşadığı işsizlik sorunu, oy tercihlerinde önemli ve etkilidir. Ama tek neden bu değildir.
Üniversitelileşme oy oranında belirleyici
Gençlerin oy tercihlerinde bir diğer önemli faktör ise üniversitelileşme oranıdır.
Ipsos anketine göre, 16 Nisan referandumunda eğitim düzeyi yükseldikçe “evet” oyu gerilemektedir. Buna göre yükseköğrenim mezunları arasında “hayır” oyu yüzde 61, “evet” oyu yüzde 39 olmuştur.
Lise mezunlarının yüzde 58’i “hayır”, yüzde 42’si “evet” demiştir.
İlkokul mezunu ve eğitimsiz seçmen arasında ise “evet” oyu yüzde 70’lere kadar ulaşmıştır.
Tüm bunlardan hareketle, her şehirde açılan üniversitelerin ve artan üniversiteli sayısının iktidarın aleyhine çalışmasına rağmen sürdürülmesi, takdire değerdir. Belediye seçimleri için bir başka dikkate değer sonuç ise büyük şehirlerdeki kentsel dönüşüm süreçlerinin özellikle yerel yönetim anlamında büyük rol oynamasıdır.
Düşük gelir düzeyine sahip bölgelerde uygulanan kentsel dönüşüm projeleri, bu kesimin yerini yüksek gelire sahip yeni hanehalkının almasıyla sonuçlanmaktadır. Yine Ipsos anketine baktığımızda, kentlerde, il ve ilçe merkezlerinde referandum sonucunun “hayır” çıkmasında bunun da etkisi olduğunu görmek mümkündür. Üsküdar’da, Eyüp’te “hayır” oylarının yüksek çıkması, Ümraniye’de yüzde 45’lere, Sancaktepe’de yüzde 48’lere, Kağıthane’de yüzde 46’lara ulaşmasında, bu değişimin önemli rolü vardır.
Sonuç olarak, bugünden 2019 Kasım seçimleri için öngörüde bulunmak imkansız. Türkiye rüzgarın çok hızlı değişebildiği bir ülke. Ama kilidin kim olacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok. Cumhurbaşkanlığı seçiminin kilidi genç seçmenler, özellikle büyükşehirlerde yerel seçimin kilidi ise kentleşme ve dönüşüm olacaktır.