2019 yılının bize ilk Türk unicorn’unu getirmesini diliyorum
Adettendir, her yeni yıl, yeni bir başlangıç imkânıdır. Bir önceki yıl gözden geçirilir, ileriye yönelik hedefler tadil edilir. Yeni yıldan bir şey beklenir. Ben her yıl gazetemizde Türkiye için dileklerimi yazıyordum. Bu yıl eski dileklerime bakarken, bir örüntüyü fark ettim. Hep siyasetten bir şeyler beklemişim ve siyaset o şeyi şimdiye kadar asla yapamamış. Hep memleket için kocaman şeyler istemişim ve asla olmamış. Bu yıl artık bu tür Halâskâr Zâbitân usulü dilekleri bir yana bırakıyorum. Herkesin kendi yapabileceği konulara, kendi yaratabileceği farka odaklanmasında fayda var diye düşünüyorum doğrusu. Siyasetin kendisiyle pek meşgul olduğunu da baştan kabul etmek ve memleket için, olmayacak beklentilere girmemek lazım. Bu çerçevede, ben 2019 yılında ilk Türk unicorn’unu artık görmeyi diliyorum. Doğrusu ya, eski dileklerime bakınca bu yıl bu iş bana pekala olabilir geliyor. Gelin bakın neden?
“2016 yılı bize akıl fikir getirsin” demişim, bakın ne olmuş?
2015 yılının sonunda, dünya değişiyor, biz, elimizde bu kadar imkân varken geride kalıyoruz manasına “2016 yılı bize akıl fikir getirsin” demişim. Bir nevi potansiyeli görelim artık işe odaklanalım diyerek. 2016 yılı memlekette akıl dışının tavan yaptığı bir yıl olmuş. Türk jetleri, Türk parlamentosunu bombalamış, dünyada ne olduğu kimsenin umurunda olamamış memleket olduğu gibi içine kapanmış.
“2017 yılı bize sükûnet getirsin” demişim, bir türlü sakinleşememişiz
Sonraki yıl, artık sakinleşelim ve işe odaklanalım artık esasa gelelim tadında “2017 yılı bize sükûnet getirsin” demişim. 2017’de koca bir yıl, askeri darbe girişiminin neden olduğu travmanın etkilerini izale edememişiz. Arada çözüm budur diye sistem değişikliğini hedefleyen bir referanduma gitmişiz. Sonuçta bir nevi, değişim için platform hazırlama telaşından esasa odaklanmaya yine vakit kalmamış ve yıl bitmiş.
“2018 yılı bize hedef, neşe ve coşku getirsin” demişim, bakın ne olmuş?
Bundan yola çıkarak , yine “bak dünya değişiyor, biz ne yapacağımıza odaklanamadığımız için öyle arkadan bakıyoruz. Memleketi bir türlü ortak bir hedef, neşe ve coşku etrafında kenetleyemiyoruz“ manasına “2018 yılı bize hedef, neşe ve coşku getirsin” demişim. Ne olmuş? Siz şimdi 2018 yılına bakınca ortada bir hedef, neşe ve coşku görüyor musunuz? Ben göremiyorum. Haziran’da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden berine sistemi ne de 2018 yılı hedeflerini oturtabildik. Daha idareyi bile yeniden organize edip, yeni bir hedefler setine odaklayamadık. Onun yerine son derece ciddi bir ödemeler dengesi krizini hala Türkün Türk’e propagandası ile yönetmeye çalışıyoruz. Ehem ile mühimi halen birbirinden ayırmayı becerebilmiş değiliz. Ortadaki göreli sükûnet ortamından doğru dersleri hala çıkartamadık.
Çabalama kaptan, ben gidemem
İşte bu duygu ve düşüncelerle ben 2019 yılından Türkiye için hiçbir şey beklememeye karar verdim. Bundan önceki yıllarda neler beklediğime baktım, sonra da olup bitene. Memlekette genel bir “çabalama kaptan, ben gidemem” hali olduğuna karar verdim. Bundan böyle artık yalnızca siyasetin atacağı adımlara bağlı dilek ve temennilerden kaçınmak gerekiyor. Yapamıyorlar işte, zorlamamak, insanları strese filan sokmamak lazım. Kastırmayalım lütfen. Bu nedenle, ben, 2019 yılının bize ilk Türk unicorn’unu getirmesini diliyorum sadece.
Türkiye’de neden unicorn görülmüyor?
Aldığı yatırım tutarı 1 milyar dolara ulaşan startup’lara, unicorn (tekboynuz) deniyor. CB Insights raporuna göre, 7 Ağustos 2018 itibariyle dünyada 260 adet unicorn görülmüş. Bu arada, liste, 2010 yılından başlıyor, onu da not edeyim. Bu 260’ın içinde Nijeryalı var, Kolombiyalı var, Estonyalı var, Birleşik Arap Emirlikleri’nden taksi çağırma uygulaması Careem var, Portekizlisi, Singapurlusu var. Var da var ama Türk yok. 2010 yılından beri dünyanın değişimini takip edemediğimize en iyi örnek, bu unicorn listesi aslında.
Peki, 2019 yılında değişim beklemek gerçekçi mi? Bana olabilir gibi geliyor. Bir kere esas itibariyle ülkeden bir unicorn çıkarmak için devletten bir şey beklemek gerekmiyor. Yeni teknolojilerin temel özelliği bu galiba. Olsa iyi olur ama olmasa da olur. Memleket bir şey kaybedebilir ama unicorn çıkar mı? Çıkar.
İyi bir fikir, yetenekli, iyi eğitimli ve doğru noktaya odaklanmış bir kaç insan ve bu insanları doğru network’e, doğru yönlendirecek iyi çalışan bir arayüz gerekiyor. Doğrusu ben bunların hepsinin Türkiye’de olduğunu düşünüyorum. Olur mu? Olur. İşi başaranlar hep birlikte para kazanacaklar. Neden olmasın?
Böyle baktığımda, 2019 yılı bize ilk Türk unicorn’unu getirsin demek, 2019 yılı bize akıl fikir getirsin demekten çok daha kolay duruyor. Bazı yıllar, olanı artırma, bazı yıllar olanı koruma yıllarıdır. 2019 yılı mevcut olanı muhafaza etme yılı gibi duruyor. Ekonomide çalkantılı bir yıla hazır mısınız? Başlıyoruz.