“2019 Temennisi: Bari huzur olsun...”
Dünyanın sayılı ekonomi dergilerinden birinin geçen hafta düzenlediği yuvarlak masa toplantısında 2019 yılı çeşitli açılardan ele alındı. Ben de 5 katılımcıdan biriydim.
Büyük bir bankanın genel müdür yardımcısı, dev bir market zincirinin CEO’su, yurtdışında da taahhüt işlerine imza atan büyük bir inşaat şirketi ve yabancı yatırımcılara danışmanlık yapan bir şirketin yönetici ortağı bir araya geldik.
İnşaat şirketinin sahibi “artık biz de ihracatçıyız, yurtdışında işimiz olmasa halimiz nice olurdu” diye söze başladı. En büyük sorunun farklı sektörlerden inşaata girişlerin çok olduğu ve bu sebeple aşırı fiyat rekabeti yaşandığını ifade eden firma sahibi, sektörle alakalı düzgün istatistik verinin olmadığını da ilave etti. Aslında bu tüm sektörlerin sorunu. Sadece kayıt dışılığın yüksek olduğu sektörler değil, kayıt içindeki sektörler için de güvenilir veri bulunamıyor. Dolayısıyla kulaktan dolma bilgilerle girişilen yatırımların sonu hüsran oluyor.
Perakende sektörünün temsilcisi de enflasyonla mücadelenin hem sebebi hem de ilacı olmaktan hoşnut olmadığını belirten bir görüş belirtti. “Kasada %10 indirim yapıyoruz ama bize mal satanlar böyle yapmıyor” diyerek tedarik kanalındaki sıkıntıyı dile getirdi. Özellikle karsız hale gelmeye başlarken, ocak ayında yapacakları ücret zamlarını kara kara düşündüklerini birkaç defa söyledi. Tüketicilerin fiyatlar yükselirken daha az mal satın almaya başladıklarına şahitlik ettiğinin de altını çizdi.
“Kazanç düşükse, yatırımcı gelmez..”
Ülkeye fon getiren yönetici ise “küresel yatırımcılar AB ülkelerinde dolar bazında 2-3 kat para kazanırken, Türkiye’de çok mütevazı kazançlar elde ettiler” diyerek yabancı sermayenin asıl tereddütünün altını çizdi. Gezi Parkı olaylarından bu yana yatırımcının ilgisinin sürekli azaldığını, ancak halka arzlar konusunda Türkiye’nin önemli bir sınav verdiğini belirterek, “güven ve yapısal reformlar en önemli mesele” diyerek sözlerini tamamladı.
Banka temsilcisi ise işlemlerin neredeyse %90 mobil ortamda yapıldığını ve BDDK’nın şubede bitmesini istediği işlemler olmasa, rahatlıkla bu oranın %100’e yaklaşacağını belirtti. Dijitalleşmenin değer zincirinde finans piyasasının “olmazsa olmazı” olduğunu söylerken, güven ortamının yaratılmasıyla faizlerin ve döviz kurlarının kabul edilebilir seviyelere çekileceğinin altını çizdi.
Katılımcıların söylediklerinden anladığım şu oldu: 2019 zor geçecek ama ekonominin yavaşladığı süreçte yapısal reformların mutlaka hayata geçirilmesi gerekiyor. Belki de bu şekilde büyümedeki yavaşlamayı değere çevirme imkanımız olacak. Eğer bu süreci doğru kullanamazsak, döviz kazandırıcı faaliyetlerin de tehlikeye gitmesi söz konusu olabilir.
Seçimlerden sonra uzunca bir süre seçim atmosferi yaşanmaması temenni edilerek toplantı sona erdi.
Tüm bu detayları bu akşam Mahfi Eğilmez Hocayla, Altınbaş Üniversitesi’nin Gayrettepe Kampüsü’nde 18:30’dan itibaren ele alacağız. Toplantı herkese açık. Erken gelen oturur.